Demet Sarova
/ Vatan
Yirminci yüzyıl Rus edebiyatı denildiğinde kaç kişi onun
adını anıyor bilmiyorum. Ancak çok iyi bildiğim bir şey var ki Andrey
Platonov’un hak ettiği değeri görmediği... Benim de onu tanımam çok da eskiye
dayanmıyor. Can romanı Türkçeye çevrildiğinde okuma fırsatım olmuştu ve
açıkçası oldukça etkilenmiştim... Biraz ondan bahsedecek olursak,-ki ben bugün
ölüm yıldönümü olması dolayısıyla bunu yapıyorum-, 1951 yılında hayatını kaybeden
Platonov’un tam da filmlere konu olacak türden, oldukça ilginç, gizemli ve
karamsar bir hayat hikâyesi var.
Hayatı
film olabilir!
Stalin döneminde yaşayan yazar, rejimle ters düştüğü için
zorlu bir hayat mücadelesi vermek zorunda kalmış. Ters düşmesine karşın Stalin
Platonov’un edebiyatına hayranlık duyduğu için diğer rejim muhalifleri gibi ona
hayatı zindan etmek konusunda farklı bir yöntem kullanmış ve hırsını 15
yaşındaki oğlundan çıkarmış. Platonov’un oğlu rejim muhalifliği ve ajanlık
suçlamalarıyla toplama kamplarına gönderilmiş ve orada tüberküloza yakalanmış.
Platonov’un ölüm sebebi de oğlunun tedavisi için yanına yardıma gittiğinde
ondan kaptığı tüberküloz...
İsmi
bir gezegene verildi!
Sovyetler Birliği’nin yıkılışının ardından yasaklı
kitapları tekrar okuyucuyla buluşan yazar itibarını yeniden kazanmış. Hatta
1981’de Sovyet astronom tarafından bulunan minik bir gezegene, yazara saygı
mahiyetinde “3620 Platonov” adı verilmiş. Ancak daha da ilginç bir şey var ki,
son yıllarını bir edebiyat enstitüsünde hademelik yaparak geçirmiş olması...
Başta da belirttiğim gibi tam da filmlere yakışır bir hayat değil de ne!
Kitaplarının da bu hususta hayatından pek geri kalmadığının da altını çizmek
lazım... Başarılı ellerde, müthiş seyirlikler olabileceklerine eminim...
O bir
Maksim Gorki keşfi!
Maksim Gorki tarafından keşfedililmiş yazar bir
mektubunda Gorki’ye “Bir Sovyet yazarı olabilir miyim sahiden? Yoksa nesnel
olarak imkânsız mı? diye sorması üzerine, Gorki’den “Gücenmeyin, üzülmeyin, her
şey gelip geçer ve tek bir gerçek kalır...” cevabını almış. Görülüyor ki
Gorki’nin dediği gibi de oldu. 90’lar da yeniden keşfedilen Andrey Platonov’un
iyi bir yazar olduğu gerçeği apaçık ortada.
Onu
neden izlemeyelim ki?
Bir şiirinde; “Yorgun güneşi söndüreceğiz / Başka bir ışık
yakacağız evrende” yazan Platonov’un kitaplarında da yaptığı şey gerçekten de
evrende bambaşka bir ışık yakmak...
Can kitabının çevirisini yapan Ahmet Büke, “Neden Platonov
okumalıyız? sorusuna
1. Bu dünyadan olmadığı için,
2. Bu yüzden, insanın özünü çok iyi kavrayıp
anlatabildiği için,
3. Türkçeye çok iyi çevrildiği için...
demiş ki buna katılmamak mümkün değil... Ben de diyorum ki
“Neden Platonov izlemiyoruz? eminim ilerleyen zamanlarda birileri benim gibi
düşünüp onu ve kitaplarını sinemaya uyarlayacaktır... Umalım ki uyarlama
fiyaskosu olmasınlar...
“Onlar ölülerini kendileri gömebilirler; bunun için sana
ihtiyaçları yok.”
“Hayır eminim ki gömmezler. (...) Ölüleri yaşayanlar
gömmeli, fakat burada yaşayan hiç kimse yok; hayatta olanlar, uykuda
geçiriyorlar ömürlerini. Sen onlar için mutluluk yaratamazsın, kendi
kederlerinin bile farkında değiller, üzülemiyorlar bile artık, çünkü çoktan
tükenmişler.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder