Moskova

Moskova

24 Nisan 2013 Çarşamba

Her Şey Geçip Gider


Doğan Tarkan

Vasily Grossman’ın ikinci kitabı, Her Şey Geçip Gider de Türkçede yayınlandı. Daha önce de Yaşam ve Yazgı yayınlanmıştı.
Grossman çağımızın en önde gelen Rus yazarlarından birisi. Kurgudan çok yaşadıklarını, gözlemlediklerini anlatıyor. Romanın içinde sayısız hikâyeler var. Hikâyeleri Çehov kadar etkileyici, Yaşam ve Yazgı Tolstoy’un Harp ve Sulh’ü ile karşılaştırılıyor.
Her Şey Geçip Gider tamamlanmamış bir roman. Grossman kitabını bitiremeden ölüyor. Ama Her Şey Geçip Gider Yaşam ve Yazgı’nın adeta devamı.
Yaşam ve Yazgı’yı yazmadan önce Grossman savaş muhabiri. Öylesine canlı bir biçimde savaş hikâyelerini anlatıyor ki bütün Rus ordusu kendisine hayran. Kahramanca en ön saflara gidiyor, keskin nişancılarla yan yana yaşıyor. Generallerle konuşuyor ve savaşın bütünü hakkında raporlar yazıyor.
Grossman Stalingrad savunmasından Kızıl Ordu’nun Berlin’e girişine kadar sürekli Kızıl Ordu’dan haberler verdi. Nazilerin Yahudi katliamlarını anlattı, toplama kamplarına ilk giren Rus birliklerinin arasındaydı. Kamplardan insanlarla konuştu. Bu belgeler daha sonra Nürnberg mahkemelerinde kullanıldı. Ne var ki Grossman’ın Yahudi soykırım belgeleri Rusya’da sansüre uğradı.
Savaşın bitimiyle birlikte Rusya’da Yahudi aleyhtarı bir kampanya başladı. Yahudi doktorların parti liderlerini öldürdüğüne kara verildi, arkasından Yahudi doktorlar için amansız bir kampanya başladı. İnsanlar sokakta, tramvaylarda, işyerlerinde yeni yeni hikâyeler ürettiler. Yahudi doktorların yeni doğum yapan kadınlara ve bebeklerine hastalık bulaştırdıkları, Yahudi dişçilerin insanlara çene kanseri enjekte ettikleri, Yahudi eczanelerde zehirli ilaçlar verildiği anlatılmaya başlandı. Grossman bunları yaşadı ve gördü.
Yaşam ve Yazgı Nazi kamplarının yanı sıra Sovyet toplama kamplarını da, Yahudilere karşı sindirme kampanyasını da anlattır. Savaşın çirkinliklerini yanı sıra Nazileri ve Stalinizmi de teşhir eder.
Doğal olarak Yaşam ve Yazgı Rusya’da basılmaz. Kitabı okuyan parti ideologu Grossman’a “Senin bu kitabını düşmanlarımızın bize karşı kullanmak istedikleri atom bombalarının arasına mı koyalım?” der ve gizli polis kitabın bütün el yazmalarını, kopyalarını toplar.  Yaşam ve Yazgı tutuklanmıştır.

Grossman kitabının serbest bırakılması için girişimlerde bulunur ama başarısızdır, tutuklanmaktan ise Stalin’in ölümü ile kurtulur.
Yaşam Yazgı ancak uzun yıllar sonra Batı’da yayınlanır, Glasnost döneminde ise Rusya’da yayınlanır.
Her Şey Geçip Gider Grossman’ın son kitabı. Yaşam ve Yazgı’nın bir anlamda devamı. Yaşam ve Yazgı daha dar bir tarihsel kesiti ele alırken Her Şey Geçip Gider toplumu çok daha kapsamlı bir biçimde ele alır. Gene yazarın gördükleri, dinledikleri anlatılır ve hatta zaman zaman yazarın kendi kişiliği kitabın kahramanının kişiliği haline gelir.
Kitap Stalin’in ölümünden sonra toplama kamplarından serbest bırakılan Ivan Grigoryevich’in hikâyesi. Ivan Grigoryevich 30 yıl kamplarda kalmıştır ve Moskova’ya gelmektedir. Toplumu genç bir insan olarak bırakmıştır ve şimdi yaşlı bir insandır. Kendisini neyin beklediğini bilmemektedir.
İlk olarak kuzeni Nikolay ile karşılaşacaktır. Nikolay’da bu buluşmadan heyecanlıdır. O bu 30 yılı sessiz kalarak işbirliği yaparak, gözlerini kapayarak geçirmiştir. Kuzenin anlatacaklarını heyecanla beklemektedir. Ama bu buluşma tarafların beklediği gibi olmaz. Toplama kamplarının acı gerçeğine Nikolay dayanamaz ayrıca korkmaktadır.
Ivan Grigoryevich için bir iş ve kalacak bir yer bulmak çok zordur ama kitapta bütün bu süreç bir paragrafta anlatılıyor.Kitap esas olarak toplama kamplarını, çeşitli ihbarcıların hâlini ve Ivan Grigoryevich'e evinde yer veren ve daha sonra sevgilisi olan Anna Sergeyevna tarafından anlatılan Ukrayna'da parti tarafından örgütlenen 1932-33 kıtlık ve açlığı anlatıyor.
Bu dönemde Ukrayna’da 3 ila 5 milyon arasında insan ölmüştür.
Anna Sergeyevna bu dönemde Ukrayna’da küçük bir parti çalışanıdır ve anlattıkları bire bir gözlemlerdir.
Askerler gelir ve köyleri didik didik arar, son tohuma kadar her şey bulunur ve götürülür. İnsanlar açlıktan büyük ızdıraplar içinde ölürler.
Hikâyelerden birisi bir köylüyü, genç karısını ve küçük bebeklerini anlatır. Adam bulduğu her lokmayı, her kırıntıyı eşine ve bebeğine veriri. Sonunda ölür. Ama sonunda her üçü de ölür ve iskeletleri bütün kış evlerinde kalır.
İnsanlar tren yollarına gidip trenlerden yiyecek kırıntıları ister ama bir süre gizli polis trenler açlık bölgelerine geldiğinde perdeleri kapattırır ve kimsen dışarı bakmasına izin vermez.
Grossman’ın kampları anlatımı da çok çarpıcı. Adli suçlular kamlarda politik tutuklulara yönetimin de desteği ile kötü muamele eder. Dondurucu soğukta, yarı aç, giysilerden mahrum ağır bir çalışma vardır.
Stalinist Rusya’nın “kalkınmasında” bu milyonlarca köle emeğinin büyük katkısı vardır.
Bir bölüm kamptaki bir genç anneyi anlatır, küçük, sessiz Maşenka. Maşenka küçük kızı Yulia’yı geride bırakıp Sibirya’ya gelir. Bir hayvan vagonu içinde yolculuk eder. Yahudilerin Nazi toplama kamplarına yollandıkları gibi.
10 yıl hapse mahkûmdur çünkü kocası aleyhine konuşmamıştır, kocası ise bir “terörist” aleyhine konuşmayı reddetmiştir.
Yulia’yı bir daha görme olasılığı yoktur. Ne şimdi, ne de gelecekte.
Bir yıl sonra Maşenka kampı terk eder. Özgürlüğe kavuşmadan önce buz gibi soğuk bir odada tahta bir sıranın üzerinde biraz kalır. Kimse onu işle gitmeye zorlamaz, kimse ona hakaretler etmez. Sağlıkçılar Maşenka Lyubimova’yı tahta bir sandığa koyarlar. Yönetimin istemediği, kötü kalite tahtalardan yapılmış bir sandığa. İnsanlar ilk ve son kez onun yüzüne bakarlar.
Grossman ihbarcıları da anlatır. Nasıl karakterler olduklarını nasıl kendileriyle hesaplaşmak zorunda olduklarını, nasıl ince bir çizgide ihbarlarını yaptıklarını anlatır. Ya ihbar edeceksin ve kurtulacaksın ya da bir başkası seni ihbar edecek ve kampa gideceksin.
Ünlü şair Anna Ahmatova “Şimdi tutuklananlar dönecek ve iki Rusya birbirlerinin gözünün içine bakacak, insanları kamplara yollayanlar ve kamplara yollananlar.” Grossman işte bunu yapıyor. Kampa yollananlar kampa yolanların gözünün içine bakıyor.
Doğrusu, Her Şey Geçip Gider ve Yaşam ve Yazgıağır, zor kitaplar. Ama bir kere başladığınızda sonunu bilmenize rağmen elinizden bırakmadan okuyorsunuz.Yaşam ve Yazgı üç koca cilt. Her Şey Geçip Gider sadece tek cilt.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder