Kaynak: http://tatarturk.com/
Önümüzdeki günlerde yolu Kazan’a düşenler Kazan Federal Üniversitesi’nin müzesine uğrasınlar. Tolstoy’un yanı sıra yine onun gibi üniversiteden mezun olamayan Lenin hakkında daha da bilgilensinler. Atılan öğrencileri Tolstoy ve Lenin olan eğitim kurumunun önemli mezunlarını da bu vesileyle tanıyabilirsiniz.
KAZAN
MUHTARI yazıyor:
Fotoğraf, Tolstoy’un Kazan Üniversitesi Şark Dilleri
Fakültesine kabul için yazdığı ve üniversitenin müzesinde sergilenen başvuru
dilekçesini gösteriyor. Kabul de almış nitekim, ama haylaz ve tembel bir
öğrenci olarak Türkçe’nin de öğretildiği bölümdeki ilk yılında sınıfta kalmış.
Sınıfı tekrar etmemek için daha kolay olduğunu düşündüğü
Hukuk Fakültesine geçmiş; 2 yıl pek de başarılı olamayarak hukuk tahsil etmiş;
miras meselesi hallolunca da bırakmış eğitimi ve Yasnaya Polyana’daki aile
çiftliğine yerleşmiş.
Neden Kazan’da okuduğunu merak ediyordum, öğrendim. Önce
annesini sonra babasını kaybedince bir müddet halası ile yaşamış; o da ölünce
Kazan’da ikamet eden diğer bir halasının yanına yerleşmek zorunda kalmış
kardeşleriyle. Diğer iki ağabeyi de 210 yıllık tarihi olan Kazan
Üniversitesinin Matematik Bölümü mezunları.
Kazan’la bağlantı bununla sınırlı değil. Büyük dedelerden
biri Kazan Gubernatörlüğü (Valiliği) yapmış ve bilahare yolsuzluk iddiasıyla
görevden alınmış.
Kazan Tolstoy için başka açılardan da özel, mesela “ilk
şarabı” da burada içmiş. İdil-Ural ile ilintili bir başka husus Tolstoy’un
Başkurt göçebeleriyle samimi ilişkileri ve yaz aylarında Samara steplerinde
“kımız terapisi” yapması.
Tolstoylar’ın ilginç Türkiye bağlantıları da var. Ailenin
büyüklerinden Pyotr Tolstoy Rus Çarlığı’nın ilk İstanbul Sefiri. Lale Devrinde
görev yapmış; dönemin uygulaması uyarınca mesaisinin bir bölümünü savaş
zamanlarında Yedikule Zindanlarında geçirmiş. Ailenin armasında bu sebeple Yedikule’nin
silueti var.
Tolstoy’un manevi arayışları çerçevesinde Türk esirlerinin
tutulduğu kampları ziyaret ederek onlara sorular sorması, Peygamberimize
hürmetle yaklaşması, kurumsal Hıristiyanlığa getirdiği bazı eleştirilerin
İslamiyetin bakış açısına yakın olması, Çarlığın Panslavizm politikalarını
eleştirmesi onu bizler için daha da özel kılıyor belki. Ancak bu ilgi ve
teveccühü herhangi bir delil yokken Tolstoy’un Müslüman olduğunu iddia etme
boyutuna vardırmak doğru olmaz. Zira Tolstoy İslamiyet kadar Budizm başta olmak
üzere tüm dinleri incelemiş, Hıristiyanlık içi bazı nevzuhur akımlara yakınlık
duymuş, aslında kendisi de benzer bir cereyanın fikir babalığını yapmış.
Moskova Patrikhanesi tarafından aforoz edilmesi değil ama
ölümünün üzerinden 100 yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen Kilise’nin kininin
sürmesi şaşırtıcı. 2010’da ölümünün 100. yılındaki anma törenleri belki de bu
sebepten fazla görkemli geçmemişti.
Önümüzdeki günlerde yolu Kazan’a düşenler Kazan Federal Üniversitesi’nin müzesine uğrasınlar. Tolstoy’un yanı sıra yine onun gibi üniversiteden mezun olamayan Lenin hakkında daha da bilgilensinler. Atılan öğrencileri Tolstoy ve Lenin olan eğitim kurumunun önemli mezunlarını da bu vesileyle tanıyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder