Kaynak: http://deligaffar.com/
Muzırlık yapmayın, patates derken sizin başkan babanızın
herhangi bir yerini ima etmiyorum. Belarus devlet başkanı Aleksandır
Lukaşenko’dan söz ediyorum.
Kendisi tüm batı medyası tarafından “korkunç bir
diktatör” olarak tanımlanıyor. Batılılar bunu hep yapıyorlar, Avrupa ve ABD
çıkarlarına uygun hareket etmeyen kim varsa en önce ve en kolayından “diktatör”
sıfatını yakıştırıyorlar. Sadece parası olanların söz sahibi olduğu kendi
düzenleri dört başı mamur bir demokrasidir, bunun dışında ne varsa geridir,
çağdışıdır, diktatörlüktür. Hele böyle ulusal politika uygulamaya çalışan
birileri varsa, onların zaten katli vaciptir!
Lukaşenko’nun bütün bunları çok da kafasına taktığı
söylenemez. Bir yandan Rusya, Kazakistan ve Ermenistan’la kurulan gümrük
birliğinin meyvelerini toplamakla, diğer yandan Ukrayna krizi sayesinde elde
ettiği uluslararasi itibarın tadını çıkarmakla meşgul. Ukrayna’daki AB’ci
faşist darbeden sonra çıkan içsavaşta Lukaşenko arabulucu görevi üstlendi,
Belarus’un başkenti Minsk görüşmelere bir kaç kez evsahipliği yaptı.
Lukaşenko daha önce de Ermeni-Azeri geriliminde arabulucu
rolü oynamıştı ve Batılılar sonunda bu korkunç diktatörün “barış yapıcı”
(peacemaker) olarak başarısını kabul etmek zorunda kaldılar. Çünkü kendileri
Suriye’yi karıştırmakla meşgulken bu “diktatör bozuntusu” Kafkaslara ve
Ukrayna’ya barış getirmeye çalışıyordu. Ukrayna barış görüşmelerinin
sonunda Batılı gazetecilere demeç verirken “ne yapalım barışı getirmek de benim
gibi bir diktatöre kaldı işte” diye alay etmişti.
İşte bu Lukaşenko sadece diktatörlük yapmıyor, diktatörlükten
arta kalan zamanlarında bağ bahçe işlerine de bakıyor. Başkanın Minsk
yakınlarında küçük bir daçası (yazlık evi) var. Bu eylül ayında bir haftasonu
oğlu Kolya’yı da yanına alarak bu daçanın bahçesindeki patatesleri toplamaya
gitti. Baba oğul yanlarındaki bir kaç yardımcıyla beraber tam 70 çuval
tatlı patates toplamışlar. Lukasenko’ya göre bu patatesler başkanlık sarayının
bir kaç aylık ihtiyacını karşılayabilir.
Bizim kaçak saraya kaç çuval patates gerekir, bu patatesler
misal Louis Vuitton marka olmazsa hanımefendi tarafından saraya kabul edilirler
mi, bizim başkan babamız tarlaya bahçeye çıksa patatesleri şemsiyeyle
dürter mi, varın bu kısımları da siz düşünün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder