Teslimat robotu Dastavşik
M.
Hakkı Yazıcı
Kaynak: https://medyagunlugu.com/teslimat-robotu-dastavsik/
Vladimir İvanoviç’le yürürken karşıdan Yandex’in teslimat
robotlarından birinin geldiğini fark etmemiştik. Bereket versin robot bizden
daha dikkatli idi ve çarpışmadık.
Güçlü sensörleri vardı.
Meğer arkadan biri daha geliyormuş. Ben arkama bakıp fark
edince ürktüm.
Bizim durumumuzu kollayıp, ya yolunu değiştiriyor ya da
çarpmamak için duruyordu.
Karşımızdan gelen iki kız bize bakıp gülüştüler.
Vladimir İvanoviç, onlara robotu gösterip, “Eta maya
sabaçka, bu benim köpeğim,” dedi.
Kızlar daha beter gülmeye başladılar.
Gerçekten manzara aynen böyleydi, robot sanki bizi takip
eden bir köpek gibi arkamızda idi.
***
Artık çok sık görmeme rağmen hala alışamamıştım bu yeni
zaman icadına.
Teslimat robotları, yiyecek, paket veya belge gibi küçük
yükleri taşımak için kullanılan otonom cihazlardı.
Bunlara Rusça, robot-dastavşik (Робот-доставщик)
deniliyormuş.
Biraz araştırıp, öğrendim, Vladimir İvanoviç’e anlattım.
Teslimat robotları, altı tekerleğe sahip küçük birer arazi
araçları. 70 kg ağırlığında ve maksimum hızları 8 km/saate kadar çıkmakta.
Robot-dastavşiklere 20 kg'a kadar ağırlığa sahip kargo ve paketler üzerlerindeki
konteynerlere yerleştirilerek yüklenebiliyormuş. Birçok sensör ile
donatılmışlar ve tamamen otonomlar. Karlı zeminler de dahil olmak üzere
birçok arazi türünün üstesinden gelebiliyorlar.
Vladimir İvanoviç, “Bu karlı zemin zorluklarının üstesinden
gelebilme becerisi Moskova’daki ağır kış koşulları nedeniyle çok önemli,”
diyor.
Ancak onlar da temiz, düzgün yollarda hareket etmeyi daha
çok seviyorlarmış.
Robotlar, engellerin, insanların ve arabaların etrafından
kolayca geçebiliyor. Bir araba ile çarpışma veya vandalların saldırısı gibi
herhangi bir acil durumda, operatörlere bir sinyal gönderip yardım istiyorlarmış.
***
Ortalık sokaklarda; yollarda, kaldırımlarda terör estiren
motorlu, bisikletli, samakatlı (scooterli) veya yaya kurye kalabalığı
yetmiyormuş gibi bir de bunlar çıkmıştı başımıza.
Ancak söylendiğine göre bunlar kurallara uyuyormuş.
Tabii programlarının yenilenmesi, bakımlarının yapılması
şartıyla.
Biz otobüs durağında beklerken bir genç arkadaşına fıkra
anlatıyor:
İki teslimat robotu yolda karşılaşmışlar. Biri diğerine
"İşler nasıl kardeş?" diye sormuş. Öbürü, "Sorma, sürekli hata
alıyorum, yeniden programlanmam lazım!" diye cevap vermiş.
Bir başka genç adam anlatıyor, ancak galiba bu da şaka.
Güya robot kuryelere trafik kurallarını ihlal eden scooter sürücülerini
devirmeleri öğretilecekmiş. Yandex, önlenen her ihlal için robot teslimat
aracının gövdesine ödüllendirmek için bir yıldız takacakmış.
Bir kere haklarını yememek lazım, teslimat robotu
davtavşikler son derece kibarlar. Sabırsız asabi şoförler gibi yerli yersiz korna
çalmıyorlar, yol verme kavgaları yapmıyorlar. Yayalarla karşı karşıya
geldiklerinde omuz atmıyorlar
Türkiye’de hapishanelerde kaç mahkumun havalandırmada volta
kesmek yüzünden birbirini şişleyip yaraladığını iyi bilirim.
***
Bizim apartmanın yan girişinden komşumuz Azeri Hüseyin,
pizza siparişi yapmış, merak edip denemiş.
Siparişi verdikten sonra restoranın önünden sevkiyatın
nasıl başladığını, paketin nereye yerleştirildiğini, robotun nasıl götürdüğünü
gözlemlemiş.
Takip edip arkasından koşturmuş, ama yetişememiş.
“Robot məndən yaxşı olardı, and içirəm,” diyor.
Ancak Hüseyin teslimat robotları dastavşiklerin köle gibi
çalıştırıldıkları düşüncesinde. Ormanda bir robot görmüş, kaybolmuş veya kaçmış
olabileceğini söylüyor. Şimdi tamamen özgür diyor.
“Amma onları qul kimi işlədirlər. Bu gün meşədə bir robot
kuryer gördüm. O, itmiş və ya yoxa çıxmış olmalıdır. O, bilərəkdən qaça bilərdi.
İndi o, tamamilə azaddır,” diyor.
***
İlginç şeyler oluyor, her geçen gün yeni yeni teknolojik
keşiflerin ürünleriyle karşılaşıyoruz.
Her şey güzel de ben şahsen teknolojinin yeniliklerine yetişmekte,
uyum sağlamakta ciddi sıkıntı yaşıyorum.
“Al benden de o kadar,” diyor Vladimir İvanoviç.
Galiba “teknostres” dedikleri şey bu.
Bireyin teknolojiden kaynaklanan nedenlerden dolayı stres
sürecini yaşamasıyla endişe, kaygı, korku, öfke, tedirginlik gibi stres
tepkilerini vermesi teknostres olarak adlandırılmaktaymış.
Bu teknostres, başka sıkıntılarımız yetmiyormuş gibi başımıza
gelen çağımızın yeni sorunlarından.
Metro istasyonlarında bilet satış kasaları artık kapalı.
Ben epey uğraştıktan sonra şükürler olsun metro kartıma, troykama
terminallerden kontur yüklemeyi öğrendim.
Marketlerde açık kasa yoksa oradan alışveriş yapmıyorum. Biraz
zaman alacak belki, ama zamanla onu da öğreneceğimi umuyorum.
Bazı insanlar kolay uyum sağlıyorlar, ancak bazıları ise
benim gibi büyük stres yaşıyorlar.
Ayıplamayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder