Moskova

Moskova

5 Ocak 2016 Salı

Bu dünyadan bir Platonov geçti!


Demet Sarova / Vatan

Yirminci yüzyıl Rus edebiyatı denildiğinde kaç kişi onun adını anıyor bilmiyorum. Ancak çok iyi bildiğim bir şey var ki Andrey Platonov’un hak ettiği değeri görmediği... Benim de onu tanımam çok da eskiye dayanmıyor. Can romanı Türkçeye çevrildiğinde okuma fırsatım olmuştu ve açıkçası oldukça etkilenmiştim... Biraz ondan bahsedecek olursak,-ki ben bugün ölüm yıldönümü olması dolayısıyla bunu yapıyorum-, 1951 yılında hayatını kaybeden Platonov’un tam da filmlere konu olacak türden, oldukça ilginç, gizemli ve karamsar bir hayat hikâyesi var.  

Hayatı film olabilir! 

Stalin döneminde yaşayan yazar, rejimle ters düştüğü için zorlu bir hayat mücadelesi vermek zorunda kalmış. Ters düşmesine karşın Stalin Platonov’un edebiyatına hayranlık duyduğu için diğer rejim muhalifleri gibi ona hayatı zindan etmek konusunda farklı bir yöntem kullanmış ve hırsını 15 yaşındaki oğlundan çıkarmış. Platonov’un oğlu rejim muhalifliği ve ajanlık suçlamalarıyla toplama kamplarına gönderilmiş ve orada tüberküloza yakalanmış. Platonov’un ölüm sebebi de oğlunun tedavisi için yanına yardıma gittiğinde ondan kaptığı tüberküloz...  

İsmi bir gezegene verildi!

Sovyetler Birliği’nin yıkılışının ardından yasaklı kitapları tekrar okuyucuyla buluşan yazar itibarını yeniden kazanmış. Hatta 1981’de Sovyet astronom tarafından bulunan minik bir gezegene, yazara saygı mahiyetinde “3620 Platonov” adı verilmiş. Ancak daha da ilginç bir şey var ki, son yıllarını bir edebiyat enstitüsünde hademelik yaparak geçirmiş olması... Başta da belirttiğim gibi tam da filmlere yakışır bir hayat değil de ne! Kitaplarının da bu hususta hayatından pek geri kalmadığının da altını çizmek lazım... Başarılı ellerde, müthiş seyirlikler olabileceklerine eminim...  

O bir Maksim Gorki keşfi! 

Maksim Gorki tarafından keşfedililmiş  yazar bir mektubunda Gorki’ye “Bir Sovyet yazarı olabilir miyim sahiden? Yoksa nesnel olarak imkânsız mı? diye sorması üzerine, Gorki’den “Gücenmeyin, üzülmeyin, her şey gelip geçer ve tek bir gerçek kalır...” cevabını almış. Görülüyor ki Gorki’nin dediği gibi de oldu. 90’lar da yeniden keşfedilen Andrey Platonov’un iyi bir yazar olduğu gerçeği apaçık ortada.  

Onu neden izlemeyelim ki? 

Bir şiirinde; “Yorgun güneşi söndüreceğiz / Başka bir ışık yakacağız evrende” yazan Platonov’un kitaplarında da yaptığı şey gerçekten de evrende bambaşka bir ışık yakmak...  

Can kitabının çevirisini yapan Ahmet Büke, “Neden Platonov okumalıyız? sorusuna    
1. Bu dünyadan olmadığı için,
2. Bu yüzden, insanın özünü çok iyi kavrayıp anlatabildiği için,
3. Türkçeye çok iyi çevrildiği için...
demiş ki buna katılmamak mümkün değil... Ben de diyorum ki “Neden Platonov izlemiyoruz? eminim ilerleyen zamanlarda birileri benim gibi düşünüp onu ve kitaplarını sinemaya uyarlayacaktır... Umalım ki uyarlama fiyaskosu olmasınlar... 

“Onlar ölülerini kendileri gömebilirler; bunun için sana ihtiyaçları yok.”


“Hayır eminim ki gömmezler. (...) Ölüleri yaşayanlar gömmeli, fakat burada yaşayan hiç kimse yok; hayatta olanlar, uykuda geçiriyorlar ömürlerini. Sen onlar için mutluluk yaratamazsın, kendi kederlerinin bile farkında değiller, üzülemiyorlar bile artık, çünkü çoktan tükenmişler.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder