Moskova

Moskova

30 Ağustos 2018 Perşembe

"Ruslar az çalışıyor" lafı önyargı mı?







Rusya'da yapılan bir anket, "Rusların az çalıştığı" önyargısının aksine, ülkede çalışanların yaklaşık üçte ikisinin, günde sekiz saatten fazla mesai yaptığını gösterdi. "Avito Rabota" sitesinin anketine göre, fazla mesai yapan Rusya vatandaşlarının yüzde 28'i, bunun nedeni olarak "çok fazla iş olmasını" gösteriyor.

Anket katılımcılarının yüzde 16'sı, ek ücret almak için, yüzde 15'i işleri tamamlamak için fazla mesai yaptığını söyledi. "İşimi sevdiğim için fazla çalışıyorum" diyenlerin oranı yüzde 6.


Ek ücret almak için fazla mesai yapanların çoğunu erkekler oluşturuyor.


Ankete göre Rusya'da çalışanların yüzde 43'ü günde 9 ila 12 saat arası iş yerinde vakit geçiriyor.


Araştırmalara göre Rusya, geçen sene kişi başına ortalama yıllık çalışma saatinin en fazla olduğu ülkeler sıralamasında bin 980 saat ile beşinci sırada yer aldı.

Önyargıları kıran sekiz "parlak" isim






Dünyada, Soğuk Savaş yıllarından kalan Ruslar ve Rusya'ya dair önyargılar hep tartışma konusu... Spordaki başarılar, edebiyatın ve sanatın klaisk etkileri, Putin'e dünya çapında artan sempati. Bunlar "artı yazan" faktörler.  Bu arada  son Dünya Futbol Şampiyonası, organizasyon başarısının yanı sıra, Rusya hakkında dünyadaki birçok önyargıyı kırmasıyla da önem kazandı. Kommersant gazetesi, dünyada son dönemde "Rusya'nın gururu" olarak gösterilen ve önyargıların kırılmasına yardım eden bazı "parlak" isimleri derledi:


Pavel Durov

Rusça konuşulan ülkelerdeki en popüler sosyal paylaşım sitelerinden Vkontakte'nin ve ünlü mesajlaşma uygulaması Telegram'ın kurucusu Durov, genç yaşında Rusya'da ve yurt dışında imza attığı başarı öyküleriyle dünyada en çok adından söz ettiren Rusya vatandaşlarından biri oldu.


Yuri Milner

Rusya'nın ilk ve en popüler internet platformu Mail.ru'nun kurucusu Milner; Fortone, Times, Bloomberg ve Foreign Policy'nin "en etkili isimler" listesinde yer alıyor.


Natalya Vodyanova

Çocuk yaşta pazarda ninesiyle sebze satarken keşfedilip podyumlara çıkan, ünlü Rus süpermodel Natalya Vodyanova, dünyanın en ünlü ajanslarında top modelliğe yükseldi ve "top" markaların reklam yüzü oldu.  (fotoğrafta sağda)


Darya Jukova

Küçük yaşta annesi ile birlikte Rusya'ı terk eden Jukova, ünlü tenisçi Marat Safin ile yaşadığı aşk ile ismini duyurdu. Ardından ünlü oligark Roman Abramoviç ile evlenen Jukova, pahalı modern sanat eserleri koleksiyonları ile tüm dünyada adından söz ettirdi.


Yevgeni Çiçvarkin

Rusya'daki en büyük elektronik eşya perakende zincirlerinden Yevroset'in kurucusu Çiçvarkin'in, daha sonra göç ettiği  İngiltere'de 2010 yılında açtığı Hedonism Wines adlı şarap mağazası, bir yıl içinde İngiltere'nin en iyi şarap mağazası seçildi. Çiçvarkin, Londra'da açtığı restorana İngiltere'nin en popüler şefi Ollie Dabbous'u transfer etti.


Anna Netrebko

Ünlü Rus opera sanatçısı Anna Netrebko, dünyanın en iyi sopranoları arasında yer alıyor.


Sergey Brin

Rusya doğumlu Brin, Larry Page ile birlikte Google arama motorunu oluşturdu. Bill Gates, Larry Page ve Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg ile birlikte sadece kendi çabasıyla milyarder olan dört kişiden biri olarak gösteriliyor.


İlya Kabakov

Batı'da en fazla üne kavuşa Sovyet ve Rus sanatçısılarından biri olan ressam İlya Kabakov'un tabloları 80'li yıllarda 5,8 ve 4,1 milyon dolara alıcı bularak rekor kırdı. 

Tolstoy'un '28' takıntısı





Kaynak: TürkRus.Com


Bugün, dünya edebiyatının zirvelerinden biri sayılan Lev Nikolayeviç Tolstoy'un 190'ıncı doğum yıldönümü. "Bilgelik timsali" sayılan Rus yazar Lev Tolstoy'un batıl inançlı olabileceği pek az kişinin aklına gelir. Tolstoy araştırmacısı yazar Pavel Basinkski bu kişilerden biri. Basinksi, Tolstoy'un yaş günü vesilesi ile Rossiyskaya Gazeta için kaleme aldığı yazıda büyük Rus yazarın 28 sayısı ile olan ilişkisine eğiliyor. İşte Tolstoy'un yaşamında 28 sayısının önemi:

- 28 Ağustos 1828'de doğdu.

- Savaş ve Barış romanında 28 Ağustos Moskova'daki hareketliliğin başladığı gündür.

- Diriliş romanında mahkeme Katyuşa Maslova'nın davasını 28 Nisan'da karara bağlar. Ayrıca roman 28 bölümden oluşur.

- Ünlü "Sanat Nedir?" çalışmasında kötü şiire örnek verirken kitaplardan tarafsız seçim yaptığını göstermek adına sadece 28. sayfalardaki şiirleri dikkate alır.

- Oğlu Sergey'in 27 Haziranda doğması beklenirken karısından biraz daha sabretmesini doğumu 28 Hazirana denk getirmesini rica eder.

- Tolstoy'un geri dönmemek üzere Yasnaya Polyana'yı terk ettiği tarih 28 Ekim 1910'dur.

- Öldüğü yaş ise 82, yani 28'in tersidir.

29 Ağustos 2018 Çarşamba

“Levşa” Bit Pazarı





Fotoğraflar: M. Hakkı Yazıcı


Moskova’da mutlaka gezilip, görülmesi gereken ilginç mekanlardan biri, Hovoshodnenskoye Şosse’de, Himki ile Shodnya arasındaki “Левша́ –Levşa” Bit Pazarı’dır.

Bir şehrin insanlarını, ruhunu, kültürünü anlamak için görülmesi gereken yerlerden biri bit pazarları…

Bit pazarı sözcüğü dilimize nereden girmiş? İlginç değil mi? Pek çok küçük çocuk bu pazarlarda bit satıldığını zanneder. Sonra büyürler, 8bit'in 1byte ettiğini öğrenirler. İşte asıl o zaman işler karışır.

Rivayete göre önceleri bu tür pazarlara halk arasında “Bayat pazarı” denirmiş, zamanla “bat pazarı” ve son olarak “bit pazarı” denmiş. Başka bir rivayete göre ise eskiden eskicilerde satılan mallar genelde bitli pireli olurmuş, o zamandan gelen bir isimmiş.

Bizde malum bir söz vardır: “Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağar,” diye. Peki, bu doğru mu? Eskiye hiç rağbet olmaz mı?

Gerçekte bu,  İngilizcede “flea market” denilen “bit pazarı” kültürü, apayrı bir kültürdür.

Eski bir eşyayı satın almak; eski sahiplerinin bir zamanlar severek kullandığı elbiseden tutun da işlemeli masa örtüsüne ve ahşap sehpaya kadar her türlü çanak çömleği, bibloyu severek ve tabii ki az para vererek satın alıp evine götürmek, o nadide parçayı yeni bir evde yaşatmaya devam etmektir.

“Levşa” Pazarında genellikle Sovyetler Birliği döneminden kalmış pek çok eşya var: Lenin, Stalin büstleri, madalyalar, rozetler, saatler, biblolar, kızıl bayraklar, asker giysileri, kitaplar, ev eşyaları…

Eskilerin alıcılarıyla buluştuğu bu mekanı gezerken insan düşünmeden edemiyor. Eskilerden kim kalmış günümüze ve ne kalacak yarınlara?

Tüketim çağının günlük kullanımlık, bayağı, reklamlarla abartılmış eşyalarından ne kalabilir ki bu zamandan geriye?




















27 Ağustos 2018 Pazartesi

Moskova'da hayvan mezarlığı




Fotoğraflar: M. Hakkı Yazıcı


Meraklı olunca Moskova’da bazen Rusların bile bilmediği ilginç mekanları keşfediyorsunuz. 

Aslında gez, gez bitmiyor Moskova.

Bu mekanlardan biri Himki, Maşkinskoye Şoşe 15 numaradaki hayvan mezarlığı. Hayvan sever Rusların yitirdikleri sevgili dostlarını gömdükleri bir hayvan mezarlığı bu.

Köpeklerin, kedilerin, atların ve diğer hayvanların mezarları yan yana sıralanıyor burada.

İlginç mezarlardan biri de hayvan sever bir ailenin evin içinde birlikte yaşamış olan ölen köpeklerini, kedilerini ve farelerini bir arada gömdükleri mezar.

Kedi, köpek, fare bir arada olur mu?

Olmuş işte! Djoy, Yeta, Hvost, sağlıklı yıllarındaki dostluklarını, birlikteliklerini, mezarda da sürdürüyorlar.

Mezarlığı gezerken insan, bu hayvan severlere saygı duyuyor. Vefanın böylesine şapka çıkartmak lazım…

Doğayı, çiçekleri, hayvanları sevmeyenlerin insanları sevebilmesi mümkün mü? Kesinlikle hayır.

Bu nedenle bu mezarlık, hem ilginç, hem de ibretlik.  







26 Ağustos 2018 Pazar

Mutlaka ziyaret edilmesi gereken 12 yerden biri Moskova’daki Zaryadye Parkı




TIME Dergisi'ne göre, mutlaka ziyaret edilmesi gereken 12 yerden biri Moskova’daki Zaryadye Parkı

© SPUTNİK / GRİGORY SYSOEV


Rusya'nın başkenti Moskova'da 2017'de hizmete giren Zaryadye Parkı, günün her saatinde ziyaretçilerin ilgi odağı haline geldi. Diller Scofidio + Renfro (DS+R) tarafından tasarlanan, Moskova'da, Kızıl Meydan, Aziz Basil Katedrali ve Kremlin'e yürüme mesafesinde konumlanan park, Moskova Nehri'ne uzanan 70 metrelik konsol, beş pavyon, iki amfitiyatro ve bir filarmonik konser salonunu içinde barındırıyor. Proje, son elli yılda Moskova'da açılmış olan ilk büyük ölçekli kent parkı olma özelliğini taşıyor. Tasarımcılar, Zaryadye Park'da doğa ve mimariyi harmanlayarak, kentin geleneksel ve simetrik dokusuyla bütünleşen yeni tipolojiler sunabilecek bir kamusal alan yaratmayı hedefledi.
Rusya'nın farklı iklim özelliklerine ait payzaj unsurları birlikte kullanılarak oluşturulan teraslar, aktif ve pasif iklim kontrol stratejilerini destekliyor. Planlanmış bir rota üzerinde yer alan, performans mekanları, kültürel pavilyonlar, toplanma ve dinlenme alanları olarak tanımlanan bölümler, Moskova manzarasına hakim gözlem noktaları ile bağlantılı hale geliyor.
Şehrin sert iklimini yumuşatmayı hedefleyen yapay çevre elemanları, doğa keşfi için planlanan çeşitli sosyal ve kültürel programlar, uzun süreli sürdürülebilir yönetim modeli gibi müdahaleleri kapsayan bütüncül stratejiler, ziyaretçilerin yılın her döneminde parkı aktif bir şekilde kullanmalarına olanak sağlıyor.
TIME dergisi, mutlaka ziyaret edilmesi gereken 12 yer listesini yayınladı. Listede yer alan yerlerin çoğu, halkın ziyaretine 2017 yılında açıldı. Derginin hazırladığı listeye Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan yeni Zaryadye Parkı da dahil oldu.

24 Ağustos 2018 Cuma

Rusya Hakkında İlginç Bilgiler 1. Bölüm



Kaynak: DÜNYALI





Ruslar için sadece ders kitaplarında anlatıldığı gibi "Sıcak Denizlere İnmek İsteyen Ulus" demek büyük haksızlık olur. Ruslar; kültür, tarih, teknoloji, güç olarak dünyada iki farklı kutuptan birinin liderliğini üstlenmiş durumda olan bir millet...

Rusya serimizin ilk videosunda tarih ağırlıklı konulara yer verdik. Bunların arasında Çarlık Rusyası, Rusya bayrağının anlamı, Rusya kelimesinin kökeni, Rusya'yı işgal etmeye çalışan ülkeler, Rusların ata yurdu, Rasputitsa, General Kış, Baltacı Mehmed Paşa ve Rus Çariçe Katerina ilişkisi, Rus tarihinin en gizemli insanı Vladimir Rasputin gibi konulara yer verdik. Video hoşunuza gittiyse "beğenmeyi" unutmayın. İyi seyirler. :)



Sibirya




Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi


Sibirya, Rusya'nın, Ural Dağları'ndan Büyük Okyanus'a kadar uzanan topraklarına verilen ad. 

Sibirya, Kazakistan Cumhuriyeti ve Orta Asya'yı meydana getiren diğer cumhuriyetleri de ihtiva eder. Yaklaşık olarak 13 milyon km²'lik bir yüzölçümüne sahiptir. Sibirya bölgesinde 30 milyon civarında insan yaşar. Kuzeyinde Arktik Okyanusu, doğusunda Pasifik Okyanusu, güneyinde Kazakistan, Moğolistan ve Mançurya ülkeleri bulunur. Batısında ise Ural Dağları bulunur.




Sibirya esas olarak üç bölgeye ayrılır; Batı Sibirya, Doğu Sibirya ve Rusya'nın Uzak Doğusu.

Batı Sibirya

Urallar ile Yenisey Nehri arasında yer alan Batı Sibirya bölgesi, ilk yerleşim alanıdır. Nüfûsun çoğunluğunun yaşadığı ve Sibirya arazisi içinde en gelişmiş olan kısımdır.

Fiziki yapı

Yarı çorak Kazakistan bölgesinde Kutup Denizi'ne doğru uzanan büyük alçak yayla, Batı Sibirya'nın en tabii fiziki özelliğidir. Bu yayla 2,5 milyon km²'lik yüzölçümüyle dünyanın en büyük yaylalarından biridir. Umûmiyetle düz bir arazidir. Kıyıdan 1600 km kadar içeride bulunan Omsk şehri deniz seviyesinden sadece 82 m kadar yüksektedir. Fakat bu düzlük güneydoğuda Altay Dağları tarafından bozulur. Rusya Federasyonu sınırındaki bu dağların en yüksek noktası Beluka Tepesi, yaklaşık 4620 m’dir.

İklim

Genel olarak kara iklimi hüküm sürer. Kışları çok soğuk geçer. Yaz ve kış günleri arasındaki sıcaklık farklılığı oldukça yüksektir. Ortalama ocak ayı sıcaklığı Tomsk’da -21 °C kadardır. Tomsk şehrinde kar yaklaşık 6 ay toprakta kalır.

Doğal kaynaklar
Batı Sibirya’nın topoğrafik birliği toprak ve bitki örtüsü bakımından bozuktur. En kuzey tundra onun altında kozalaklı ağaçlardan meydana gelmiş ormanlar bulunur. Bu ormanlara tayga denir ve Batı Sibirya Yaylasının üçte ikisini teşkil eder. Batı Sibirya’nın güneyi, Altay Dağlarına kadar çeşitli türlerde steplerle örtülüdür. Altay Dağları Ob Nehrine ve onun kolu İrtiş’e kaynaklık yapar. Bu iki nehir Kuznetsk Havzasını meydana getirirler. Bu bölge Rusya’nın kömür kaynağı ve Sibirya’nın endüstri açısından kalbidir.

Nüfus, sosyal ve siyasi hayat:

Nüfusun büyük bir bölümü ağaçlıklı step bölgelerinde yaşar. Ruslar, Ukraynalılar, Finler ve Yakut Türkleri nüfusu meydana getiren etnik gruplardır. Türk halkları, Altay Dağları bölgesinde yaşayıp, avcılık ve çobancılıkla geçinirler.

İdari olarak bir memlekete (Krai) ve 5 bölgeye (Oblast) ayrılmıştır. Bu altı idari merkez şunlardır: Tyumen, Omsk, Nobosibirsk, Tomsk ve Kemerova bölgeleriyle Altay Karai.

Ekonomi

Batı Sibirya ekonomisi, tarım ve endüstriye dayanır. Kuznetsk Havzası kömür, demir filizi, petrol, tabii gaz ve kereste açısından zengindir. Dolayısıyla demir ve çelik endüstrisi gelişmiştir. Yılda yaklaşık 100.000.000 ton kömür çıkarılır.

Tarım ürünleri arasında buğday başta gelir. Bundan başka yulaf, patates, şekerkamışı ve ayçiçeği yetiştirilir. Altay bölgesi, sığır ve koyun yetiştiriciliği bakımından çok önemlidir. Süt endüstrisi buralarda gelişmiş durumdadır.

Bölgenin demiryolları güneyde yer alır. Trans Sibirya demiryolu ana hattır. Bunun güneyinde Güney Sibirya demiryolu ve bu ikisi arasında, Orta Sibirya demiryolu bulunur. Ob ve Irtysh nehirlerinin buzlu sularının eridiği 6 aylık dönemde su ulaşımına müsaittir.

Doğu Sibirya

Fiziki yapı
Doğu Sibirya, batıdan doğuya 3000 km ve kuzeyden güneye 2500 km uzunluğundadır. Arazinin % 75’i dağlık ve yüksek yaylalıktır. Yüzölçümü 4.125.000 km2dir.

İklim

Doğu Sibirya iklimi daha sert ve kuraktır. Sıcaklık çoğu zaman ortalama -40 °C kadardır. Yılda 180 günü aşan dondurucu bir hava mevcuttur. Kar kalınlığı yaklaşık 50 cm'dir.

Tabii kaynaklar

Doğu Sibirya’nın bir kısmı donmuş topraklarla, büyük bir bölümü tundralar ve taygalarla kaplıdır. Kereste hacmi yüksek bir bölgedir. Sibirya’nın en büyük su yollarından biri olan Yenisey Irmağının havzası, Doğu Sibirya içindedir. Su ulaşımına imkân verir. Aynı zamanda ülkenin su gücünün % 40’a yakın bir bölümü burada olduğundan hidroelektrik güç potansiyeli yüksektir. Mineral kaynakları bakımından çok zengindir. Batı Sibirya’nın iki misli kömür çıkarılır. Demir, altın, mika, kurşun, çinko, bakır, grafit, alüminyum ve elmas diğer önemli madenleridir.

Nüfus, sosyal ve siyasi hayat

Nüfusu en az olan bölgedir. Nüfusun çoğunluğu yine tarım ve endüstriyle uğraşır. Trans-Sibirya demiryolu boyunca Ruslar yerleşmiştir. Ukraynalılar, Buryatlar (Moğol ırkından) ve Türkler diğer etnik gruplardır. Az sayıda Fin de mevcuttur.

Siyasi olarak, Doğu Sibirya 6 büyük bölgeye ayrılır: Bunlar Krasnoyarsk Krai (memleketi), Tuva Otonom Cumhûriyeti, Irkutsk Oblast (bölgesi), Buryat Otonom Cumhûriyeti, Chita Oblast (bölgesi) ve Evenki Millî Sahası (Okrug).

Ekonomi

Ekonomi büyük ölçüde endüstriye ve hidroelektrik santrallara bağlıdır. Irkutsk, Bratsk ve Krasnoyarsk santrallarından elde edilen gelirler endüstri alanına kaydırılır. Doğu Sibirya, Rusya’nın en önemli alüminyum üretici bölgesidir. Altın, nikel, kalay, tungsten, lityum ve berilyum endüstride kullanılan diğer madenlerdir.

Tarım ürünleri içinde daha çok buğday ve yulaf yetiştirilir. Hayvancılık gittikçe gelişmektedir. Avcılık, balıkçılık ve ormancılık diğer önemli gelir kaynaklarıdır.

1891'le 1916 yılları arasında inşa edilen Trans-Sibirya demiryolu hattı bu bölgenin de ana hattıdır. Bundan başka Ulan-Ude, Taishet-Ust-Kut ve Çin demiryolları da mevcuttur. Rusya-Çin demiryolu yaklaşık olarak 1160 km uzunluğundadır.

3. Rusya'nın Uzak Doğusu

Uzak Doğu Rusyası bölgesi Pasifik kıyısında, kuzeyde Bering Boğazı ve güneyde Kore arasında yer alır. Yaklaşık olarak 4000 km uzunluğundadır. Yüzölçümü 6.2 milyon km² kadardır. Pasifik Okyanusu, Bering, Oknotsk ve Japon denizleriyle kıtaya girme yapmıştır. Kıyı bölgeler kıyıya paralel olarak dağlıktır. Bölge yedi karakteristik bölgeye ayrılabilir: Mavitime, Amur, Okhotsk, Kamçatka Yarımadası, Chukchi Yarımadası, Sakhalin Adası ve Lena Nehri Havzası.

İklim

Rusya Uzak Doğusu çoğunlukla muson ikliminin tesiri altındadır. Doğu Sibirya kaynaklı kış musonları soğuk ve kuru, denizden gelen yaz musonları ise nemli bir hava getirir. Chukchi Yarımadası ise tipik bir kutup iklimine sahiptir. Bölgeden soğuk Kamçatka okyanus akıntısı geçmektedir.

Tabii kaynaklar

Rusya Uzak Doğusunun kuzey kesimleri tundralarla kaplıdır. Diğer alanların çoğunluğu ormanlarla örtülüdür. Kuzeyde kozalaklı ağaçlar da bulunur. Güney bölgelerde geniş yapraklı ağaçlar daha çoktur. Sovyet Uzak Doğu bölgesindeki bu ormanlarda çok çeşitli türdeki hayvanlar yetişir. Yeraltı kaynakları bakımından çok zengin bir bölgedir. Bureya Havzası ve Vladi Vostok bölgeleri kömür yataklarına sahiptir. Ayrıca kalay, demir, bakır, kurşun ve çinko da çıkarılır.

Nüfus, sosyal ve siyasi hayat


Nüfûsun % 90’dan fazlası Rus ve Ukraynalıdır. Az sayıda yerli kabileler mevcuttur. 400.000 kadar Yakut Türkleri bu bölgededir. İdari bakımdan yediye ayrılır. Habarovsk Krai, Maritime Krai, Amur Oblast, Sakhalin Oblast, Kamçatka Oblast, Magadan Oblast ve Yakut Otonom Cumhuriyeti.

İklim

Sibirya'nın iklimi dramatik olarak farklıdır. Kuzey kıyısında (Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyi) çok kısa süren yaz mevsimi vardır(yaklaşık bir ay uzunluğunda).

Sibirya'nın bitki örtüsü çoğunlukla tayga, kuzey ucu kenarında tundra kuşağı ile geniş yapraklı ve karışık ormanları ile güney bölgesi.

Hemen hemen bütün nüfus güneyde Trans Sibirya Demiryolu hattı boyunca yaşar. Buradaki iklim "subarctic" olarak adlandırılan genellikle çok soğuk kışları ve kısa ılık yazları ile Köppen iklim sınıflandırmasına giren tanımlama içinde yer alır.[1] Güvenilir büyüme mevsimiyle (bol güneş ışığı ve sonderece bereketli kara topraklarıyla) Güney Sibirya verimli tarıma uygundur.

Sibirya'da yağış genellikle düşüktür. Sadece Kamçatka'da 500'mm yi aşar. Burada nemli rüzgarlar Ohotsk Denizi'nden yüksek dağların üzerine akar ve Muson etkisi güney ucundaki Primorye'nin çoğunda ağır Yaz yağmurlarını üretir. Bölgenin adı çokmış olan çok soğuna rağmen karın yağışı özellikle bölgenin doğusunda genellikle tamamiyle hafifdir.

Etimoloji

Sibirya kelimesinin etimolojik söz kökeni henüz tespit edilememiştir. Fakat yorumlamalar dikkate alınırsa bilim adamlarının çoğu kelimenin kökeni için Eski Türkçe kelimelerden tespit edebilmektedirler. Sayısız Kar fırtınaları sebebiyle kar tozu süprülmesi, Seber, sübür şeklindeki eski adı da dikkate alınarak Tatar Türkçesinde süpürmek anlamına geldiği belirtilir. Sib (uyuyan), yir (yer, toprak) olarak da Tatar Türkçesinden yorumlayanlar vardır. Aynı zamanda tarihi Türk topluluklarından bazılarında Sibir adı görülür. 13. yy.'da İranlı yazarların eserlerinde "Sebur" olarak geçer. Rus yıllıklarında (kronik) ilk olarak 15. yy.'dan itibaren bu adı günümüz Sibirya bölgesi için kullanıldığını görüyoruz.

Din

Sibirya'da Ortodoks Hristiyanlık, İslam, Tibet Budizmi gibi çeşitli inanışlar vardır [2]. Sibirya'da yaklaşık 70.000 Yahudi'nin yaşadığı tahmin edilirken [3], buna karşılık 4.000.000 kadar Türk soyundan türlü halklar yaşamaktadır. Müslüman Türk nüfusu azdır. Hakim olan grup ise "Rus Ortodoks Kilisesi"ne ait olan Ruslardır. Her durumda yerli din yüzlerce yıl geriye tarihlenir. Sibirya'nın büyük kara parçası tanrıların farklı yerel geleneklerine sahiptir. Bu örneklerin içerdikleri: Ak Ana, Anapel, Bugady Musun, Kara Han, Khaltesh-Anki, Kini'je, Ku'urkil, Nga, Nu'tenut, Numi-Torem, Numi-Turum, Pon, Pugu, Todote, Toko'yoto, Tomam, Xaya Iccita, Zonget. Kutsal alanlar Baykal Gölü'ndeki bir ada olan Olkhon'u içerir.

Ulaşım

Sibirya'daki Petropavlovsk-Kamçatski gibi pek çok yere Rusya ve Asya'daki diğer büyük şehirlerden karayolu ile ulaşılamaz. Sibirya'ya ulaşmanın en iyi yolu Trans Sibirya Demiryolu'dur. Trans Sibirya Demiryolu, batıda Mosova'dan, doğuda Vladivostok arasında çalışır. Tren ikinci mevki 4 yataklı kompartmana, birinci mevki 2 yataklı kompartmana ve bir restorana sahiptir. Demiryoluna yakın olmayan şehirlere ulaşımın en iyi yolu havayoludur.

Sibirya'da doğan meşhur kişiler

Grigori Rasputin, Rus mistik, Pokrovskoye, Tobolsk küçük bir köyünde köylü olarak doğdu. guberniya (şimdi Tümen Oblast)

Konstantin Çernenko, CPSU (Sovyetler Birliği Komünist partisi)'nin "Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri " Sovyetler Birliği'ni 1984-1985 yıllarında yönetti. Bolshaya Tes'in köyünde doğdu. Krasnoyarsk Reservoir'ın sularının altında kayboldu. Günümüzde Novosyolovsky Bölgesi, Krasnoyarsk Krai 1911.

Yul Brynner, Rusya doğumlu Amerikan tiyatro ve film aktörü, 1920 Vladivostok doğumlu.

Boris Yeltsin, ilk Rusya başkanı, 1991-1999 yılları arası hizmet verdi. Doğumu 1931 yılı Sverdlovsk Eyaleti Talitsky Bölgesi'nin Butka köyü.

Sergei Bodrov, Akademi Ödülü'ne aday gösterilen Rus film yapımcısı, doğumu 1948 Khabarovsk, şimdi Los Angeles, ABD da yaşıyor.

Julia Neigel, müzisyen, sarkıcı-şarkı sözü yazarı, doğumu 19 Nisan 1966 Barnau, 1971 yılından beri Almanya'da Ludwigshafen am Rhein'de yaşıyor.

Maxim Vengerov, İsrail'li kemancı, doğum 1974 Novosibirsk.

Nikolay Katanov, Hakasya'lı Türkolog, halkbilimci doğum 1862 Abakan. 19. asır sonunda Sibirya ve Türkistan'a ilmi araştırmalar yaptı. Sibirya Türk kültürü ile ilgili halen en önde gelen bilim kişisi olup Katanov'un özel kitaplığı 1920'de Türk hükümetince satın alınmış, İstanbul Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulan Türkiyat Enstitüsü'ne (bugün İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü) verilmiştir.

Nüfus

Sibirya bölgesinde en çok nüfuslu şehir Rusya Federasyonu'nun da üçüncü büyük şehri olan Novosibirsk şehridir. Bu şehirde Ruslar çoğunlukta olsa bile Türk soylu halklarda epey bir nüfusa sahiptir.

Novosibirsk — 1.474.000
Omsk — 1.131.000
Krasnoyarsk (eski adı Kızılyar) — 976 bin
Barnaul — 597 bin
İrkutsk — 582 bin
Novokuznetsk — 563 bin
Tümen — 538 bin
Kemerovo — 533 bin
Tomsk — 523 bin
Ulan-Ude — 404 bin
Çita — 325 bin
Yakutsk — 289 bin
Kızıl — 150 bin


Sibirya'daki Türk halkları

Sibirya neredeyse tamamen Türk ülkesi konumundadır. Sibirya'nın hemen her yerinde Türk ülkesi veya Türk topluluğu vardır.

Kuzey
Saka, Dolgan
Güney
Yenisey, Hakas, Şor
Sayan Tuva, Tofa (Karagas)
Altay (Oyrat; Tuba, Kumanda, Ku; Teloyt, Telengit)
Çulım

Sibirya'daki konuşulan Türk dilleri aşağıdadır.

Dil
Konuşan sayısı
Konuşan ülkeler (ve konuşulma sayıları)
Yakutça
360.000
Rusya (Yakutistan Özerk Bölgesi)
Dolganca
5.000
Rusya (Taymir Özerk Bölgesi)
Tuvaca
350.000
Rusya (Tuva Özerk Bölgesi) 300.000, Moğolistan 30.000
Tofaca
ölmek üzere †
Rusya (İrkutsk Oblastı)
Soyotça
ölmek üzere †
Rusya (Buryat Cumhuriyeti Oka bölgesi)
Hakasça
65.000
Rusya (Hakasya Özerk Bölgesi)
Altayca
50.000
Rusya, Altay Özerk Bölgesi)
Şorca
10.000
Rusya, Kemerova Oblastı
Çulımca
2.500
Rusya, Kuzey Altay Özerk Bölgesi)

Sibirya Türklerinin Kullandıkları Alfabeler

Sibirya Türkleri günümüzde genel olarak Rusya Federasyonu etkisiyle Kiril Alfabesini kullanmaktadır. Çoğunluğu 20. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren bu alfabeye geçirilmiştir.

Kaynakça

-Historical Weather for Novosibirsk, Russia. weatherbase.com Last accessed November 6, 2006.
-Russian Embassy website — Religion in Russia
-Planting Jewish roots in Siberia

23 Ağustos 2018 Perşembe

Dovlatov filmi ve yazar olmanın trajedisi



Ahmet Yıldız

GERCEKEDEBİYAT.COM


Bir yazar için en büyük işkence yazamamasıdır. Adı üzerinde, bir "yazar"ın yazamaması mümkün mü diye sorabilirsiniz. Evet, yazar olmak çok zor bir iştir. Yeteneğini fark ettiğinde yazarlık yoluna çekinerek koyulursun; sonra doğanın bir kanunu gibi yazarlığın meşakkatli evrenindesin artık.

"Yazamama"nın en büyük nedeni yayınlanamamaktır. Bütün büyük yazarlar yayınevlerinin siparişlerinin itkisiyle verimli olmuşlardır. Deyim yerindeyse aynı zamanda "iterek kakarak" şaheser yarattırılan bir meslektir yazarlık. Önünde tüm kapılar kapanmış bir yazarın içinde bulunduğu durum kadar kötü bir şey olamaz.


Ankaralılar'ın kurban bayramını da fırsat bilerek tatil beldelerine akın etmesiyle sokaklar bomboş kaldı. Sinemalarda yaz sezonuna uygun en pespaye filmler gösterimde. Büyülü Fener'de daha önce de reklamını gördüğüm 1971'in Leningrad'ında yazarların durumunu, edebiyat ortamını anlatan filmine daldım dışarısının sıcağından da kurtulmak için. Dönem Brejnevli, balistik füzeli yıllardır. Ama daha önemlisi "kültürel savaşlar"ın sürdüğü yıllar da. Avrupa "sol" edebiyat çevreleri "demokrasi" üzerinden CIA tarafından yapılandırılmış; bir çekim merkezi olarak duruyor. SSCB ise anlaşılan buna daha çok baskıyla, lakaytça karşılık vermiş. SSCB'nin ilk yıllarında yaşanan facialardan ders çıkarılmamış. Filmde bu açıkça görülüyor.

Filmde Sovyet yönetiminde yazar ve sanatçıların içinde bulundukları çıkmaz, bunaltıcı baskı ortamı anlatılıyor. Çürümüşlük her yerdedir. Kahramanlar gerçek kişiler. Kahramanlar diyorum çünkü yazar Sergey Dovlatov'dan başka dönemin ünlü şairi Joseph Brodsky de filmde. Brodsky edebiyat gecelerinde şiir okuyor. Şiirlerinde tanrı da var ve bu hoş karşılanmıyor. Şiirleri ABD'de edebiyat dergilerinde yayınlanmış birisi olarak ünlü. Sergey'in ise arkadaşları arasında kendisini ünlü Amerikalı soyut dışavurumcu ressam Jackson Pollock'tan daha iyi gören ressam Alexander Nezhdanoff da var. (–"Pollock'dan daha iyi bir ressamım ama burada bir hiçim!") Finlandiya'dan kaçak kot pantolon vs getirip satıyor. En sonu yakalanıyor ve şüpheli bir trafik kazasında feci biçimde ölüyor.


Sergey Sergey Dovlatov'ya, çalıştığı işçi dergisinden, "İşçi şair Kuznetsov"la röportaj yapması işi verilir. Ancak Kuznetsov da yayınlanmamaktan, "işçi şair" diye kullanılıp sonra terk edilmekten şikayetçidir. Yazarlar Birliği Başkanı'nın kokteylinde yeteneklere ilgi gösterildiği ama bul ilginin kendilerinin istediği yoldan çıkma potansiyeli taşıyıp etkili olacak kişileri güzel kızlar ve parayla etkisiz duruma getirme "evcilleştirme" işlemi merkezi olduğu anlaşılıyor. Tam bir gericilik yuvası.

Sokak kitap satıcılarından kim Nabakov romanı soruyor diye izleyen hafiye sahneleri pek hoş kaçmamış açıkçası; filme de konusuna da yakışmamış.

EDEBİYATTA ÖZGÜRLÜK

Bilinir, Türkiye edebiyat tarihi yazar ve şairlerin özgürce yazma mücadeleleri tarihidir. Bedeli on yıllar süren hapislikle, işkenceyle, gizlice katledilmeyle, yayın yasaklarıyla örülmüş bir tarihtir. Aynısı SSCB'de de yaşanmaktadır. Orada iş daha usturuplu yapılmakta devlete bağlı yazar örgütü yayıncılık dünyasını denetlemektedir. Yayınlanmayan yazar ve şairi kim ne yapsın?

Bizde yayınlayabilme, yani kitabını bastırma özgürlüğü vardır. Yayınlarsın ama sonra cezana katlanırsın. Eskiden savcılar sonradan harekete geçerdi. Şimdi de görmezden gelinerek yok edilirsin. Hatta yayınevleri muhaliflere açık yayınevleridir. Yayınevlerimiz bu anlamda yüz akımızdı(r).

Son yirmi yılda ise yayınevlerimiz nerdeyse Sovyet Yazarlar Birliği'nin sıkı örgütlülüğü içindedir. Kendi ideolojisine uygun (çokkültürlük müptelası "Türkiyeli" yazarların) kitapları dışında kitap yayınlamamakta mahirleşmiş, bir zamanlar devlet baskısı yayınevi/edebiyat bürokrasisi baskısına dönüşmüştür. Aynen filmdeki gibi ya onların düşüncelerine uyar uslu çocuk olursun, ortalama işler yaparsın ya da yok olup gidersin; aykırı seslere paydos! (Filmden diyaloglar: "Yetenek nadiren başarıya ulaşır! Başarmak için yetenekli ve özgürlüğüne düşkün değil, ortalama, etliye sütlüye bulaşmayan ortalama bir yetenek olman yeterlidir!")

Ermeni asıllı annesi Nora Sergeevny Dovlatova'yla (Babası Yahudi asıllı Donata Isaakovich Metchik adlı bir tiyatro yönetmeni) bir kolektif evde yaşayan genç yazar Sergey Donatoviç Dovlatov, kitabını yayınlatamamanın sancılarını yaşamaktadır. Ayrıca yazmaya başladığı gerçek romanına değil de çalıştığı fabrika gazetesinde nefret ettiği, küçümsediği ufak tefek gereksiz yazılara çalışmak zorunda kalması büyük bir işkenceye dönüşmüştür. Dergi yazı işlerinde kendisine yapılan öneriler: – "Yeteneklisiniz ama basit konuları yazıyorsunuz…"dur. – "Pozitif şeyler yaz!" –"Yeni toplumsal inşa politikalarında aktif ol!" "Elektrik üretimini öven bir şiir olmalı!" - "Petrol işleriyle ilgili bir şiire ihtiyacımız var" filmde geçen diyaloglardan bazıları.

Yazar olabilmesinin (kitabını yayınlatabilmenin) tek yolu –yönetmenin yatak odasından geçme hikâyesi gibi– Rusya Yazarlar Birliği'nin ve edebiyat dergilerinin yayın yönetmenlerinin bürosundan geçmektedir.


(Ne ilginçtir ki sinemanın yan salonunda da Türkiye'de de yazar olmanın tüm yolları kapalı bir gencin kendi parasıyla kitap bastırmaya çalışmasını anlatan Nuri Bilge Ceylan'ın filmi oynuyordu!)  

Eşinden ayrılmış ortada bir kız çocuk vardır. Bütün kapılar kapanır ve sonunda özgürlüğü seçer: dergideki işinden atılır, Yazarlar Birliği Başkanı'nın önerisine onu kovarak yanıt verir: "Para için yazmıyorum yazmak benim işim."

Bu altı gün aynı zamanda Ekim Devrimi'ni de kutlama hazırlıklarının yapıldığı günlerdir. Yabancı ülke yazar ve şairleri de akın akın bu "özgür" ülkeye gelmektedir! Buranın yazarları da yaraya tuz basıp bunlara mihmandarlık yapmaktadır. (Aziz Nesinlerin Ataolların gezileri aklıma geldi birden!)


Yazarlar Birliği Başkanı Dovlatov'u gündelik hayatımızı değil de antik dönem hikayeleri yazmaya ikna etmeye çalışıyor

Sergey Donatoviç Dovlatov, Dovlatov 3 Eylül 1941 tarihinde ailesinin II. Dünya Savaşı sırasında Leningrad'dan tahliye edilerek yerleştirildiği Başkurdistan'ın kenti Ufa'da doğdu. Savaştan sonra annesiyle birlikte Leningrad'a taşındı. Üniversiteye başlamadan önce bir süre metal işçisi olarak çalıştı. 1959 yılında Leningrad Üniversitesi filoloji fakültesinde Fince Bölümü'nde okumaya başladı ve iki buçuk yıl sonra başarısız olduğu gerekçesiyle üniversiteden atıldı. Leningrad’ta Yevgeni Rein, Anatoly Naiman, Joseph Brodsky gibi şairlerle ve yazar Sergei Wolf ressam olan Alexander Nezhdanoff ile arkadaşlık ediyordu.  Bölümden atıldıktan sonraki üç yıl orduda, gözaltı kamplarında gardiyan olarak görev yaptığı Komi Cumhuriyeti'nde yaşadı. Brodski, anılarında Dovlatov’un askerden döndükten sonraki ruhsal durumunu "çok sayıda hikâyeleri ve delice bakan gözleriyle, Kırım'dan  dönen Tolstoy'a benziyordu" ifadeleriyle anlatmıştır.

Askerliğini tamamladıktan sonra Leningrad Devlet Üniversitesi'nde gazetecilik okudu. Vladimir R. Maramzin, Igor M. Jefimov, Boris B. Bakhtin ve Vladimir A. Gubin tarafından kurulan edebiyat grubu "Gorozane" (kasaba halkı), davet edildi. Bir süre tanınmış Rus yazar Vera Panova'nın yardımcısı olarak çalıştı.


1972-1975 yıllarında Estonya'ya gitti. Bir geminin kazan dairesinde ateşçi olarak iki ay boyunca çalıştıktan sonra Morjak Estonii, Vecherniy Tallin ve Sovetskaja Estonija gazetelerinde çalıştı. Tekrar Leningrad'a döndü. 1975 yılında bir gençlik dergisi olan Koster'de çalıştı, öyküler yazmaya devam etti, ancak yayıncılar ve dergiler öykülerini basmayı reddettiler. Yalnızca bir  öyküsü "Intervju" (Görüşme), Junost (Gençlik) dergisinde 1974 yılında yayımlandı. Gazetecilik pratiğinden yola çıkarak yazdığı hikâyelerini derlediği kitabı "Kompromiss" (Uzlaşma) KGB tarafından yasaklandı ve yok edildi. Hikâyelerinden bazıları batıdaki Rusça dergilerde yayımlandı. Bu yüzden önce Sovyet Gazeteciler Birliği'nden kovuldu, bir süre sonra da sınır dışı edildi.

1979'da annesi, eşi ve kızıyla birlikte önce Viyana'ya kısa bir süre sonra da ABD'ye göç etti. Kendisi gibi sürgün yazarların da yer aldığı Rus göçmenlere hitap eden Novyi Amerikanec (Yeni Amerikalı) dergisinde baş editör oldu. Önceleri göçmenler arasında tanınırken birbiri ardına kitapları çıkmaya başladı ve 1980'lerin ortalarında bir yazar olarak geniş bir çevrede tanındı. Partizan Rewiev ve The New Yorker'de, Özgür Avrupa Radyosu'nda  yazarlık yaptı.

Sergey Davlatov 24 Ağustos 1990'da New York'ta kalp krizinden öldü. Ölümünden sonra, 2003 yılında Yallin'de yaşadığı eve ve 2007 yılında St Petersbug'da Rubinštejnove Sokağı'na anısına plaketler konuldu. 2014 Haziranında Queens'de bir caddeye adı verildi.

Davlatov resmen iki kez evlenmişti. İlk eşi Asya Pekurovskaya ile olan evliliği sekiz yıl (1960-1968) sürdü. İkinci eşi Helena Dovlatova idi.

ESERLERİ

Dovlatov yarı-otobiyografik eserler vermiştir. Karakterleri tanınmış edebi kişilikler, iş aile ve arkadaşlarından oluşmaktadır. Hikâyelerinde ironik bir mizah duygusuyla Sovyet gündelik hayatını anlatır. ABD ve Avrupa'da 12 kitabı basılmıştır. Ölümünden ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, kitapları Rusya'da ancak basılabildi.  

JOSİF ALEKSANDROVİCH BRODSKY

Joseph Brodsky yurt dışına çıkmak istemiyor. "Çıkarsak bir daha bizi almazlar" diyordu Sergey'le konuşmalarında.  "Ülkemi seviyorum, insanın yurdu gibisi yoktur" diyor. Ama sınır dışı edilmekten kurtulamıyor. Bir şair sezgisiyle bu diyalogda söylediği gibi yaşamı kısa sürede yaban ellerinde son buluyor.  (Joseph Brodsky d. 24 Mayıs 1940, Leningrad (günümüz Sankt-Peterburg - ö. 28 Ocak 1996, New York)

1940 yılında doğan Brodsky yazmaya 18 yaşında başlamıştır. 1960'ların başlarında Sovyet karşıtı Leningradlı nostaljik yazarlar bir altkültür oluşturmuşlardı. Brodsky de bu düşünsel gruplara katılmıştır. Daha sonra Brodsky hakkında Sovyetler Birliği karşıtı olduğuna ilişkin Leningrad gazetelerinde suçlayıcı yazılar yazılmıştır. Sonrasında 1963 yılında aynı şuçlamayla hakkında mahkeme açılmıştır.

1964 yılı Mart ayında mahkeme kesinleşmiş anti-Sovyet bulunduğu için 5 yıllığına sürgüne gönderilmiştir ancak Kasım 1965 yılına kadar burada kalmıştır. 1972 yılında sınır dışı edilip ABD'ye yerleşmiş ve 1977 yılında Amerikan vatandaşı olmuştur. 1987 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır. 1996 yılında 55 yaşında ölmüştür.

Mahkemede yaşadığı sorgu ünlüdür:

Yargıç: "Şair olduğunuzu kim belirledi? Kim seni bir şair olarak değerlendirdi? Bir kurumda şiir okudun mu? Şiir yazmayı öğrettiğin bir üniversite kursu hazırladın mı?" Brodsky: "Şiirin bir eğitimden geldiğini sanmıyorum." Hakim: "Peki o zaman, nereden geliyor?" Brodsky: "Bunun Tanrı'dan geldiğini düşünüyorum."

SONUÇ

Dovlatov ve Joseph Brodsky'nin acılı hayatı da göstermektedir ki ortalıkta bir şeyler ters gitmiştir. Rusya dediğimiz topraklar edebiyatın anavatanı sayılır. SSCB yönetimi edebiyatın önünü açsa, Lenin dönemindeki kısa süredeki özgürlük havası hariç baskı ve zorbalığa başvurmasaydı belki de sosyalizmi kurmayı başarmış, zaferini ilan etmiş ve bugün yaşıyor olacaktı. Yüz yılın başında Rusya'ya "edebiyatıyla ve uluslar arası alanda rüşvet verme politikasındaki ustalıklarıyla ayakta duran ülke" denirdi. SSCB'yi edebiyata ve sanata verilecek sınırsız özgürlükle ayakta tutabilirler insanlığı bir adım öne taşıyabilirlerdi.

Emperyalist kamp ise "hür dünya"ydı. Oysa Mc Cartyciliğin ne olduğunu zavallı Rus meslektaşlarımız bilmiyorlardı. Emperyalist ajanların eline düşmüşler kapitalizmin alçaklıklarını tanıdıkça da yaşamaya doyamadan genç yaşlarında dayanamayarak yaban ellerde ölmüşlerdir.

EUROİMAGES

Filme umutla gitmiştim ama "Euroimages" adını daha ilk dakikalarda jenerikte görünce midem bulandı. Euroimages batı emperyal kültürü dışındakileri küçültmeen filmlere yatırım yapmaz çünkü. Gerçekten de filmde çok acımasız SSCB eleştirisi var. Sanki tam bir "servis" filmi. Hele "Golda Meir" metaforu,(Leningradlı sanatçıların hemen hemen tümü de Yahudi kökenliydi.)  

Diğer bir rezalet de filmde Türk düşmanlığı. Tam bir ırkçılık!

Alexander Nezhdanoff 'un, bir ara atölyesinde konuk olan Sergey Dovlatov'la şöyle bir konuşması geçiyor:

Alexander Nezhdanoff : "Keşkül yer misin?"  

Sergey Dovlatov: "Hayır, ben Osmanlı yemekleri yemem!"

Alexander Nezhdanoff : "Ama senin baban Yahudi…"  

Sergey Dovlatov: "Olsun böyle durumlarda annemin kimliği baskın geliyor!"

Filmin senaristlerine değil ama okurlarıma söylemek isterim ki Sergey Dovlatov gibi bir yazar bunları söylememiştir!