Moskova

Moskova

5 Şubat 2017 Pazar

Sibirya’nın Mavi Gözü

Derleyen: Ciran Derya
Kaynak : http://dunyalilar.org/   

“Sibirya’nın Mavi Gözü” Baykal Gölü

Sibirya’nın güneyinde, Irkutsk Oblast ve Buryatya arasında yer alan göl, “Sibirya’nın Mavi Gözü” diye adlandırılıyor. Gölün tabanı deniz seviyesinin yaklaşık 1285 m altında. Gölün dibindeki tortul kayaçların yaklaşık 7 km kalınlığında olduğu tahmin edilmekte. Bu da gölün yeryüzündeki en derin yarıklardan biri olduğunu gösteriyor.

Tarihte kullanılan adları, Lamu (deniz), Beihai (kuzey denizi), Tengis (deniz), Baigal (baygal – muren – baykal nehri), Baikal (Rus yayılmasından sonra). Dünyada sadece Ladoga Gölü ve Baykal’da tatlı su fokları yaşamakta. Dünyadaki içme suyunun yaklaşık %20’si burada. Rusya, gölün araştırılması için göle özel denizaltı yapmıştır. Derinliği 1,5 km olan gölde sadece buraya özel endemik balık türleri yaşıyor. Göl, kendine özgü bir ekosistem oluşturmuştur.

Doğabilimciler için bir cennet ve harika bir tatil mekanı. Muhteşem plajları, harika yürüyüş alanları, kuş gözlemleme olanakları ve tekne turlarıyla Baykal görülmesi gereken bir yer.

Baykal Gölü, 640 km uzunluğunda ve 80 km genişliğinde. 1 kilometreden fazla olan derinliğiyle 23.000 kilometreküp su barındırıyor. Gölün bazı kısımlarındaki su o kadar berrak ki 40 metre aşağısındaki canlılar ve bitkiler kolaylıkla görülebiliyor. Aralık ayında gölün kenarlarını kalın bir buz tabakası kaplamaya başlar. Ocak’a gelindiğinde ise tüm yüzey buz tutmuş haldedir. Buz tabakası Nisan-Mayıs aylarına kadar erimiyor. Bölgede yaşayanlar bu kalın buz tabakasının üzerinden araçlarıyla rahatlıkla geçmekteler. 1904-1905 yılları arasında Rus-Japon Savaşı esnasında buz tabakasının üzerine demir yolu döşendiği biliniyor. 

Baykal Gölü’nün güney ucunun 70 km kuzey batısında bulunan Irkutsk şehri, pek çok gezgincinin uğrak yeri aynı zamanda. Trans- Sibirya treni Moskova’ya giderken burada durmakta. Irkutsk’a gelenler soğan şeklindeki kubbeleri, klasik yapıları ve ahşap mimarisinin örneklerini görebiliyor. Ruslar, Baykal Gölü’nü Sibirya’nın İncisi olarak görüyorlar. 25 milyon yıldan daha fazla süredir bölgede bulunan Baykal Gölü ekosisteminde, dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan 1000’den fazla hayvan türü barınıyor.

300’den fazla ırmak ve dereyle beslenen bu gölün, tek boşaltma kolu Angara Irmağı’dır. Dünyadaki eski göllerin çoğunun tersine, Baykal, çökeltilerle dolmamış ya da bataklığa dönüşmemiştir. Bilim insanları, bunu gölün altındaki aktif tektonik levhaların halen hareket halinde olmasına ve yarığı genişletmesine bağlıyor. Sonuç olarak bu göl zamanla çökeltilerle dolmak yerine, aslında her yıl daha da derinleşiyor. Hareket halindeki bu levhalar gölün tabanından sıcak su kaynaklarının fışkırmasını da sağlıyor.

Özellikleri ve Ekosistemi

Bazıları Baykal Gölü’nü tekneyle boydan boya gezmeyi biraz ürkütücü buluyor, çünkü göz kamaştıran cam gibi berrak sular sayesinde metrelerce aşağısı görülebildiğinden insana boşluktaymış hissi veriyor. Epischura adı verilen küçük kabuklular topluluğu, gölün filtresi görevini görür ve diğer birçok gölü bulanıklaştıran algler ve bakterileri süzerek dışarı atar. Çürümelerine fırsat vermeden organik atıkları yiyen çok sayıdaki tatlı su ıstakozu türü de onlara yardım eder. Su öylesine temizdir ki, yirmi yıldan az bir zaman önce laboratuvarda incelenmek üzere alınan su örneğini, içine konulduğu cam kirletti!

Ün salmış berraklığının yanı sıra, Baykal Gölü’nün suyu oksijen yönünden alışılmadık biçimde zengin. Bazı derin göllerde belli bir derinliğe gelindiğinde oksijen tükenir, bu da sudaki yaşamın çoğunlukla nispeten sığ sularda sürmesine neden olur. Fakat Baykal Gölü’ndeki yatay ve dikey akıntılar oksijeni gölün en derinlerine kadar taşıyarak suları tamamen karıştırıyor. Bu yüzden gölün her yeri hayatla dolu.

Berrak soğuk sularda bir sualtı ormanı büyür. Mercan gibi dallara ayrılan yeşil süngerler bir sürü küçük su yaratığı için korunak sağlar. Sıcağı seven birçok organizma gölün sıcak su kaynaklarının etrafında kümelenir. Gölde yaşayan 2.000’den fazla su canlısının 1.500’ü sadece burada bulunur.

Baykal Gölü omul denilen bir som balığı türüyle de ünlü. Kuzey Kutbuna özgü beyaz etli bu lezzetli balık, balıkçılar için çok değerli. Gölde yaşayan diğer canlılar alışılmamış hatta tuhaf yaratıklardır. Bir yassı solucan türü 30 santimetreden fazla bir uzunluğa ulaşır ve balık yer. Kum tanelerinin arasında yaşayan tek hücreli organizmalar bile vardır. Göl aynı zamanda Baykal’a özgü ve belki de oradaki en garip balık olan “golomyanka”yla da dikkat çeker.

Küçük golomyanka yanar-döner parlaklığıyla yarı saydamdır. Gölün dibine yakın yerlerde yaşar ve yumurtlayarak değil doğurarak ürer. Vücudunun üçte biri yağdır ve A vitamini yönünden zengindir. 200 ila 450 metre derinlikteki ezici basınca dayanır ama güneş ışığına maruz kaldığında erir ve geriye sadece kemikleri ve yağı kalır.

Golomyanka Baykal Gölü’nün belki de en meşhur sakini olan “nerpa” ya da Baykal Foku için çok lezzetli bir yemektir. Bu sadece tatlı suda yaşayan dünyadaki tek foktur.

Sibirya’nın sert iklimi Baykal’ın soğuk, yalnız bir dev olduğu izlenimini verebilir ama aslında o bol bol yabanıl hayvanlarla doludur ve çeşit çeşit manzaralar sunar. Gölü çevreleyen heybetli dört sıradağ, ren geyiğine olduğu kadar nesli tükenmekte olan Sibirya dağ keçisine de ev sahipliği yapar.

Alçaklarda bozkırlar vardır. Çimenle örtülü bu düzlüklerin bazılarında olağanüstü çeşitlilikte kır çiçekleri bulunduğundan, buralar Sibirya’nın çiçek bahçeleri olarak da adlandırılabilir. Bozkırlarda, ender görülen kuşlar arasında zarif telli turna ve Asya’nın en büyük kuşu olan toy da vardır.

Baykal Gölü’nü çevreleyen sık iğneyapraklı orman, yani “tayga” da göl için önemli. Bu tayga, Brezilya’daki Amazon yağmur ormanlarından iki kat daha büyükt. Brezilya’daki Amazon yağmur ormanları gibi bu tayga da dünyanın ekolojisini ve iklimini korumakta çok önemli bir rol oynar. Burada yaşayan çeşitli kuş türleri arasında muhteşem kur gösterisi ve ötüşüyle tanınan büyük orman tavuğu da bulunur.

Dikkate değer bir memeli de Barguzin samurudur. Bir zamanlar parlak kürkünden dolayı aşırı derecede avlanan bu samur, çevre korumacıların yardımıyla korunabildi. Bu güzel yaratığı koruma çabaları, 1916’da Baykal Gölü’nün kıyılarında Barguzin Doğal Koruma Alanı’nın oluşturulmasına yol açtı. Şu anda gölün kıyı şeridinde, halka açık üç milli parkla birlikte üç doğal koruma alanı bulunuyor.

İklim ve Mevsim Geçişleri

Baykal Gölü, yılın yaklaşık beş ayı buzla kaplı. Ocak ayının sonuna doğru buzun kalınlığı bir metreyi geçebilir. Bir mozaik gibi çizgilidir ve güneşte cam gibi pırıl pırıl parlar. Buz aldatıcı şekilde ince görünür. O kadar berraktır ki, üzerinde yürüyenler gölün dibindeki kayaları görebilirler. Aslında bu buz çoğu zaman inanılmaz derecede sağlamdır. Öyle ki, bir yüzyıl önce, Rus-Japon Savaşı sırasında, Rus ordusu buzun bir yanından öbür yanına bir demiryolu hattı inşa ederek 65 lokomotifi oradan başarıyla geçirebilmiştir.

Nisan sonundan hazirana kadar buzlar parçalanıp çatırdayarak gürültüyle kırılır. Yerel halk, süregelen bu seslerin yarattığı mevsimlik “buz müziği”ne alışıktır. Çok geçmeden havalar ısınır, rüzgarlar ve dalgalar buzu sürükleyerek pırıldayan kümeler halinde kıyıya savurur.

Gölün suları görünmeye başladığında kuşlar döner. Derekuşu gibi Baykal Gölü’nün bazı kuşları, bütün bir kışı gölün hiç donmayan tek yeri olan Angara Irmağı’nın göle döküldüğü yerde geçirirler. Havalar ısındığında ördek, kaz, ötücü kuğu ve balıkçıl gibi diğer su kuşları da onlara katılır.

Haziran ayında gölü ziyaret edenler, kayalarda sürü halinde yumurtadan çıkan sinek larvalarını yemek için, su kenarlarına gelen boz ayı ailelerini görebilirler. Boz ayılar sineklerin vızıltılarına aldırmadan mutlu bir şekilde sinekleri yalayıp yutar. Çılgınca beslenen boz ayıları gören birçok kara hayvanı ve kuş da beslenmek için kıyıya gelir.
İlkbaharda ve yaz başında göl, kısa bir süreliğine küçük kabuklular için yiyecek sağlayan ve suya yeşil bir renk veren alglerle dolar. Fakat Baykal Gölü’nün suları çoğunlukla, kıyıdan göründüğü gibi türkuaz rengidir, açıklar ise okyanus rengi gibi derin koyu bir mavidir.

Kıyı şeridinde kumullar ve heybetli sarp kayalıklar vardır. Bir tabloyu andıran koylar ve burunlar nefes kesici bir manzara oluşturur.

Yılın sonraki ayları çoğunlukla fırtınalı geçer. Sonbahar bazen beraberinde göle kasırga şiddetinde inen rüzgârları getirir. Bu rüzgârlar sakin su yüzeyini hızla çalkalayarak onu 4 ila 6 metreye kadar yükselen azgın dalgalara dönüştürebilir.

Rüzgârların yılın diğer zamanlarında da büyük yolcu gemilerini ve balıkçı teknelerini batırdığı biliniyor.

“Nisan sonundan hazirana kadar buzlar parçalanıp çatırdayarak gürültüyle kırılır. Yerel halk, süregelen bu seslerin yarattığı mevsimlik “buz müziği”ne alışıktır.” demiştik. Baykal gölünün doğal buz sesini dinlemek isteyenler videoyu izleyebilirler. 




İyi seyirler…


Kaynaklar:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder