Moskova

Moskova

27 Eylül 2015 Pazar

Sayın Başkanın Patatesleri


Kaynak: http://deligaffar.com/ 

Muzırlık yapmayın, patates derken sizin başkan babanızın herhangi bir yerini ima etmiyorum. Belarus devlet başkanı Aleksandır Lukaşenko’dan söz ediyorum. 

Kendisi tüm batı medyası tarafından “korkunç bir diktatör” olarak tanımlanıyor. Batılılar bunu hep yapıyorlar, Avrupa ve ABD çıkarlarına uygun hareket etmeyen kim varsa en önce ve en kolayından “diktatör” sıfatını yakıştırıyorlar. Sadece parası olanların söz sahibi olduğu kendi düzenleri dört başı mamur bir demokrasidir, bunun dışında ne varsa geridir, çağdışıdır, diktatörlüktür. Hele böyle ulusal politika uygulamaya çalışan birileri varsa, onların zaten katli vaciptir!

Lukaşenko’nun bütün bunları çok da kafasına taktığı söylenemez. Bir yandan Rusya, Kazakistan ve Ermenistan’la kurulan gümrük birliğinin meyvelerini toplamakla, diğer yandan Ukrayna krizi sayesinde elde ettiği uluslararasi itibarın tadını çıkarmakla meşgul. Ukrayna’daki AB’ci faşist darbeden sonra çıkan içsavaşta Lukaşenko arabulucu görevi üstlendi, Belarus’un başkenti Minsk görüşmelere bir kaç kez evsahipliği yaptı.

Lukaşenko daha önce de Ermeni-Azeri geriliminde arabulucu rolü oynamıştı ve Batılılar sonunda bu korkunç diktatörün “barış yapıcı” (peacemaker) olarak başarısını kabul etmek zorunda kaldılar. Çünkü kendileri Suriye’yi karıştırmakla meşgulken bu “diktatör bozuntusu” Kafkaslara ve Ukrayna’ya barış getirmeye çalışıyordu.  Ukrayna barış görüşmelerinin sonunda Batılı gazetecilere demeç verirken “ne yapalım barışı getirmek de benim gibi bir diktatöre kaldı işte” diye alay etmişti.


İşte bu Lukaşenko sadece diktatörlük yapmıyor, diktatörlükten arta kalan zamanlarında bağ bahçe işlerine de bakıyor. Başkanın Minsk yakınlarında küçük bir daçası (yazlık evi) var. Bu eylül ayında bir haftasonu oğlu Kolya’yı da yanına alarak bu daçanın bahçesindeki patatesleri toplamaya gitti. Baba oğul yanlarındaki bir kaç yardımcıyla beraber tam 70 çuval tatlı patates toplamışlar. Lukasenko’ya göre bu patatesler başkanlık sarayının bir kaç aylık ihtiyacını karşılayabilir.


Bizim kaçak saraya kaç çuval patates gerekir, bu patatesler misal Louis Vuitton marka olmazsa hanımefendi tarafından saraya kabul edilirler mi, bizim başkan babamız tarlaya bahçeye çıksa patatesleri şemsiyeyle dürter mi, varın bu kısımları da siz düşünün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder