Kaynak: turkrus.com/
Rusya
bizim “ikinci memleketimiz”... Ekmeğimizi kazandığımız, sadece işimizi değil,
kimilerimize eşimizi armağan eden cömert ülke... Rusya’da daimi yaşayan Türk
vatandaşlarının kesin sayısı bilinmemekle birlikte krizden önceki iyi
zamanlarda “sadece Moskova’da en az 25 bin, ülke çapında belki 30 binden fazla”
diye tahmin yürütülüyordu.... Peki Rusya’da yaşayan Türklerin en çok yaptıkları
hatalar neler? Eksiklerimiz neler? Moskova'da yayınladığımız Kompas-Pusula
dergisinin son sayısı için düşündük, taşındık ve bir liste çıkardık. Bakalım
bize katılacak mısınız?
1- Maalesef zaman zaman Rusya’da
Türk vatandaşlarının başına gelen adli vakalar haber konusu oluyor. Çoğu kez bu
vatandaşlarımızın izini sürmek çok zor oluyor. Çünkü burada daimi olarak ikamet
eden vatandaşlarımızın hepsi, konsolosluklarda kayıt yaptırmıyor. Bunu ihmal
ediyor. Oysa herkesin en yakın konsolosluğa kayıt yaptırması, koordinatlarını
bırakması, kendi güvenlikleri için hayati önem taşıyor...
2- Rusya’ya gelenlerin çoğu “En
fazla üç beş sene kalıp döneceğim” diye düşünüyor ve uygun zamanda ev sahibi
olabilecekleri fırsatları harcıyor. Yüksek fiyatlardan daire kiralıyor. Sonra
fırsatlar çıkıyor, işler bitmiyor aksine büyüyor, “klasik bir şekilde” Rusya’da
kalış süresi uzadıkça uzuyor ve “daimi ikamete” dönüşüyor. Bir de geriye dönüp
bakıyorsunuz ki, “bir dair parasını” kira olarak çöpe atmışsınız. Mesela şu an
kriz ortamında fiyatlar müthiş düştüğü için imkanı olanlar için ev sahibi
olmanın en ideal zamanı!
3- Rusya’da yaşayan ve buradan
evlenenlerin çoğu, çoğu kez zaman yokluğundan, bazen tembellikten, çocuklarıyla
Rusça konuşma kolaylığına düşüyorlar. İki dilli, iki kültürlü olmanın
zenginliğini yaşayabilecek çocuklar Rusya’da Türkçeyi yeterince öğrenemeden
büyüyor. Oysa en çok sebat edilecek iş, ana dilleri haliyle Rusça olan
çocuklara Türkçeyi de öğretmemiz.
4- İnsan yabancı bir ülkede
yaşarken “yabancı olduğunu” asla unutmamalı. Son tahlilde “misafir” olduğunu
da... Ama bazılarımız burada yaşarken bunu sık sık unutuyor. İnsanın yaşadığı,
ekmek yediği ülkeye nobran eleştiriler yapması ne kadar doğru? Oysa herkes gibi
Ruslar da bu konuda titiz. Dünyanın hiç bir yerinde insanlar bir yabancının
ülkesini acımasızca eleştirmesini hoş karşılamaz. Hatta sonunda “Zorla tutan mı
var?" bile der. Yaşadığımız ülkeye, insanına, düzenine, kültürüne
saygı duymamız şart.
5- Rusya özellikle 90’ların
başından itibaren sahip olduğu olağanüstü fırsatlarla kimileri için “kolay para
kazanılan” bir ülke oldu. “Yükselen ekonomi”de hayalinde göremediği zirvelere
çıkanlar az değildi. Ancak kimileri bu trendi fazla önemsemeyip “kerameti”
sadece kendinden bildi. Kazandığını kolay kaybedenler az değil. Oysa
bugünün bir de yarını var!
6- Rusya’da ekonomik olarak
“zenginleşen” her yabancı, yaşadıkları ülkenin “paha biçilmez”
zenginliklerinden yeterince istifade etmedi ya da edemedi. Kimileri, yüksek
yaşam standartlarına çıkacak paralar kazansalar bile yaşam kalitelerini
yükseltmekte o kadar başarılı olamadı. Belki de iş-güç yoğunluğundan, istese de
fırsat bulamadı. Kremlin Sarayı’ndan Puşkin Müzesine, Ermitaj Müzesi’nden
Bolşoy Tiyatro’ya... Rusya kültürün, sanatın muazzam ülkesi... İşe güce
dalarken, etrafımızdaki bu güzelliklerden de daha fazla istifade etmek farz...
7- Rusya’da yaşayan Türklerin
büyük çoğunluğu, “gelip geçici” olduğunu düşünerek bu ülkede yasal hakları olan
statüleri elde etme işini de ağırdan aldı.... Hatta Rus eşleri olanlar bile...
Geçici ya da daimi oturma izinleri, hatta vatandaşlık pek çok Türk için “hak”
olmasına rağmen hala vize ile yaşamaya devam edenler çoğunlukta. Oysa
yaşadığımız, ekmek yediğimiz ülkeyi sahiplenmek, ayağımızı bu topraklara daha
sağlam basmak için Rusya’da devletin sağladığı imkanlardan yararlanmak lazım.
Bürokrasi yorsa bile!
8- Türk-Rus karma aileler için
zaten sorun yok. Ama iş icabı Rusya’da belli sürelerle kalan Türklerin
çocuklarının bu ülkeden Rusçayı çok iyi öğrenerek gitmeleri en büyük
kazanımları olabilir. Bunu pek çok aile ihmal etti, ediyor. Oysa Rus
kreşlerinden ilkokullarına kadar, ücretsiz eğitim kurumlarından daha fazla
istifade etmek ve çocuklarının geleceğine anlamlı bir zenginlik katmak
mümkün... Rusya-Türkiye bağları her zaman güçlü olacak, Rusça bilen Türk
çocuklar yarışa birkaç adım önde başlayacak.
9- Sadece çocukları mı? Rusça
için yetişkinlerin de daha fazla gayret etmesi farz. Kabul etmek gerekir ki
Rusça çok zor bir dil... Zaten iş hayatında yoğun mesai yaparken dile konsantre
olmaya zaman kalmıyor belki... Ama bu ülkede belki 10 yıldır yaşayıp hala bir
restoranda Rusça sipariş verecek kadar Rusça öğrenmeyen ne kadar çok Türk
var... Burada yaşarken dil öğrenmek, bir insanın kendine yapabileceği en büyük
iyilik. Rusça zor da olsa, bu yolda daha fazla çaba göstermemiz şart.
10- Belki çoğunluk için öyle
değil, ama kimi Türklerin Rusya’da “akvaryumda yaşar gibi” yaşadığı
söylenebilir. Evde sadece Türk TV’leri izleyip, ofiste sabah akşam “iç
politika” tartışıp, Türkiye’den taşıdıkları zeytin, peynirle “izole hayat”
yaşayanlara “sarı kart” gösteriyoruz! Türkiye vatanımız, memleketimiz, canımız
ama Rusya’da yaşıyoruz ve bulunduğumuz dünyayla daha yakın ilişki kurmamız
lazım. Daha çok Rus filmi izleyin, çocuklarınızla birlikte Rus çizgi filmlerine
de takılın, diliniz de gelişir, ufkunuz da. Ve bu eleştirileri okurken de
alınmayın, kırılmayın; “dost acı söyler” diye algılayın. Sonuçta yıllardır
Rusya’da pek çok başarı öyküsünü yazan bizleriz ve istiyoruz ki “kendimiz ve
ailemiz için de daha iyisini” yapalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder