Kaynak:
http://www.turkrus.com/
Sosyal medyalarda fenomen haline gelmiş pek çok videonun
kahramanı Ruslar... Kimi zaman yüksek bir binadan kar yığınına atlayan gençler,
kimi zaman arabasıyla yolda giderken karşısına çıkan ayıyı besleyen bir adam,
kimi zaman da ırmağa düşen otomobilde gidecekleri yönü tartışan
maceraperestler. Peki bu Rusları bu kadar "korkusuz" kılan nedir?
Rus tarihçiliğinin babası Nikolay Karamzin cesaretin
Rusların milli özelliği olduğu ve kuşaktan kuşağa aktarıldığı
düşüncesinde. Karamzin, eski Slavlar hakkında "Kuzeye özgü hava
koşullarını hiçe sayarak açlığa ve diğer tehlikelere göğüs germişler, en kaba
yiyecekleri yemişlerdir," diye yazar.
Rossiyskaya Gazeta'nın derlediğine göre, Rusların cesur
insanlar olmasını iklime ve zorlu çevre koşullarına bağlayan tek kişi Karamzin
değil. Bir başka ünlü Rus tarihçi Sergey Solovyov da doğanın Rus insanını
çok çalışmaya ve coşkusunu korumaya ittiğini söylüyor.
Gerçekten de çağdaş Ruslar her yıl kışın gelişinden şikayet
etse de kimse kıştan korkuyor gibi görünmüyor.
Zorlu iklim ve çevre koşullarına tarihin Rus halkının önüne
koyduğu zorlu dönemeçleri de ilave etmek gerek: Devrim, iç savaş, tarımda
kollektifleştirme ve mülksüzleştirme, Stalin terörü, İkinci Dünya Savaşı,
durgunluk, ağır ekonomik kriz ve devletin yıkılışı... İşte Rusya'nın bir
asırdan az bir süreye sığdırmayı başardığı felaketler dizisi.
Bugün yaşayan her birey ve bu bireylerin ataları tüm
aşamalara bizzat şahit olmasa da bu felaketlerin toplumun kolektif hafızasında
iz bıraktığı kuşkusuz. Tüm Rusların emin olduğu bir şey varsa, "işlerin
eskisinden daha kötü olamayacağı." Хуже не бывает!" (Huje nye
bıvayet!) Yani "daha kötüsü olamaz!".
"Mujikliğin" teşvik edildiği, zayıflık belirtisi
gösterenlerin küçümsendiği son derece ataerkil bir toplumda en çok
korkulan şeyin "zayıf görünmek" olmasına şaşırmamak gerek belki de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder