Moskova

Moskova

20 Haziran 2015 Cumartesi

Arbat’ın Arka Sokaklarında – Moskova

Kaynak: http://deligaffar.com/

Arbat Caddesi (Ulitsa Arbat), Moskova’nın merkezinde, Kremlin’e aşağı yukarı bir km mesafede bir cadde. 1980’lerin başında, Sovyetler Birliği’nde araç trafiğine kapatılan ilk caddeymiş. Bir de buna komşu, Yeni Arbat Caddesi var, ikisini karıştırmamak lazım. Yeni Arbat otoyol kadar geniş ve işlek bir bulvar. Arbat ise kafelerle çevrili, her türden sokak sanatçısının boy gösterdiği bir kültür caddesi gibi.

Tarihsel olarak önemli bir caddedir Arbat. 19. yüzyıldan itibaren pek çok sanatçı, düşünür, akademisyen burada yaşamış. Rus edebiyatının devi Puşkin 53 numarada kiracıymış. 
Muhteşem öykü Av Tazısı Arcturus’un (Арктур — гончий пес) yazarı Yuri Kazakov doğma büyüme Arbatlıdır. Utanç verici 42’ler Bildirisi’ni imzalamamış olsa gönlümüzün tahtındaki yeri hiç sarsılmayacak olan Bulat Okudjava da Arbat’ın sakinlerindenmiş. Sanatçılar, yazarlarla beraber galeriler, atölyeler, cafeler, kitaplıklar, klüpler derken cadde bir tür kültür-sanat bölgesine dönüşmüş. Bugünse Moskova’lılar  açısından Arbat’ın pek bir cazibesi olduğu söylenemez. 1980 ve 90’larda pek popüler bir yermiş ama şimdi türlü çeşitli otantik dümenlerle Avrupalı turistlerin yolunduğu bir büyük tezgaha dönüşmüş.

Şimdi ben deliyim ya, ne işim var milletin gezdiği ana caddelerde. Arbat’a sık giderim ama en çok Yeni Arbat’la Arbat arasında kalan arka sokakları severim, pek hoşuma gider buraların havası.  Hoşuma giden hava da öyle şöhretli entelijansiyanın havası değil, adı sanı bilinmez binlerce Sovyet yurttaşının yaşadığı eşi benzeri görülmemiş bir sosyal düzenin kalıntılarıdır. Komünalka’dan söz ediyorum. Rusça коммуналка yazılır. Komünalka bir konut tipidir. Her ailenin bir odada yaşadığı ortak konutlar var ya, hani anti-komünist propagandanın çocukluğumuz boyunca gözümüze gözümüze soktuğu minnacık, “afedersiniz fare deliği gibi” evler, onlar işte. (Şimdi işin o tarafına girmiyorum, bir fırsatım olunca ağzını çarşaf edeceğim o Amerikan dümbeleklerinin.)

Komünalkaların ilk yapıldığı yerlerden biri bu Arbat bölgesidir. Çoğunluğu yamyam emlakçılar tarafından yeni rezidans projelerine çevrildiler ama hala bir kaç tane bulmak mümkün. Bulmak dediğim binayı bulmak değil sadece, basbayağı hayatın devam ettiği, daha çok yaşlıların ve öğrencilerin ortak barınağı olmaya devam eden komünalkalar vardır hala. Eh arkadaş herkes bolca özel alanı olsun hatta mümkünse yayla gibi evlerde yaşasın ister. Reklamlarda el kadar bebeler “babam bana rezidans alacak, metresine de stüdyo” diye konuşmuyor mu? Ama bu bizim kaymaklı üst orta sınıfa mahsus bir hal, devrimden sonraki on yıl içinde köylerinden kalkıp şehirlere milyonlarla, on milyonlarla akan yeni Sovyet işçi sınıfı ne yapsın? Ne yapsın, ortak yaşasın. Şaka maka, darda kalınca insanoğlu ortak da yaşayabilir, başka örnekleri de var ama, bu komünalka en ilginç olanı zannımca. Her oda bir yaşam ünitesi, mutfak, banyo koridor vs. ortak.  Bazan 10 metrekarelik bir alanda bir ailenin yaşadığı oluyormuş ama daha ilginci ev arkadaşı gibi yaşayan kadınlar. Altmış yıldır beraber yaşayanları var. Ortak yaşamak çok zor zanaat, eğitim istiyor, görgü istiyor, disiplin, emek ve en önemlisi tahammül istiyor. Hepsini bir şekilde bulmuşlar ki devam edebilmişler diye düşünüyor insan. 1960’ların sonuna kadar şehirlerdeki başat konut tipi komünalkaymış.

İşte karlı bir gece yine Arbat’ın arka sokaklarından yürürken aklımda bu komünalkalar…Size Arbat’ta ne yenir ne içilir onu da yazacaktım ama sıkıldım şimdi. Onları da sonra bir ara yazarım.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder