Moskova

Moskova

17 Aralık 2017 Pazar

Putin'den fıkralar






Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "ince espri" anlayışı ile de meşhur... Kritik sorular karşısında "taşı gediğine oturtan" fıkralarla hem havayı yumuşatmada, hem de mesajını daha etkili vermede bir hayli maharetli...

İşte, Putin'in anlattığı hem güldürüp hem düşündüren fıkralar.

Bu fıkraları tekrar "güncelleştiren", Rus liderin perşembe günkü basın toplantısında, savunmadan yapılacak kesintinin olumsuz sonuçları olacağına vurgu yaparken anlattığı son anekdot: 

"Eski bir asker oğluna bıçağını görüp görmediğini soruyor. Oğlu, babasının bıçağını satıp parasıyla saat aldığını söylüyor. Eski asker, oğlundan saati göstermesini istiyor. Saatin iyi göründüğünü söyleyen asker şöyle devam ediyor: Yarın gelirler, beni öldürürler, anneni öldürürler, kız kardeşine tecavüz ederler, sen de onlara Moskova'da saatin 12.30 olduğunu söylersin." 

İşte yakın geçmişte Putin'in anlattığı fıkralardan bir seçki:

19 Ekim 2017 tarihindeki Valday zirvesinde, "Putin yeniden başkan olmazsa, Rusya'nın sorunların üstesinden gelemeyeceği" yönünde yapılan yorum karşısında:

Putin: 
"İfas eden bir oligark karısıyla konuşuyor:
-Mercedes'i satıp Lada almamız gerekecek. 
-Sorun değil.
- Malikanemizden çıkıp Moskova'daki dairemize yerleşmemiz gerekiyor. Ama beni yine de sevecek misin?
-Seni çok seveceğim ve çok özleyeceğim."
 

Putin, 4 Ekim 2017 tarihinde Rusya Enerji Haftası'nda, sadece kendisine soru soran sunucuya İsrail ordusundan örnek verdi:

Genç bir askere soruyorlar:
-Eğer 20 terörist üzerine geliyorsa ne yaparsın? 
-UZI'yi alıp ateş ederim.
-Peki ya tanklarla gelirlerse?
-El bombasıyla kendimi korurum. Generalim, bu orduda yalnızca ben mi savaşıyorum?
Ben de size sorayım, bu panelde yalnıca ben mi konuşacağım?


3 Nisan 2017'de St.Petersburg'daki medya forumunda:

"Sovyet döneminde parti toplantısı yapılıyor. Katılımcılardan biri, Abram Semenoviç, elini kaldırıyor. "Sen otur" diyorlar. Anlaşılan o ki, yerel basından. Bir daha el kaldırıyor, "Sen otur" diyorlar. "Sadece tek bir kelime söyleyeceğim" diyor. "Bir kelime söyle" diyorlar. Kalkıyor ve "İmdat" diyor. 

2015 yılındaki yıllık basın toplantısında, ekonomiyle ilgili yaptığı espri:

İki ahbap oturuyor. Biri diğerine "Nasılsın?" diyor. Öbürü, "Çizgili, siyah-beyaz" diyor. 
-Bugün hangisi?
-Siyah. 
Altı ay sonra bir daha soruyor.
-Bugün nasılsın? Çizgili olduğunu biliyorum. Şimdi hangisi?
-Bugün siyah.
-O zaman da siyahtı.

-Hayır, o zaman demek beyazmış!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder