Moskova

Moskova

6 Temmuz 2010 Salı

Moskova’nın Trafik Çilesi

Leningradskoe Şose’de yapılan yol çalışmaları sonrasında Moskova’nın trafik sorunu yeniden gündemin üst sıralarına taşındı. Şeremetyevo Havaalanına gitmek üzere yola çıkan pek çok kişi saatinde yetişemeyip uçağını kaçırdı. Tartışmalar basına yansıdı; Putin, müdahale edip, olayın takip edilmesini istedi.

Aslında Moskova’nın trafik sorunu yeni değil.

Benzin ucuz, araç fiyatları da uygun olunca trafiğe çıkan araç sayısı her geçen gün artıyor. Bilen bilmeyen üç kuruş parayı denkleştirince altına bir araba çekiyor. Moskova’da her cinsten, her kaliteden ve yaştan araba var; en ucuzunu da, en pahalısını da yollarda görmek mümkün. Böyle olunca trafik sorunu da çözülmek yerine daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Allahtan Metro var, Rus orta direğinin önemli kısmı bu ulaşım aracını tercih ediyor. Şaka yollu “halk yeraltına inmiş, mafya yer üstünde,” deniliyor.

Anlatılan bir anekdot şöyle:
Metro’nun en yoğun olduğu sabahın erken saatlerinde bir kadın kendisini zor bela Metro vagonunun içine atıyor. Ümidi de birisinin kalkıp kendisine yer vermesi. Gözüne kestirdiği bir adamın önüne dikilip bekliyor. İki istasyon geçiyorlar, adamın oralı olduğu yok. En sonunda dayanamayıp adama çıkışıyor.
“Ayıp değil mi size, ayaktaki bir leydiye yer vermiyorsunuz,” diyor.
Adam, aldık başımıza belayı der gibi, sıkıntılı bir surat ifadesiyle kafasını kaldırıyor, kadına bakıyor:
“Kusura bakmayın hanımefendi, ama siz bir leydi olamazsınız,”diyor. “Leydiler bu saatte evlerinde uyuyor olurlar ve Metro’yu da kullanmazlar.”

Moskova’da daha önce de bahsettiğimiz, basına yansıyan ilginç bir deneme gerçekleştirilmişti. Bu denemede Moskova’nın bir ucundan bir diğer ucuna metroyla ve araçla gitmenin ne kadar sürdüğü ortaya çıkarılmıştı. Buna göre, 2 gazeteci aynı yerden aynı hedef yerine ulaşmak için hareket etti. Bunlardan biri yolu metroyla diğeri ise arabayla katetti. Araba belirlenen yere 5 saat 2 dakikada varabildi. Metro ile ise varılacak yere sadece 1 saat 5 dakikada ulaşıldı.

Rusya’da araba kullananların şikayetlenip kullandığı çok bildik bir deyiş var:

“В России две беды – дураки и дороги”(Rusya’nın iki önemli sorunu var-yollar ve aptallar).

Rusça okunuşu kafiyeli de olan bu deyişin trafik çilekeşlerinin duygularını ifade ettiği aşikar.

IBM şirketi uzmanları tarafından gerçekleştirilen araştırma sonucuna göre, Moskova trafikte en fazla vakit harcanan yer dalında birinci olurken, en kötü trafiğin olduğu 20 şehir sıralamasında ise dördüncü sırada yer aldı. Moskova’nın önünde New Delhi, Sao Paulo ve Milan var. İlginç sevinelim mi? İstanbul bu listede yer almıyor.

Trafik konusuna karmaşık şebekelerdeki akım sorunu olarak yaklaşmak gerekiyor. Lineer devrelerdeki akımlardan farklı olarak non-lineerlik sonucu karmaşıklığı artan bu şebekelerdeki akımların kontrolu sanıldığı kadar basit değil. Öncelikle, tarihi kentlerde ulaşım sistemi kent sakinlerinin baş actor olduğu bir ortamda ortaya çıkan (emergent) özgül algoritmalara (akıllar) göre gelişiyor.

Bazı araştırmalara göre, bu evrilen karmaşık yol şebekesinde kritik unsurlar (enformasyon kavşakları) sanıldığı gibi kavşaklar (düğümler) değil arterler (akımları taşıyan linkler). Düğümlerle oynandığında görüldüğü gibi trafik daha da çok sıkışabilmekte. Benzer biçimde, trafiğin yoğun olduğu yolları temsil eden akımların öyle yerel olmayıp sistemik (yani kentin büyük bir bölümünden etkilendiği) unutulunca, genişletilen yollar tersine daha çok trafik çekerek tıkanıklıkları artırabilmekte.

Müdahale ve tasarım olmayacak demiyoruz ama, sinir sisteminde yanlış noktalara neşter vurarak sistemin geniş kesimlerini felce uğratan cahil cerrahlar gibi davranmakta ısrar etmenin yararı yok. Gelişmiş kentler artık belli bir akla göre evrilen sistemlere sahip organizmalar olarak görülmelidir. Eski yapı olur olmaz kazma vurmak yerine rahat bırakılmalı, büyüme boş alanlarda yeni semtler kurarak sağlanmalıdır. Uygar toplumların güzelliklerine doyamadığımız tarihi kentlerin çekirdeği olan "eski şehir"lerini nasıl koruduklari ortada.

Trafik polisi sayısına orantılı olarak trafik akışını düzenlemenin bir sınırının olması ve bu sınırın ötesinde artan müdahalenin artık akışı etkilememeye başlaması tipik bir karmaşıklık problemidir (non-lineerlik bölgesinde parametre değişikliklerine lineer olarak bağlı olmayan yeni "akım durumları/çözümleri bu parametrelerden bağımsız hale de
gelebilirler).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder