Moskova

Moskova

25 Mart 2023 Cumartesi

Halka halka Moskova!

 


Halka halka Moskova!

 

 

M. Hakkı Yazıcı

mhyazici@yandex.ru

 

 

Yine sabahın köründe İgor’la yollardayız. Malum müşteri ziyaretleri...

Metrodayız.

İgor, elinde akıllı telefonu, kendi aleminde. Ben yokum sanki yanında.

Yine kafası ikide bir önüne düşen, uykusunu alamamış sabah yolcusu hallerindeyim.

Bir ara gözlerimi açıyorum. Karşıdaki küçük ekranda bir tanıtım videosu var. Bir tramvayın üzerinde  İETT yazısını farkediyorum.

Karaköy-Beyoğlu arasındaki Tünel anlatılıyor.

Eski bir dostunuza aniden rastlayınca sevinirsiniz ya, aynı duygulara kapılıyorum.

Yeni açılan BKL metro hattının tanıtım videosunun içinde 1875 yılında açılan, dünyanın ilk metrolarından olan İstanbul Karaköy-Beyoğlu tarihi Tünel (füniküler) hattından bahsediliyor.

Dünyanın ilk yeraltı demir yolu olan Londra metrosu, 1863 yılında hizmete girmiş. İkinci metro ise İstanbul’daki Tünel.

İstanbul’daki Tünel projesi devrin Osmanlı Sultanı Abdülmecid Han’a sunulmuş. Sultanın onayladığı proje kısa sürede başlamış ve 1875’in Kurban Bayramı’nın ilk gününde görkemli bir törenle açılmış.

Dürtükleyip İgor’a gösteriyorum. O da izledikten sonra bana “Vay be!” dermiş gibilerinden başını sallıyor.

Bense üzülüyorum. İlklerden olup, devamını getirememiş olmak, gerilere düşmek beni üzüyor.

***

Dünyanın sadece "metro" değil, "müze metro" olarak anılan belki de tek toplu taşıma sistemi: Moskova metrosu... Her gün 8 milyondan fazla insan Moskova metrosunu kullanıyor. İstasyonlardan 44'ü Rusya Federasyonu kültür mirası listesine giren bir ulaşım sistemi.

Moskova’da yapımına 2011 yılında başlanan, BKL(БКЛ)’nin, yani Büyük Çember Hattı (Balşaya Kaltsevaya Liniya)’nın tamamı Mart ayı başında hizmete girdi.

Uzunluğu 31 istasyon ile 70 kilometre. Bu yeni bir dünya rekoru.

"Eski" Moskova metrosunun Kaltsevaya Hattı’nın uzunluğu ise 12 istasyonla 19,4 kilometre...Yani 3,5 kat daha az.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova Belediye Başkanı Sergey Sabyanin ile birlikte Moskova Metrosu'nun Büyük Çember Hattı'nın açılışına katıldı. Putin törene video konferans yöntemiyle katıldı.

Vladimir Putin konuşmasında, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Moskova ziyareti sırasında yeni hattı Çin heyetine göstermek istediğini söyledi ve Moskova için gerekli bir proje olarak nitelendirdi.

Çin Devlet Başkanı, Vladimir Putin’in daveti üstüne yakın bir tarihte, 20-22 Mart’ta Rusya’yı ziyaret edecek. Putin bu yeni metro hattını da mevkidaşına göstermek arzusunda. Gururlanıyor, zira BKL, Pekin metrosunun ikinci ring hattının yer altı ringleri arasındaki eski rekorunu 13 kilometre geride bırakmış durumda.

Bunun başka bir önemi daha var kuşkusuz. Bir yıldır Ukrayna sorunu nedeniyle hem askeri, hem de ekonomik bir muhasara altında olan bir ülkenin böylesine büyük tarihsel bir yatırımı gerçekleştirmiş olması gerçekten önemli.

***

Dünyanın en büyük, en ihtişamlı ve modern metro ağlarından birisini barındıran Moskova’da yeni bir çember hattının inşası daha tamamlanmış oldu.

Metro genişlemeye devam ediyor.

Moskova halka halka büyüyen bir şehir.

En içte Kremlin’in duvarlarından oluşan ilk halka var.

Kremlin’in yakınındaki Balşoy Moskvaretskiy Köprüsü’nde durup Moskova Nehri’ne bir çakıl taşı attığınızda taşın suya düştüğü yerde iç içe geçmiş büyüyen halkalar oluşur.

Moskova da hemen hemen aynı yerden başlayarak halka halka büyümüş, büyümeye de devam ediyor.

Moskova’nın nerdeyse sembolü haline gelen Metro haritasına baktığınızda da bunu görürsünüz. Metro da aynı bu şekilde merkezdeki bir halkanın etrafında oluşmuş.

Metro da, araç trafiğinin olduğu kara yolları da halka halka büyüyor.

***

Kremlin’den sonraki ilk halka merkezdeki, eski Moskova’yı çepeçevre saran Bahçe Çemberi (Sadovoye Kaltso) yolu. Uzunluğu 15,6 Km. 

Üçüncü Ulaşım Halkası (TTK- Tretye Transportnoye Kaltso), eski adıyla Ring "B" Moskova'da bir otoyol, Bahçe Çemberi (Garden Ring) ve Moskova Çevre Yolu ile birlikte Moskova şehrinin çevre yollarından biri. Üçüncü Çevre Yolu'nun toplam uzunluğu 35,1 kilometre olup, bunun yaklaşık 19 kilometresi üst geçit, yaklaşık 5 kilometresi tüneldir.

Daha sonraki ulaşım halkası olan 108,9 km.’lik Moskova Çevre Yolu MKAD (МКАД-Moskovskaya Koltsevaya Avtomobilnaya Daroga), Rusya'nın başkenti Moskova'yı yine çepeçevre saran bir çevre yoludur. Bu çevre yolunda da arabayla bir noktadan hareket ederseniz, hiçbir yere sapmadan dolaşarak aynı noktaya gelirsiniz. 10'u kavşak olmak üzere 35 adet çıkışı bulunmaktadır.

Bitmedi.

En dışta ise Moskova Bölgesi'nin karayolu ağını transit trafikten kurtaran, başkentin ulaşım sisteminin temel unsurlarından bir başkası, Merkez Çevre Yolu, TsKAD (ЦКАД-Tsentralnaya Kaltsevaya Avtomobilnaya Daroga) vardır. Moskova Çevre Yolu'na 50 km uzaklıktaki Moskova bölgesi topraklarından geçmektedir. Uzunluğu 336,5 km'dir ve bunun 260 km'si ücretli olarak işletilmektedir.

Bunlar karayolu halkaları…

***

Metro’ya gelince;

İlk halka merkezdeki istasyonları birbirine bağlayan Metro haritasındaki Kahverengi Hat.

Dünyanın en büyük metro sistemlerinden biri olan Moskova Metrosu’nun Sokolniki ve Park Kulturı istasyonları arasındaki ilk hattı, 15 Mayıs 1935 tarihinde faaliyete geçmiş.

Metronun yapımı, Josef Stalin tarafından 1931'de başlatılmış. O zamanlar, Komünist Partili işçiler ve Konsomol üyesi gençler tarafından inşaat sürdürülmüş...

İgor, bu kahverengi ring hattıyla ilgili olan komik bir şehir efsanesini anlatıyor.

“İnanmasam da seviyorum ve bilmeyenlere sürekli anlatıyorum,” diyor.

Moskova metrosunun haritası, ortasındaki çevre hattı ile radyal hatlarıyla bir bulmacaya benziyor. Güya Metro’nun projesinin sunulduğu toplantıda Stalin, elindeki kahve kupasını masanın üzerine yayılı planın üstüne koymuş, kupanın altına sızmış kahve projenin üzerinde kahverengi yuvarlak bir iz, bir leke bırakmış. Toplantıdaki hiçbir mühendis korkudan soramadığı için de proje o şekliyle gerçekleştirilmiş. Merkezdeki bütün diğer Metro hatlarını birleştiren bir köprü görevini gören kahverengi renkli yuvarlak Kaltsevaya Hattı’nın hikayesi böyle... İnandırıcı değil, ama matrak bir hikaye.

Moskova’da Metro’ya entegre bir başka halka da geçtiğimiz senelerde kullanıma açılan MTSK.  Bir elektrikli tren ring hattı ….

Yazının başında bahsettiğim yeni hizmete giren BKL(БКЛ), yani Büyük Çember Hattı (Balşaya Kaltsevaya Liniya) ise Metro halkalarının şimdilik sonuncusu…

***

Metro’nun Moskova’nın yaşamında çok büyük önemi var.

Bir kere zamanında ulaşım için her zaman garantili bir tercih.

Benim tercihim de hep Metro.

Bir arkadaşınızla Metroya yakın bir yerde buluşacaksanız kesin bir saat verebilirsiniz. Yandex haritadan buluşacağınız yere bakar, kaç saatte varabileceğinizi anlarsınız. Tam saatinde buluşma yerinde olabilirsiniz. Hiç şaşmaz.

Sık sık Moskova'nın trafik derdinden bahsediyoruz ya, İgor, sorunun büyüklüğünü anlatan 2006 yılından, eski de olsa gülümseten bir haberi anlatıyor.

Moskova’daki önemli uluslararası bir maçı, İnter maçını oynamak için stadyuma kulüp otobüsü ile giden Spartak Moskova’lı futbolcular sıkışık trafikte takılıp kalınca iki kilometre koşarak ve metro yolculuğu ile yetişebilmişler.
Spartak Moskova takımı, olayı veren Rus basınının alay konusu olmuş.

Otobüslerinin trafiğe takılması üzerine, Spartak Moskova Teknik Direktörü Vladimir Fedotov, yolda arabasıyla maça gitmekte olan bir taraftar tarafından, “Ben üç saatten beri burada bekliyorum” şeklinde uyarılmış. Bunun üzerine Fedotov ve tüm futbolcular, otobüsten inerek iki kilometre koştuktan sonra bir metro istasyonuna ulaşmışlar.

Fedotov, metro istasyonunda tüm oyuncularını bir araya toplamış ve “Savunma ve hücum oyuncularının hepsi burada mı?” diye bağırıp, tek tek saymak zorunda kalmış.

Neyseki zamanında maça yetişebilmişler.

8 Mart 2023 Çarşamba

Smerdyakov ve Oedipus



Abdullah Furkan Doğan

Kaynak: https://oggito.com/

 

Gelecekte Karamazov Kardeşler üzerine yapılacak çalışmaların, Smerdyakov’a bir nebze daha odaklanması gerektiğini düşünüyorum.

Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler romanını okudunuz mu? Ben romanı okumadan çok önce internette varoluşçu roman karakterleri hakkında yazılan bir yazıyı okumuştum. Yazıda, ortanca kardeş İvan Karamazov’dan söz ediliyor ve baba katili olarak gösteriliyordu. Ama romanı okuyunca asıl katilin Pavel Smerdyakov olduğunu öğrendim. Roman üzerine yazılan yazılar genellikle Alyoşa ve İvan hakkında. Smerdyakov ise adı dahi pek anılmayan bir karakter. Açıkçası incelenmesi ve üzerine psikolojik tahliller yapılması gereken en önemli Karamazov Kardeşler roman karakteri Smerdyakov benim için. Bu yazıda psikolojik açıdan onu inceleyemeyebilirim. Çünkü bir psikolog, pdr veya psikiyatrist değilim. Yazıda, size Smerdyakov’u anlatacağım ve onu başka bir baba katili olan Oedipus ile ‘suçunu ve cezasını kabullenmek’ üzerinden karşılaştıracağım.

Smerdyakov, sokaklarda yaşayan kimsesiz, akıl hastası Lizaveta’nın oğlu. Romanda bir tecavüz sonucunda dünyaya geldiği ima ediliyor. Fyador Pavloviç’in onun babası olduğu söyleniyor. Fyador, bunu kabul etmese de, doğum yaparken ölen Lizaveta’nın çocuğunu evine kabul ediyor. Resmi olarak kaydedilmese de vaftiz edilirken baba adı olarak Fyador yazılıyor. Evdeki hizmetçi çifte emanet ediliyor. Büyünce de aşçı olarak Fyador Pavloviç’e hizmet ediyor. Pavloviç’le dalkavukça konuşsa da aslında büyük bir nefret besliyor. Aslında burada nefret kelimesi yerine ‘hınç’ ya da ‘kin’ besliyor diyebiliriz. Elbette, bu üç karanlık duygunun da Smerdyakov’un yüreğinde yaşadığını düşünebiliriz. Sara hastası. İvan Karamazov’la olan ilişkisi ise fikirlerine hayranlık duymak.

Smerdyakov, İvan’a kriz geçireceğini, bunu hissettiğini söylüyor. İvan’a, babasının burada savunmasız kalacağını, Dimitri’nin onu öldürmeye geleceğini, bu yüzden babasını dinleyerek Moskova’ya gitmemesini belirtir. Ancak İvan son anda fikir değiştirip babasının ona söylediği yere değil, Moskova’ya gider. Daha fazla uzatmadan sadece gelirsem, baba Karamazov öldürülür, suç Dimitri’nin üzerine kalır. Ama Smerdyakov’u hastanede (sara krizi geçirdiği için kötü durumdadır) üçüncü defa ziyaret ettiğinde Smerdyakov her şeyi itiraf eder.

Kitabı okumamış olanlar için Smerdyakov’un itirafını yazmayayım, birçok olayı anlattım zaten, okumak isteyenlere daha fazla bilgi vermeyelim. Ama şunu da eklemeliyim, Smerdyakov suçunu işlerken bunu ondan İvan istemiş gibi anlatır. İvan’ın düşünceleri sebebiyle baba Karamazov’u öldürdüğünü söyler. İvan’ın Moskova’ya gidişinin sebebi, babasının ölümünü istemesidir hatta ona göre. İvan, duyduklarından ve içindeki suçluluk duygusundan afallamış bir halde, elinde Smerdyakov’un çaldığı paralarla birlikte hastaneden çıkar. Ama hemen savcıya gitmek yerine eve gider. Bu da Smerdyakov’un kendini sonsuza kadar bu yargılamadan kurtarmasına yol açar. (Okuyanların bu kısmı anlamasını ümit ederek, daha fazla ayrıntıya girmeyeyim.)

Ama gerçekten de Smerdyakov, İvan’ın istediğinin bu olduğunu düşündüğü için mi baba Karamazov’u öldürmüştür? Onun bu cinayet için bir değil onlarca nedeni yok mu? Fyador’un berbat bir baba olduğu kesin, ama Smerdyakov’u oğlu olarak bile açıkça kabul etmemesi bu cinayetin sebebi olamaz mı?

Şimdi bir baba katilinden daha bahsetmek istiyorum, Oedipus’tan. Babası Laios, Pelops’un oğluna tecavüz ettiği için lanetlenir. Laios’un yeni doğan oğlu Oedipus tarafından öldürülecektir. Bunun üzerine Laios, oğlu Oedipus’u ormana bırakır, ormandaki vahşi yaratıklara yem olması için. Fakat yardımcısı bu emre uymayarak Oedipus’u bir çobana verir. Çoban da bu çocuğu, çocukları olmayan Corinth kralına verir. Oedipus, bu çiftin çocuğu olmadığını bir şölen sırasında sarhoş bir davetli tarafından kendisine evlatlık olarak bakıldığında şüphelenir. Kralı sorgular ancak bir yanıt alamaz.

Yollara düşerek Delphoin kâhinine sorar. Kâhin sorusunu cevaplamak yerine babasını öldüreceğini ve annesiyle evleneceğini söyler. Şaşıran Oedipus kendini yollara atar. Yolda bir yaşlı ile yol sırası için kavga ederler. Onu ve suça tanık olanları öldürür. Thebai şehrine gelir. Burada bulanan Sfenks’i yener. Kral yapılır ve kraliçe ile evlendirilir. İki oğlu ve iki kızı olur. Mutluluk içinde yaşarken şehirde veba salgını başlar. Bir kâhine danışır, kâhin ona orada mutluluk içinde yaşayan bir günahkârın kovulması gerektiğini söyler. Oedipus, eski kralın cinayetini araştırmaya başlar. Öğrenir ki öldürdüğü yaşlı adam kralın kendisidir. Öz babasıdır ve şuanda annesiyle evlidir. Kehanet gerçek olmuştur. Oedipus, gözlerini Lokaste’nin altın iğneleri ile oyar. Kör bir dilenci olarak yaşamaya başlar.

Oedipus’un üzerine şimdiye kadar ‘kader’ veya psikolojide isim verdiği kompleks ile tartışıldı. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaysa Milan Kundera, ana karakterin yazdığı bir yazıyla bu olayı ‘suçunu üstlenme ve cezayı kabul edebilme’ açısından incelemişti.

Pavel Smerdyakov, işlediği cinayeti Dimitri’nin üzerine kalacak şekilde ayarladı. İvan’ın fikirlerinden etkilendiğini ve hatta İvan’ın bunu kendisinden ima yoluyla istediğini söyledi. Sonunda da yargılanmalardan sonsuza kadar kaçacak bir yol buldu. En sonda yaptığı o malum hareketinin vicdan azabı sebebiyle yapmadığından eminim. Öyle olsaydı, çaldığı parayı kanıt olarak İvan’a vermek yerine suçunu bizzat kendisi itiraf ederdi.

Diğer yandan Oedipus kaçmaya çalıştığı yazgısını yaşadı. Babasına edilen lanetin acısını çekti. Sonunda bilmeden babasını öldürdü. Bilmeden evlendiği kişinin annesi olduğu ortaya çıktı. Ancak, yaşadığı şehrin vebaya teslim oluşundan kendini suçladı. Suçunu kabullenerek bizzat kendi elleriyle infazını gerçekleştirdi.

Gelecekte Karamazov Kardeşler üzerine yapılacak çalışmaların, Smerdyakov’a bir nebze daha odaklanması gerektiğini düşünüyorum.

7 Mart 2023 Salı

Rusya Alaska’yı ABD’ye Neden Sattı?


Georgy Manaev 

Kaynak: https://oggito.com/

 

“Amerika bu buz kütlesi ve kahvaltıda balık yağı içen elli bin Eskimo’yla ne yapacak?”

Rusya, 1867 yılında Alaska’yı 7,2 milyon dolara ABD’ye sattı. Bu satışın üstünden geçen elli yılda Amerikalılar ödedikleri miktarın yüz katını geri kazandı. Peki büyük bir imparatorluk bu satışa nasıl karar verdi?

Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayınlanan ve Rusya’nın Alaska’yı topraklarına katması üstüne olan dilekçe otuz beş binden fazla imza topladı ama sonradan iptal edildi. Günümüzde birçok insan hâlâ ABD’nin Alaska’yı çaldığını ya da bir süreliğine kiralayıp geri vermediğini düşünüyor. Yaygın inanışların aksine iki ülke arasındaki anlaşma yasal bir anlaşmaydı ve iki tarafın da son derece geçerli sebepleri vardı.

 

Satıştan Önce Alaska

On dokuzuncu yüzyılda Rusya Alaskası uluslararası ticaretin merkeziydi. Başkent Novoarkhangelsk’te (bugünkü Sitka), tüccarlar Çin kumaşları, çay ve hatta buz ticareti yaparlardı. O zamanlar buzdolabı icat edilmediği için ABD’de buz ihtiyacı olurdu. Bu şehirde gemiler yapılır, fabrikalar inşa edilir kömür çıkarılırdı. Bölgedeki altın madenleri de herkes tarafından bilinirdi. Yani o zamanlar böyle bir toprak parçasını satmak delilikti.

Rus tüccarlar mors dişi ve su samuru derisi için Alaska’ya yönelmişti. Mors dişi, fil dişi kadar pahalıydı. Bu iki değerli ürün bölgedeki yerel insanlarla yapılan takas sonucu elde edilirdi. Bu ticaret de Rus-Amerikan Şirketi (RAC) tarafından gerçekleştirildi. Şirket Alaska’nın tüm madenlerini ve minerallerini kontrol eder, diğer ülkelerle ticari anlaşmalar yapardı. Hatta kendilerine özgü bayrakları ve para birimleri vardı.

Şirketin sahip olduğu bu öncelikler imparatorluğun hükümeti tarafından sağlanırdı. Hükümet de şirketten hem vergi toplardı hem de hissesine ortaktı. Rus çarı ve aile üyeleri RAC’ın hissedarları arasındaydı.

 

Rus Pizarro

Amerika’daki Rus yerleşkelerinin yöneticisi yetenekli tüccar Alexander Baranov’du. Baranov okullar, fabrikalar açtı, yerli halka rutabaga ve patates yetiştirmeyi öğretti. Kaleler ve tersaneler inşa etti, su samuru ticaretini genişletti. Baranov kendisine “Rus Pizarro”” derdi. Alaska’yı sadece kendi kazancı için değil, yürekten severdi. Aleut liderinin kızıyla evliydi.

Baranov yönetimindeki RAC büyük hasılatlar elde etti, yüzde bin kâra ulaştı. Yaşı ilerleyen Baranov işlerini devredince yerine deniz yüzbaşısı Hagemeister geldi. Yeni yönetici beraberinde yeni çalışanları ve asker hissedarları da getirdi. Fakat bu yeni yöneticilerin adımları şirketi çöküşe uğrattı.


Kara para

Yeni yöneticiler kendileri için uçuk maaşlar belirlediler. Sıradan çalışanlar senelik bin beş yüz ruble kazanırken (bu, bakanların ve senatörlerinkine yakın bir maaştı), yöneticilerin yıllık kazancı ise bin beş yüz rubleydi. Yerel halktan yarı fiyatına kürk alırlardı. Nihayetinde Eskimolar ve Aleutlar yirmi yıl içinde neredeyse tüm su samurlarını katletmişlerdi. Yerel halk Rusya’nın kıyı köyleri basıp ateşe vermelerinden dolayı da zor durumdaydılar.

Bu gibi caydırıcı olaylar sonucunda tüccarlar farklı gelir kaynaklarına yöneldiler. Buz ve çay ticareti zaten yapılmaktaydı ama kötü kaderli iş adamları bunu tam olarak organize edemiyorlardı. Akla gelen çözümlerden olan maaşları azaltma fikri ise kesinlikle tercih etmedikleri bir yoldu. Şirket en sonunda devlet yardımlarını kullandı (yıllık iki yüz bin ruble), fakat bu bile onları kurtarmaya yetmedi.

Kısa bir süre sonra Kırım Savaşı başladı. İngiltere, Fransa ve Türkiye Rusya’ya karşı birlik oldu. Rusya’nın Alaska’yı destekleyemeyeceği ya da savunamayacağı açıktı. Tüm deniz rotaları, hatta altın madenleri bile karşı tarafın gemileri tarafından kontrol ediliyordu. İngiltere’nin Alaska’yı alıkoyacağından korkan Rusya eğer bu olursa elindeki her şeyi kaybedeceğini biliyordu.

Moskova ve Londra arasında gerilim gittikçe büyüyordu. Rusya-Amerika ilişkileri ise hiç olmadığı kadar iyiydi. İki tarafın aklına gelen ortak fikir Alaska’nın el değiştirmesi oldu. Rusya’nın Washington’daki elçisi Baron Eduard de Stoeckl, Çar’ın adına ABD Dışişleri Bakanı William Seward’la görüşmelere başladı.

 

Rus bayrağının indirilmesi

Bürokratlar görüşmelere devam ederken, iki ülke kamuoyu bu anlaşmayı istemiyordu. Rus gazeteleri, “Bir ülke bu kadar kısa bir zamanda, bu kadar değerli bir toprak parçasından nasıl kolayca vazgeçebilir?” diye yazıyordu. Amerikan gazeteleri ise “Amerika bu buz kütlesi ve kahvaltıda balık yağı içen elli bin Eskimo’yla ne yapacak?” diye soruyordu.

Basın bu düşüncelerinde yalnız değildi. Millet Meclisi de bu satışı onaylamıyordu. 30 Mart 1867’de Washington’da taraflar 1,5 milyon hektarlık Rus toprağının 7,2 milyon dolara satılması konusunda anlaşma imzaladı. Yani 4047 m2’si 2 sent’e denk geliyordu. Fakat durumun son derece kritik olması sebebiyle Rusya’nın pazarlık yapma şansı yoktu.

Bölgenin resmi olarak devredilmesi başkent Novoarkhangelsk’te gerçekleşti. Amerikan ve Rus askerleri bayrak direğinin iki tarafında hizaya geçti ve bayrak indirilmeye başladı. Fakat bayrak direğin tepesine takılmıştı ve inmiyordu. Askerin biri direğe tırmandı ve indirdi. Ardından şehrin adı Sitka olarak değiştirildi. Amerikan vatandaşlığına geçmek istemeyen yüzlerce Rus askerleri ticaret gemilerine binip Alaska’dan ayrıldı.

Çeviren: Deniz Saldıran

(Russia Beyond)