Nilgün Cerrahoğlu
Kaynak:
http://www.cumhuriyet.com.tr/
“Gün büyük bir heyecan ve karmaşa içindeki şehre
doğdu” diye anlatıyor John Reed, Batı’da “7 Kasım”a denk gelen;
Rus takvimine de “25 Ekim” diye düşen Bolşevik Devrimi’nin ertesi
sabahını.
Olayları devrimin büyük tarih sahnesi “St. Petersburg”da
yerinden izleyen tek Batılı gazeteci olan Reed, o devirde “Petrograd” diye
bilinen başkentin atmosferini şöyle naklediyor:
“Her şey görünürde sanki alabildiğine olağan ve
sakindi. İnsanlar gece makul bir saatte yatmış, ertesi gün de işbaşı
yapmıştı. Dükkânlar ve restoranlar açık, tiyatrolar faaliyette, resim
sergilerinin ilanı durmaktaydı. Günlük yaşamın karmaşık ve savaş zamanlarında
bile monoton rutini, her değin olduğu gibi geçerliydi. Sosyal
organizmaların en büyük felaket anlarında dahi yemekten,içmekten ve
eğlenceden vazgeçmeyen bu dayanıklılığı inanılmaz.”
Sovyet Devrimi macerası Diane Keaton, Warren
Beatty ve Jack Nicholson’un rol aldığı “Kızıllar/Reds” isimli
Oscarlı bir filmle ’80’li yıllarda, sonra ölümsüzleşen John Reed’in bıraktığı
bu müthiş sıra dışı gazetecilik mirasını unutmuştum.
Taa ki “Sovyet Devrimi”nin 100. yılını
betimleyen “Project 1917/1917 Projesi” isimli bir siteye girene kadar...
Bunu daha önce de yazdım. “Devrimlere” alerjisi
olan Putin, dünyayı değiştiren Bolşevik Devrimi’ni büyük vurgularla
hatırlamak istemiyor. Bu yüzden Rusya’da “devrim” şaşaalı törenlerden
çok sergiler, konferanslar, açık oturumlar gibi entelektüel aktivitelerle
anılıyor.
Tarihten
‘sosyal medya’ya
İşte Rusça ve İngilizce hazırlanan “Project 1917” de,
bu entelektüel girişimlerden biri.
Hepsi de genç 40 araştırmacı, tarihçi ve gazetecilerden oluşan geniş bir takımın hayata geçirdiği “proje”; 20. yüzyılı tanımlayan “1917”yi, devrimin tüm karakterleri ve olayları ile bir “sosyal medya formatında” önümüze seriyor.
Hepsi de genç 40 araştırmacı, tarihçi ve gazetecilerden oluşan geniş bir takımın hayata geçirdiği “proje”; 20. yüzyılı tanımlayan “1917”yi, devrimin tüm karakterleri ve olayları ile bir “sosyal medya formatında” önümüze seriyor.
Karakterlerin bizzat ağızlarından attıkları “twit”ler
şeklinde tasarlanan sitede, son Çar II. Nikola’nın örneğin devrimin ertesi
sabahı düştüğü “Hava bugün açık. Sıcaklık güneşte 11 derece. Bu sabah
şömine için uzun uzun odun kırdım” notunu okuyoruz.
Sabık Çar’ın bunca “alakasız bir twit”le gündeme gelmesinin nedeni, aslında o tarihte çoktan tahttan indirilmiş ve Urallar’ın göbeğindeki kuş uçmaz kervan geçmez Yekaterinburg kentine gönderilmiş olmasından kaynaklanıyor.
Sabık Çar’ın bunca “alakasız bir twit”le gündeme gelmesinin nedeni, aslında o tarihte çoktan tahttan indirilmiş ve Urallar’ın göbeğindeki kuş uçmaz kervan geçmez Yekaterinburg kentine gönderilmiş olmasından kaynaklanıyor.
Çar’ın, 1917’nin şubat ayında daha tahttan indirilmesi
üzerine, yerini St. Petersburg’da Kerenski başkanlığındaki bir geçici
hükümet almış... Ancak “7 Kasım sabahı”, Kerenski de Kışlık Saray’dan
yabancı delegasyonların arabasıyla kaçmaya zorlanmış...
O gece, sonra Kışlık Saray baskına uğruyor ve Bolşevikler
saraya girip, geçici hükümetten son kalan temsilcileri de toplayarak
tutukluyorlar.
Güz güneşi altında Yekaterinburg ormanlarında işte şömine
için odun kesen ve ailesiyle kurşuna dizileceği trajik sona doğru hızla
yaklaşan devrik Çar’ın olanlardan belli ki o saatlerde haberi yok. O yüzden
hâlâ Mars’ta olduğu izlenimi yaratan satırlara imza atıyor.
Nâzım’ın
anlattığı gibi
Oysa tüm bir gün, o gün, telefon ve telgraf merkezleri,
tren istasyonları ve gazete matbaaları gibi hayati güç noktalarını ele geçiren
Bolşevikler, Çarlık başkentine hâkim olmuşlar.
Lenin’in “Bugün Rusya’da yeni bir tarih başlıyor!” diye
anonsladığı konuşması dağıtılmış, askeri birlikler teslim olmuş ve Kerenski
hükümetinin devrildiği Bolşeviklerce ilan edilmiş.
Bu olayların akışı işte, “Project 1917”de doğrudan tüm
büyük aktörlerin bizzat bıraktıkları günlükler ve belgelerden birebir esasa
sadık kalarak bir sosyal medya sitesi şeklinde, “flaş...flaş...flaş... son
dakika” haberciliği üslubuyla aktarılıyor.
Öyle ki “Kışlık Saray” baskınını bugün
yaşanıyormuşçasına takip ediyor, gelişmeleri Lenin’in, Troçki’nin ve
Kerenski’nin; çaresiz generallerin, dumur halinde olan bakanların, o tarihi
doğrudan yaşayan Batılı diplomatların ve dönemin Rus entelektüellerinin
penceresinden izliyorsunuz.
“Project 1917”ye mutlaka göz atın. Muhteşem bir tarih
gezisi yapacaksınız...
Nâzım Hikmet’in “Kışlık Saray”ında tanımladığı gibi tam: “Kışlık Saray’da Kerenski / Smolni’de Sovyetler ve Lenin; sokakta onlar.”
Nâzım Hikmet’in “Kışlık Saray”ında tanımladığı gibi tam: “Kışlık Saray’da Kerenski / Smolni’de Sovyetler ve Lenin; sokakta onlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder