Moskova

Moskova

7 Aralık 2017 Perşembe

Tarihin tortusu: St. Vasili Katedrali yıkım emrinden nasıl kurtuldu?





Moskova denince genellikle akla ilk gelen sembol, Kızıl Meydan'ın nehir tarafındaki köşesinden rengarenk soğan kubbeleri ile yükselen St. Vasili (Rusçadaki tam adıyla Vasil Blajennıy) katedrali...  Bu eşsiz eserin, Stalin döneminde yıkılmaktan son anda kurtarıldığını biliyor musunuz? Hikayeyi "tarihin tozlu raflarından" aktarıyoruz:

Bugün pek bilinmese de, Stalin devrinin en önemli eserlerinden Moskova Metrosu bir zamanlar "Kaganoviç Metrosu" olarak anılıyordu. Moskova'nın çehresinde epey iz bırakmış bu politbüro üyesinin, Lazar Moisyeyeviç Kafanoviç'in (1893-1991) planları arasında Kızıl Meydan'ın göbeğindeki Vasil Blajennıy Katedrali'ni yıkıp askeri geçit törenlerine daha fazla yer açmak da vardı. Bu teklifi, oldukça yakınında olduğu Stalin'e de götürdü. Ama Stalin reddetti.

Yaygın inanışa göre, bugün Moskova'nın sembolü haline gelen katedralin hala ayakta olmasını Pyotr Baranovki adındaki mimara borçluyuz. Çünkü Stalin'i katedralin yıkılmaması için ikna eden kişi o.

Sovyetler Birliği'nde din karşıtlığının damgasını vurduğu 1920'ler ve 1930'ların ilk yarısında Baranovski pek çok başka yapının da "yenileme" adı altında yıkıma kurban gitmesine engel olmasıyla bilinen bir mühendis ve sanat uzmanı. Bu bıçak sırtı konuda Baranovski'nin en büyük başarısı hiç kuşkusuz Vasil Blajennıy Katedrali'ni kurtarmış olmak.

Rossiyskaya Gazeta'dan aktarırsak, mimarın kızı Olga Baranovskaya babasının Stalin'e bir telgraf çektiğini aktarıyor. Baranovski'nin kızının naklettiğine göre bu telgraf şöyledi:

"Moskova. Kremlin'e. Yoldaş Stalin'e. Lütfen Vasil Blajennıy'nın yıkımına engel olun. Bu Sovyet Devleti'ne politik açıdan zarar verecektir."

Telgrafın aslı bugüne ulaşmış değil. Hatta Baranovski'nin kendisini katedrale kilitleyerek intihar etmekle tehdit ettiğini aktaran efsaneler mevcut.


Gerçek nasıl olursa olsun, bugün pek çok kişi Kızıl Meydan'ın şimdiki görünümü için Baranovski'ye teşekkür edilmesi gerektiğinde hemfikir. Sırf Kızılordu askerlerinin "geçit yolunun üstünde duruyor" diye yıkılmış olabilirdi... Tıpkı Stalin'in ünlü Kuratırıcı İsa Kilisesi'ni 1930'larda dinamitletip yıktırması gibi... Bu kilise 1990'ların sonunda orijinaline sadık kalınarak sıfırdan yapılmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder