Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.ru/
Toplumların kültürel özellikleri yüzyıllar içinde
şekilleniyor. Belirleyici ana unsurların başında ise, siyasal ve ekonomik
sistemler, dini inanışlar, iklim ve çevre gibi faktörler öne çıkıyor. Örneğin
Dostoyevski “Ruslar bütünüyle Ortodoks’tur, ortodoksluğu anlamayanlar, Rusları
asla anlamayacaktır” demiştir. Sovyet dönemi bürokrasisini yaşamayan
Tolstoy’un, Anna Karenina adlı eserinde kahramanlardan biri “evrak işi
Rusya’nın ruhudur” demektedir.
Farklı ekonomik ve siyasal sistemlerin insanların günlük yaşamları
ve davranışları üzerindeki etkisi büyük oluyor. Bu açıdan Sovyet Rusya’daki
günlük hayata bakıldığında bu deneyimi yaşamayan bizlerin ve 30 yaş üstü
Rusların pek de anlamayacağı bir durum söz konusu idi. Sovyet döneminde
insanların günlük hayatlarına bazı unsurlar açısından bakmadan önce 1917 Ekim
Devrimi sonrasında siyasal ve ekonomik sistemin ve sosyal kesimlerin nasıl bir
dönüşüm geçirdiğine kısaca değinilmesi yararlı görülmektedir.
Devrim sonrasında siyasal hayatın tek hakimi Komünist Parti
oldu ve 70 yıl boyunca ülkeyi yönetti. Partinin üye sayısı 1980’ler itibarıyla
20 milyona kadar çıkmıştı.
Ekim Devrimi sonrasında özellikle ekonomik dönüşüm hızla
hayata geçirilmeye başlandı. Büyük toprak sahipliği sona erdi ve zamanla
kolektif tarım ve kolhoz (tarımsal üretim kooperatifi) sistemine geçildi.
Sanayi, finans ve ticaret sektörleri hızla kamulaştırıldı. Çarlık döneminin
sonunu hazırlayan unsurlardan olan topraksız köylüler küçük ölçeklerde toprak
sahibi olabiliyordu ama Sovyetler dönemi ekonomik sonuçlarına bakıldığında en
problemli alanlardan birinin tarım ve köylülerin giderilemeyen mağduriyeti
olduğunu söylemek mümkün.
İşçiler Bolşevik Devrimin en çok önem verdiği kesimdi bir
bakıma. Çünkü devrim bir yerde onlar adına yapılıyordu ve işçiler de devrimi
destekleyen en önemli sınıftı. Ayrıca sanayileşme hızlandıkça köylü sınıfı da
büyük ölçüde işçi sınıfına dönüşüyordu.
İşçi sınıfına ve tüm Sovyet vatandaşlarına sistemin verdiği
önemli garantilerin başında sağlık güvencesi, iş garantisi, eğitim imkanı ve
özellikle de temel gıdalarda sabit fiyat uygulaması geliyordu. Böylece Sovyet
sisteminde işsizlik sorunu neredeyse sona ermişti. Ancak zaman zaman ödenen
ücretlerin düşüklüğü ve kentsel alanlardaki yetersiz konut durumu başlıca
sorunlar arasında yer alıyordu. Ev kirası ücretin belli bir yüzdesi olarak
alınıyor ancak kimi zaman aileler bir arada kalıyordu. Mutfak, banyo gibi
yerlerin ortak kullanıldığı komünite evlerinde mütevazi imkanlar ve çoğu zaman
da zorluklar söz konusuydu.
Köylü ve işçi kesimlerine ilaveten Komünist Parti yönetimi
sırasında özellikle de planlama ve idari konulardaki ihtiyaçlar sonrası yeni
bir kesim oluşmuştu. Parti yöneticileri, bürokrasi, bilim adamları, yazarlar,
sanatçıların da aralarında olduğu bu grup ayrıcalıklı sayılabilecek bir konum
edinmişti. Bu durum zaman zaman diğer kesimlerle bazı gerilimlere neden olmuyor
değildi. Sınıfsız toplum ideali kimi zaman sekteye uğruyor gibi görünüyordu.
Böylece piyasa sisteminin olmadığı, üretimin ve fiyatların
devlet tarafından planlandığı ve belirlendiği bu sistemde vatandaşların
mütevazi bir hayat sürdüğünü söylemek mümkündü. Ancak parti elitleri dışında
herkes aynı durumda olduğu için bu büyük bir sorun olarak ortaya
çıkmıyordu. Bununla birlikte adaletsiz uygulamalar, kayırmalar ve toplum
vicdanı açısından rahatsız edici sonuçlar söz konusu olabiliyordu.
Devlet iş, sağlık ve eğitim garantisi veriyordu. Okuma
yazma oranı hızla artmıştı. Halkın sanatsal faaliyetlere katılımı yüksekti.
Tiyatro, bale, klasik müzik dinletileri dolup taşıyordu. Bununla birlikte sanat
ve edebiyatta gerçek bir fikir özgürlüğünden söz edilmesi zordu.
Kanımca Sovyet sistemi kapitalist sistem ile girdiği
rekabet nedeniyle bir tür varlık yokluk sorunu yaşıyor ve bu durum halk
açısından son derece zorlayıcı sonuçlara yol açıyordu. Bir defa kaynaklar,
silahlanma, uzay yarışı, bilimsel rekabet, spor ve diğer alanlardaki rekabet
nedenleriyle istenilen şekilde halka yansıtılamıyordu. Belki de güçlü devlet
olma bir tercih değil de bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştı.
Özellikle İkinci Dünya Savaşının getirdiği sonuçlar toplum
açısından ağır bir fatura koyuyordu ortaya. Sovyet halkları büyük bir
fedakarlık ve mücadele azmi göstermişti ama insan kaybı ve diğer kayıplar
yakıcı bir şekilde etki ediyordu hayata.
Bu genel açıklamalardan sonra Sovyetler dönemindeki günlük
yaşama bazı ana unsurlar açısından bakıldığında aşağıdaki açıklamalar yararlı
olacaktır.
Kadın ve aile: Devrimin başlarında özellikle kadınları
özgürleştirme politikası sonucu aile kavramında bir değişim olduğu, boşanmanın
kolaylaştığı ve bazı kesimlerce “özgür aşktan” söz edildiği ve kürtajın
yasallaştığı görülüyor. Ancak bilahare ve özellikle de ikinci dünya savaşı
sonrasında evlilik ve aile kavramı törenselleştirilmiş ve çocuk doğurmak teşvik
edilmiştir. Bunun sonucunca kadınların ev işlerine daha fazla vakit ayırması
ihtiyacı doğmuştur. Sovyetler döneminde genel olarak kadınların özgüven
kazandığı, eğitim imkanlarının arttığı ve özellikle işgücüne katılma oranının
yüksek seviyelere çıktığı görülüyor.
Dostluk ve arkadaşlık: Genel olarak Sovyetler
döneminde aile, arkadaşlık ve dürüstlüğün önemli değerler olduğunu, sosyal ve
insani ilişkilerdeki dayanışmanın belirgin bir önem kazandığını söylemek
mümkün. Aileler sık sık eş, dost ve arkadaşları yemeğe çağırıyor, paylaşımları
artıyordu. Bugün o dönemi yaşayan yaşlı insanlara sorulduğunda söyledikleri ilk
şeylerden birinin o dönemlerde insanların sözlerine sadık kaldığı ve
güvenilir olduklarına ilişkin.
Eğitim: Eğitim Sovyetler döneminin en önemli konusu
bir bakıma. İnsanlar arasındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmanın, sistemi
destekleyecek bireyler yetiştirmenin ve bilimsel alanda kapitalist sistemle
rekabet etmenin ve hatta onu geçmenin en önemli boyutu oluyor
eğitim. 1926’daki nüfus sayımına göre 10 yaş ve üzerindeki Sovyet
vatandaşlarının %51’i, 1939’daki nüfus sayımına göre ise %81’i okuma yazma
biliyordu. Öğrenciler disiplin ve kararlılık içinde eğitim faaliyetlerine devam
ediyor, bu durum matematik, fizik, kimya gibi bilim dallarında önemli sonuçlar
veriyordu.
En önemlisi de standart ve nitelikli eğitimin herkese
ulaştırılabiliyor olmasıydı. Altı aydan sonra okul çağına kadar kreş ve
anaokulu süreci devlet güvencesinde idi. Spor ve beden eğitimi de okullarda
önemli bir konu olarak ele alınıyordu. Ayrıca akademik standartlar yüksekti.
Din: Komünist Partinin genel olarak dine bakışı
mesafeli olsa da insanlar kiliselere gidebiliyordu. Ayrıca sinagog ve camiler
de aktifti. Komünist parti mesafeli olsa da din adamları ve dini pratikler
konusunda baskıcı bir tavır içinde olmamıştı. Bununla birlikte genel bakış
açısı ve eğitim sistemi çerçevesinde yeni nesillerin dini pratiklerle fazla
ilgisi kalmamıştı.
Ulaşım: Geniş ve planlı şehir yollarında tek tük
araçlar görülüyordu. Çünkü araç sahibi olmak istisnai bir durumdu. Buna
karşılık toplu taşıma hızlı ve etkiliydi. Metro ve tren taşımacılığı oldukça
yaygındı. Ülkenin her noktasına demiryolu ile ulaşmak mümkündü. Kompartımanlara
kadın erkek binmekte bir sorun yoktu. Bununla birlikte karayolu taşımacılığı ve
alt yapısı yeterli olamıyordu. Geniş Rusya coğrafyası dikkate alındığında bu
büyük bir maliyet olarak ortaya çıkıyordu.
Kültür ve sanat: Çağdaş sanat, resim, heykel, klasik
müzik, bale gibi alanlar destekleniyordu. Özelikle baleye çocuk yaştan itibaren
birçok kimse ilgi gösteriyordu. Şehirlerde çoğu yerde görülen heykellerde
çağdaş işçiler, emek ve devrime ilişkin temalar vardı. Stalin döneminde
özellikle mutlu işçileri fabrikalarda, köylüleri güneşli tarlalarda mutluluk
içinde resmetmek sık rastlanır olmuştu. Halkın genelinde bale, opera, tiyatro
gibi dallara genel bir ilgi vardı. Ayrıca klasik müzik de seviliyordu.
Kitap okuma yaygın bir faaliyetti. Her yerde kitap
stantları görmek mümkündü. Kitap fiyatları oldukça ucuzdu. Bununla birlikte
kitap, dergi, gazete gibi hemen her yayıncılık faaliyeti devlet otoritesinin
gözetimi altındaydı. Televizyon batı ülkelerindeki gibi yaygın değildi. Buna
karşılık radyo yayıncılığı önemliydi.
Tüketim: Hemen her türlü mal ve hizmet kamu tarafından
üretiliyor ve sağlanıyordu. Buna ilişkin önemli ölçüde planlama faaliyeti ve
bürokrasi söz konusu idi. Bununla birlikte tüketici talepleri ve arz arasında
uyumsuzluk ve dengesizlik söz konusu oluyordu çoğu zaman. Bazı dönemlerde karne
uygulaması söz konusu oluyordu. Ayrıca bir çok mal ve hizmetin kalitesi
açısından sorunlar yaşanıyordu.
Siyasal hayat: Komünist parti hayatın her alanında
vardı. Fabrikalarda, çiftliklerde, işyerlerinde parti temsilcileri söz
konusuydu. Bunlar üretim hedeflerinin tutturulması konusundaki işlevleri yanı sıra
birçok açıdan raporlama faaliyeti de yürüyorlardı. Bu durumun bazı
rahatsızlıklar ve adaletsizlikler yaratması söz konusu oluyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder