Kaynak:
https://turkrus.com/
Bu tespit, Moskvichmag'da yazdığı yazıda Moskova'daki
yalnız kadınlara dair gözlemlerin anlatan Aleksey Belyakov'a ait. Bir
akşamüstü, Moskova’nın Belorusskaya semtindeki "Kofemania" kafesinde
yaşanan küçük bir sahne, yazar Aleksey Belyakov’un gözlemlerine ilham vermiş.
Belyakov, yazısında, Moskova’nın kadınlarının aşkı bulmak için verdiği
mücadeleyi, mizah ve melankoliyi harmanlayarak anlatıyor: "İki genç kadın
masalarından kalktı, bana yer verdiler. Şakayla karışık, 'Gitmeyin, gelin biraz
daha oturalım,' dedim. Gözlerinde umut parladı. Sonra ekledim, 'Şaka yapıyorum,
kızımla buluşmam var.' Kadınlar hayal kırıklığıyla 'Peki, ne yazık,' diyerek
ayrıldılar."
Moskova'nın kadın nüfusunun erkeklere kıyasla neredeyse bir
milyon fazla olduğuna dikkat çeken Belyakov, "Bu şehirde kadınlar aşkı
arıyor, ama erkekler ya korkak ya da bencil," diyor. Kimi erkeklerin
kadınların ilgisini çıkarcı bulduğunu, kimilerinin ise sadece kendilerini
sevdiğini belirtiyor: "Moskova’da erkekler genelde aynalarda kendilerini
izlemekten başkalarını fark etmiyor. Hele de biraz da pintiler, çünkü Moskova
kadınları modern, feminist ve kendi hesaplarını ödeyecek kadar özgür olsa da, sonuçta
bir ilişki çaba ve duygu ister."
Yazar, kadınların özellikle 40 yaş sonrası yalnızlıkla
mücadele ettiğini dile getiriyor: "Kadınlar kırklı yaşlardan sonra 'artık
umut yok' derken bile, kalplerinde minik bir ihtimalle metroda, kafede,
sinemada bakış arıyorlar. Umut, her akşam son metro kalkana kadar sürüyor.
Sonra eve dönüp, 'Belki yarın' diyorlar." Moskova’daki kadınlar için aşk
arayışının, metro kartları ve indirimsiz alışveriş kuponları arasında kaybolan
bir umut olduğunu vurguluyor.
Son sahnesinde Belyakov, bir akşam kafesinde karşılaştığı
bir çifti anlatıyor: "Adam ve kadın, ilk buluşmalarında, mesafeli ama
umutlu. Kadının boynunda lila bir fular, adamın kravatı yok. Onları izlerken
içimden ‘Lütfen birbirinize şans verin’ diye geçiriyorum. Kadın, lütfen elini
geri çekme, adamın dokunuşuna izin ver. Sonra birlikte eve gidin, o soğuk şehre
karşı birbirinizi sarın, pencereden kar tanelerine bakın. Bu şehrin kışında
birazcık sıcaklığa herkesin ihtiyacı var. Özellikle senin, lila fularlı
Ritalar…"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder