Moskova

Moskova

4 Şubat 2014 Salı

Rus edebiyatından çıkan ve ‘gerçek’ olan 10 kahraman


Kaynak: http://www.moskovalife.com/

Kompas-Pusula dergisinde, yine Rusya bilginizi zenginleştirecek çok güzel bir yazı var, sizinle paylaşmak istediğimiz: 

"Ruslar edebiyatı severler, daha doğrusu Rus klasik eserlerinden hareket ederek Rus insanının karakterini öğrenmeyi severler. Bu sefer Rus edebiyatının önde gelen eserlerinden çıkma, isimleri artık sıfat olarak kullanılan 10 kahramanı biraraya getirmeye karar verdik."

1.    Peçorin

Eğer Rus tanıdıklarınızdan biri size Peçorin derse şaşırmayın. Büyük bir ihtimalle çok sık bir şekilde tercihlerinizi değiştiriyorsunuz, çünkü her uğraşıdan veya insandan çok hızlı bir şekilde sıkılıyorsunuz. Lermontov’un elinden çıkan romanın kahramanı bir türlü karar verememişti: Genç prenses Meri mi, yoksa Kafkasya prensinin kızı Bela mı. Uzaklarda inzivaya çekilmek mi, balolar mı, yoksa dağlılarla çarpışmak mı. Hedefine ulaştığı anda ilgisi dağılır, ondan sıkılırdı. Lemontov’un romanı ‘Zamanımızın Kahramanı’ adını taşıyor ise de, anlaşılan o ki zamanımızda da etrafta çok sayıda Peçorin dolaşıyor!

2.    Hlestakov

Gogol’ün ‘Müfettiş’ adlı komedisindeki tipleme Rus olsa da, gerçek Rusya’yı tanımayan biri idi, çünkü toplumda üst tabakadan biri olarak yaşıyordu, taa ki küçük bir kasabada onu müfettiş sanmalarına kadar. İşte orada gerçek ile yüzleşmiştir: Herkes ona yağ çekmeye çalışmakta, rüşvet vermek istemekte, eğlendirmeye çabalamaktadır. Hlestakov ise ‘iktidar basamaklarının’ bir parçası haline gelir. Öyle bir izlenim doğar ki memurların çoğunluğu ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilmedikleri halde kendi yerlerini bulmuşlardır. İşte bu nedenledir ki Hlestakov tiplemesi günümüzde de hala aktüel olarak kalmaktadır.



3.    Oblomov (Okunuşu: Ablomov)

Rus edebiyatının ve gerçek hayatının en çelişkili kahramanlarından biridir. Oblomov hemen hemen hiçbir zaman evden çıkmaz, divandan kalkmaz, huzurlu bir uykuyu ve ebedi hususlar üzerine düşünmeyi iş yapmaya diğer aktivitelere tercih eder. Hiçbir şey onu uyandırmaya muktedir değildir, güzeller güzeli soylu Olga İlyinskaya’nın aşkı bile. Edebiyat eleştirmenleri Oblomov için zamanın ‘olayı’ demişlerdir. Çünkü o toplumun istikrarı riskli bir gelişmeye tercih ettiği durgunluğun, zamanın sembolüdür.

4.    Çiçikov, Sobakeviç (Okunuşu: Sabakeviç), Koroboçka (Okunuşu: Karoboçka), Plüşkin

Gogol’ün ‘Ölü Canlar’ eserinden bir tiplemeler dizisi. Yazarın bu eserinde Rusya’yı anlattığı kabul edilir. Hesaplı, aklını para ile karıştırmış bir köylü efendisi Sobakeviç karşımızda. Para kazanmak için her şeyi yapmaya hazırdır, malını öğer, üç katı fiyata satar, kandırır. Koroboçka pragmatizmin bir diğer sınırıdır. Her insan bu kadın için potansiyel alıcıdır. Bu kadın her kapiği tasarruf eder, hiçbir ayrıntıyı gözünden kaçırmaz. Plüşkin cimriliğin zirvesidir, o kullanmayacağı halde neden para biriktirdiğini bile bilmez. En nihayetinde tabii ki baş kahraman Çiçikov. Çiçikov gelecekteki kaynatasına statü kazandırmak için köylü efendilerinden ölmüş hizmetçilerin kağıtlarını satın almaktadır. Daha sonra bu hizmetçileri kendisine aitmiş gibi gösterecektir. İyi bir psikologtur, her ‘satıcının’ karakterini anlar, ancak sadece kendi çıkarlarını gözetir.

5.    Mitrofanuşka (Okunuşu: Mitrafanuşka)

Fonfizin’in ‘Yeni Yetme’ romanının kahramanı. O zamanlar erkekler 16 yaşında reşit sayılırlardı. Ancak Mitrofanuşka onlardan değildi, o büyümeyi reddediyordu. Anası onu çok severdi, o da hiçbir şey yapmamak için anasının sevgisini kullanırdı. Aptallık ve hayata kölevari yaklaşımı onun kişiliğinin de özünü meydana getirmiştir, ne yazık ki günümüzde de çok ama çok sayıda insanın da özü böyle kalmaktadır.




6.    Anna Karenina

Tolstoy’un Anna Karenina’sı sadece pişmanlık ve ruhani acıların sembolü olduğu için değil geleneksel Rus toplumunda toplumun ebeveynlerin isteği üzerine yapılan ‘hesap evliliklerinde’ gizli aldatmaları teşvik ettiğini, ancak gerçek aşkı kabul etmediğini ilk defa farkeden kadın sembolü olarak sıfat olarak kullanılır olmuştur.

7.    Başmaçkin

Gogol’ün ‘Palto’ hikyesinin kahramanı Akakiy Akakiyeviç Başmaçkin, klasik ‘küçük adam’ tiplemesi olarak birçok diğerlerine ‘yolu açan’ kişi olmuştur. Eski paltosu tamamen yıpranmıştır ve yenisini almak için her şeyden vazgeçmeye başlamıştır. Yeni paltosu ile kendini yükseklerde hisseder, ancak bu uzun sürmez, çünkü yeni paltosu çalınır. Başmaçkin için bu cehennemin başlaması demektir: tüm makamların kapılarını aşındırır, ancak paltosunu bulmalarını sağlayamaz ve ölür. Modern hayatımızda da benzeri şeyler yaşanmıyor mu? Kimi olumsuzluklara karşı durur, kimisi için statü herşeyden öncedir, müdür ise tanrıdır, çünkü böylesi insanlar ölene kadar ‘küçük adam’ olarak kalırlar.

8.    Nataşa Rostova (Okunuşu: Nataşa Rastova)

Lev Tolstoy’un mutlu son hediye ettiği sevgili kahramanıdır. Çünkü bu ‘ideal kadın’ için her şey mutlu bir evliliktedir. Eşini sever ve onun tarafından da sevilir. Bu nedenle aile ocağını korumak için herşeye hazırdır. Tolstoy ona ‘kuvvetli ve güzel’ der, onu bir neslin evli kadın ve anne örneği haline getirecek şekilde olumlu niteliklerle donatır.

9.    Ostap Bender (Okunuşu: Astap Bender)

Rus edebiyatının en seçkin kahramanlarından biridir, İlf ve Petrov’un ’12 Sandalye’ ve ‘Altın Buzağı’ ikilemesinin ana tiplemesi. Girişimciliğin, keskin dilliliğin ve sinizmin sembolüdür, Bender Rus toplumunda çok sevilen bir tiptir. Çünkü hiçbir zaman sızlanmaz ve her durumdan çıkış yolunu bulur. Hedefi pek soyluca olmasa da (devrim öncesi hazinelerin gizlendiği sandalyelere her türlü kandırma ile sahip olmak), bunu öyle bir zariflik içinde yapar ki günümüzde bile örnek alınır. Yeri gelmişken hatırlatalım: Bender ‘bir Türk vatandaşının oğlu’ olduğunu itiraf eder, asıl adı ise Ostap-Süleyman-Berta-Mariya-Bender-Bey’dir.

10.    Vasiliy Törkin

Aleksandr Tvardovskiy’in Büyük Anavatan Savaşı hakkında, aynı adı taşıyan manzum eserinin kahramanıdır. Törkin, ideoloji için değil kendi toprağını düşmana karşı korumak üzere savaşmaya giden sıradan bir asker tiplemesidir. Ölüme ramak kala kahraman kendinde son bir güç bulur, kalkar ve savaşmaya devam eder, ancak şehre gelince yerel halka karşı hoşgörülü ve dostane bir şekilde davranır. Savaşın en yoğun olduğu dönemlerde basılan eser hızlı bir şekilde popüler olmuştur, çünkü birçok asker bu kahramanda kendini görmekteydi. 60 yıl geçmiş olmasına rağmen, savaşan ya da askerlik yapan zamanımız insanları da Vasiliy Törkin ile çok ortak yanları olduğunu düşünmektedirler.

Çeviren: Metin UÇAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder