Moskova

Moskova

13 Kasım 2020 Cuma

Koy onu yerine!



Metin Uçar

 

Büyük Ekim Devrimi’nden sonra Bolşeviklerin çok sayıda kilise ve kiliseye bağlı binayı yıktıkları ya da dinle bağdaşmayacak amaçlarla kullandıkları bilinen bir şeydir. Bu yazımda halk arasında bir anekdot olarak dolaşan bir olayı anlatacağım. Rastlantı eseri öğrendiğim bu olay bana çok mantıklı geldi. Hep merak ederdim onca kilise yıkılırken bazılarına neden dokunulmamıştı? Bunlardan belki en önemlisi Kızıl Meydan’ın incisi ve Rusya’nın dünyaca bilinen güzelliği Vasiliy Blajennıy Kilisesi (Mutlu Vasiliy). Yazımdan bazı tarihi kişileri sempatik gösterme amacı güttüğümü düşünenlere hemen ‘hayır öyle değil’ diyerek devam ediyorum. Bu sadece bir anekdot.

Yeni sovyet devleti halkı eski hayat sisteminden uzaklaştırmak için çaba sarfetmekteydi. Bu sistemlerin belki de en güçlüsü kayıtsız şartsız boyun eğmeyi şart koşan Ortodoks Kilisesi idi. Dolayısı ile Ekim Devrimi’nden sonra bir kilise yıkma furyası başlar. Sadece Moskova’da 433 kilisenin yıkıldığı söylenir. Bunların en büyüğü olan Kurtarıcı İsa Kilisesi 1931’de yıkılmıştı. Yıkım işinin başında Stalin’e yakın parti çalışanı Lazar Moiseyeviç Kaganovskiy vardır. Kaganosvkiy yıkım işini öyle bir iştahla yönetmekteydi ki yıkılacak kilise listesinin sonu yok gibiydi. Vasiliy Blajennıy Kilisesi de bunlardan biri idi. Kaganoviç’e göre bu kilise Kızıl Meydan’ın hemen çıkışında yolu tıkayan bir yapı idi. Geçit törenlerinin yapılmasını zorlaştırıyordu.

1930’lu yıllarda Moskova’nın kapsamlı bir rekonstrüksiyon çalışması başlatılır. Kaganoviç bu çalışma sırasında kiliseden kurtulmayı planlar. Kaganoviç’in o dönemde yürüttüğü çalışmaların önemli bir kısmı metro inşaatı ile ilgidir. 1935 – 1955 yılları arasında Moskova Metrosu onun adını taşımıştır. Günümüzün Ohotnıt Ryad metro istasyonu 1957’ye kadar onun adını taşımıştır. O yıllarda yaşanan yıkım olayları konusunda hem eleştirilen hem de övülen bir kişidir. Biz kendisini tarihin sayfalarına bırakıp Kızıl Meydan’a dönelim.

Dediğim gibi Vasiliy Blajennıy Kilisesi Kaganoviç’e göre yıkılması gereken yapılardan biri idi. Kaganoviç sadece kiliseyi değil tarihi GUM binasını da yıkmak istemektedir. Ancak bu düşüncesine ilk karşı çıkan Moskova’nın o dönemdeki baş mimarı Borovskiy olur. Borovskiy ‘ölürüm de buna izin vermem’ der. Ancak Kaganovskiy yoluna devam eder. Hazırladığı maket ile Kızıl Meydan’ın rekonstrüksiyonu konusu ile Stalin’in huzuruna çıkar. Söz anlatımı sırasında Vasiliy Blajennıy Kilisesi’ne gelir. Kaganovskiy kilisenin olmaması halinde çıkışın nasıl ferahlayacağını göstermek için maketi yerinden oynatır. Stalin kısa bir aradan sonra net bir şekilde konuşur: ‘Lazar! Kiliseyi yerine koy, dokunma!’

Başka söze gerek var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder