Kaynak:
http://www.turkrus.com/
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "ince espri"
anlayışı ile de meşhur... Kritik sorular karşısında "taşı gediğine
oturtan" fıkralarla hem havayı yumuşatmada, hem de mesajını daha etkili
vermede bir hayli maharetli...
İşte, Putin'in anlattığı hem güldürüp hem düşündüren
fıkralar.
Bu fıkraları tekrar "güncelleştiren", Rus liderin
perşembe günkü basın toplantısında, savunmadan yapılacak kesintinin olumsuz
sonuçları olacağına vurgu yaparken anlattığı son anekdot:
"Eski
bir asker oğluna bıçağını görüp görmediğini soruyor. Oğlu, babasının bıçağını
satıp parasıyla saat aldığını söylüyor. Eski asker, oğlundan saati göstermesini
istiyor. Saatin iyi göründüğünü söyleyen asker şöyle devam ediyor: Yarın
gelirler, beni öldürürler, anneni öldürürler, kız kardeşine tecavüz ederler,
sen de onlara Moskova'da saatin 12.30 olduğunu söylersin."
İşte yakın geçmişte Putin'in anlattığı fıkralardan bir
seçki:
19 Ekim 2017 tarihindeki Valday zirvesinde, "Putin
yeniden başkan olmazsa, Rusya'nın sorunların üstesinden gelemeyeceği"
yönünde yapılan yorum karşısında:
Putin:
"İfas
eden bir oligark karısıyla konuşuyor:
-Mercedes'i
satıp Lada almamız gerekecek.
-Sorun
değil.
-
Malikanemizden çıkıp Moskova'daki dairemize yerleşmemiz gerekiyor. Ama beni
yine de sevecek misin?
-Seni
çok seveceğim ve çok özleyeceğim."
Putin, 4 Ekim 2017 tarihinde Rusya Enerji Haftası'nda,
sadece kendisine soru soran sunucuya İsrail ordusundan örnek verdi:
Genç
bir askere soruyorlar:
-Eğer
20 terörist üzerine geliyorsa ne yaparsın?
-UZI'yi
alıp ateş ederim.
-Peki
ya tanklarla gelirlerse?
-El
bombasıyla kendimi korurum. Generalim, bu orduda yalnızca ben mi savaşıyorum?
Ben de
size sorayım, bu panelde yalnıca ben mi konuşacağım?
3 Nisan 2017'de St.Petersburg'daki medya forumunda:
"Sovyet
döneminde parti toplantısı yapılıyor. Katılımcılardan biri, Abram Semenoviç,
elini kaldırıyor. "Sen otur" diyorlar. Anlaşılan o ki, yerel
basından. Bir daha el kaldırıyor, "Sen otur" diyorlar. "Sadece
tek bir kelime söyleyeceğim" diyor. "Bir kelime söyle" diyorlar.
Kalkıyor ve "İmdat" diyor.
2015 yılındaki yıllık basın toplantısında, ekonomiyle
ilgili yaptığı espri:
İki
ahbap oturuyor. Biri diğerine "Nasılsın?" diyor. Öbürü,
"Çizgili, siyah-beyaz" diyor.
-Bugün
hangisi?
-Siyah.
Altı
ay sonra bir daha soruyor.
-Bugün
nasılsın? Çizgili olduğunu biliyorum. Şimdi hangisi?
-Bugün
siyah.
-O
zaman da siyahtı.
-Hayır,
o zaman demek beyazmış!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder