Moskova

Moskova

20 Ocak 2016 Çarşamba

Gökyüzü Işıldıyor: Çehov’a Övgü




Dünyanın en büyük oyun ve öykü yazarlarından olan Anton Çehov (29 Ocak 1860 – 15 Temmuz 1904), en önemli yapıtlarını 1894’ten 1904’teki ölümüne dek yazdı – bu sinemanın da ilk on yılıydı. Çehov hiç sinema senaryosu yazmadı, ama yazsaydı nasıl olacağını hayal etmek oldukça zevkli; ilişkilerdeki ufak değişimleri, duyguları, anıları ve hareketleri saptamadaki becerisi ve yapıtlarını sahnelemenin getirdiği zorluklar ve gerekler göz önünde bulundurulduğunda, sinemanın kaynaklarının Çehov sanatına mükemmel bir uyum sağlayacağı düşünülebilir. Pera Film Seagull Films işbirliğiyle, ağırlıklı olarak Sovyet ve Rus yönetmenlerin merceğinden, Çehov’un tanınmış yapıtlarının film uyarlamalarından oluşan Gökyüzü Işıldıyor: Çehov’a Övgü adlı programı sunuyor. 19. yüzyıl edebiyatının kilit sözcüklerinden biri “gerçekçilik” fikriydi sıradan, her gün karşılaşılan insanların zaferleri ve trajedilerine odaklanmaya çalışılıyordu. Çehov sahne yapıtlarında gerçekçilik fikrini uygulama konusunda çok kararlıydı, oyunlarında bunu daha iyi gerçekleştirebilmek için de sıkı bir yakınlığı olan Konstantin Stanislavski yönetimindeki Moskova Sanat Tiyatrosu, daha sonra ABD’de “metot oyunculuğu” olarak tanınacak yeni bir oyunculuk yaklaşımı geliştirdi. 

Programda Rusya’nın en iyi çağdaş yönetmenlerinden Karen Shakhnazarov’un Altıncı Koğuş’u yer alıyor; bir Çehov öyküsünün kışkırtıcı bir şekilde yeniden ele alındığı film, 2009 yılında Akademi Ödülleri’nde Rusya’nın En İyi Yabancı Film dalındaki resmi adayı olmuştu. Programdaki diğer filmleri arasında Andrei Konchalovskiy’nin müthiş Vanya Dayı versiyonu, kardeşi Nikita Mikalkov’un az bilinen bir Çehov oyunu olan Platonov’dan yola çıkan Otomatik Piyano için Bitmemiş Parça adlı nefis filmi sayılabilir. Tatiana Repina’nın serbest bir uyarlaması olan Çehov’un Motifleri, Kira Muratova’nın en yenilikçi çalışmalarından biri. Nuri Bilge Ceylan’ın Çehov hikayelerinden esinlendiği Kış Uykusu ile Louis Malle’in son filmi 42. Sokakta Vanya da eşlik ediyor. Gökyüzü Işıldıyor edebiyat tarihinin en ünlü isimlerinden biri olan ve günümüzde önemini hala koruyan Anton Çehov’un yapıtları arasında bir yolculuğa çıkıyor.


Altıncı Koğuş
Yönetmen: Aleksandr Gornovskiy, Karen Shakhnazarov
Oyuncular: Vladimir Ilin, Aleksey Vertkov, Aleksandr Pankratov-Chyornyy
Rusya, 2009, 83’, renkli
Rusça; Türkçe altyazıyla 
Çehov’un aynı adlı öyküsünün cesur ve modern bir yorumu olan Altıncı Koğuş, gerçek bir olaya dayanıyor: Bir akıl hastanesinin koğuş yöneticisi, sonunda aynı koğuşun hastası oluyor. Dr. Andrey Ragin’in yavaş yavaş ilerleyen yabancılaşması, Çehov tarafından insanlığın, bilimin vaatleriyle ilgili hayal kırıklığının bir metaforu olarak kullanılmıştı; Karen Shakhnazarov’un versiyonundaysa (senaryosunu Alexander Boraadyanski’yle birlikte yazdı) bu hayal kırıklığı, ülkenin geleceğine duyulan inancın giderek tükenmesi olarak okunabilir. Canlı ve belgesele benzer bir tarzda, gerçek bir akıl hastanesinde çekilen film, rekor sürede (dört hafta) tamamlanmış ve Rusya’da hem gişede, hem de eleştirmenler nezdinde büyük başarı kazanmıştı.

“Çehov’un betimlemelerini parçalayıp bunları yalancıktan röportajlarda karakterlerin dile getirmesini sağlamak, zaman dizimini bozmak, sessiz amatör çekimleri araya serpiştirmek ve sonunda anlatıdan tümüyle vazgeçmek suretiyle yönetmen, çarpıcı bir Çehov yapıbozumu gerçekleştirmiş…”


Otomatik Piyano için Bitmemiş Parça
Yönetmen: Nikita Mikhalkov
Oyuncular: Aleksandr Kalyagin, Elena Solovey, Evgeniya Glushenko
Sovyetler Birliği, 1977, 103’, renkli
Rusça; Türkçe altyazıyla 

Anton Çehov’un komik trajedilerinden biri hissini yaratan (filmin senaryosu Çehov’un yapıtlarından ve bitmemiş oyunu Platonov’dan esinlenerek yazılmış) “Otomatik Piyano için Bitmemiş Parça”, kişisel hayal kırıklığının, duygusal vazgeçmişliğin ve pişmanlığın iddiasız, zarif, tutkulu bir anlatımı. 20. yüzyılın başlarında aile ve dostlar, generalin karısı Anna Petrovna’nın kır malikanesinde bir araya geliyor. Anna’nın üvey oğlunun yeni karısı Sofia, dul kadının hayranlarından birinin kayınbiraderi Mişa’yı (Alexander Kalyagin) hatırlıyor: Bundan birkaç yıl önce idealist bir aşkı paylaşmışlarken, adamın sönük bir eşe ve öğretmen olarak çalışmaya razı olmasına inanamıyor. Salon oyunları ve kadın haklarıyla, köylülerin neler yapabildiğiyle ilgili boş konuşmalar arasında Sofia ve Mişa’nın aşkı yeniden harlanıyor. Adetleri hiçe sayıp ailelerini terk edecek ve yitik hayallerinin peşinden gidecekler mi?


Köpekli Kadın
Yönetmen: Iosif Kheifits
Oyuncular: Iya Savvina, Aleksey Batalov, Nina Alisova
Sovyetler Birliği, 1960, 89’, siyah-beyaz
Rusça; Türkçe altyazıyla 

Çehov’un en sevilen, en hüzünlü öykülerinden birini işleyen bu tatil aşkı filminde Moskova bankerlerinden Dmitri Gurov, 1900’lerin başında Yalta’da, genç ve güzel bir kadın olan Anna’yı köpeğini dolaştırırken görüyor. Ortaya çıkıyor ki ikisinin de evlilikleri sorunlu, ama hassas bir kontrol altında tuttukları dünyalarını alt üst edebilecek bir maceraya atılmak konusunda ikisi de isteksiz. Yaz tatili sona erince ikisi de evlerine dönüyor, ama sonra Dmitri’nin karşısına, Anna’nın yaşadığı şehre gitme fırsatı çıkıyor. Yaşadıkları şey geçici bir heves miydi, yoksa dolu dolu bir yaşam sürmek için bir fırsat mı? Khefitz hem zengin bir dönem portresi, hem de ertelenmiş tutkuya dair parlak bir inceleme ortaya koyuyor, bahtsız çiftini karmaşık ve canlı karakterler haline getirmekle kalmıyor, söz konusu dönemi temsil etmelerini de sağlıyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder