Moskova

Moskova

23 Aralık 2019 Pazartesi

Puşkin’in Erzurum Yolculuğu




Aleksandr Puşkin, 1799 yılında Moskova'da doğdu. Babası Sergey, soylu bir ailedendir. Annesi Nadejda Çad’lı (Etopya’lı olduğuda söylenir) Abraham Hannibal’in neslindendir. Büyük Dedesi Abraham, Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz oğlu ve çarlık ordusunda seçkin bir subaydı. Annesi ve babası eğitimli insanlardı. Puşkin, soylu bir aile ortamında büyüdü. İlk bilgilerini Fransız mürebbiyelerden edindi. Henüz sekiz yaşındayken Fransızca ve Rusça öğrenmişti. 11 yaşına geldiğinde özgürlükçü ve hicivci yazarlarını beğendiği Fransız edebiyatından etkilenerek Fransızca şiirler ve güldürüler yazmaya başlamıştı.
Rusça çağdaş ve ulusal şekle ulaştı
Puşkin öncesi Rus yazarlarının ana yönelişleri, romantizm ve klasisizm olmuştu. Daha çok Batı edebiyatının etkisi altında doğmuşlar, Rus kültürü temeline yeterince oturmamışlardı. Puşkin, Batı kültürü ve özgürlükçü düşüncesiyle Rus halk duyarlılığını kaynaştırdığı eserlerinde, Rusçayı gerek sözcük dağarcığı ve gerekse tümce yapısı ve anlatım özellikleri bakımından arındırmış, zenginleştirmiş, bu dile çağdaş ve ulusal bir yapı kazandırmıştır. Şiirlerinin yanında Rus ve Dünya edebiyatına katkısı tartışılmayacak, ”Byelkin’in Öyküleri”, ”Dubrovski”, ”Yüzbaşının Kızı” v.b. öykü ve romanlarıyla hafızalarda yer etmiştir.
”Büyük Petro’nun Arabı”
Puşkin'in ilk roman denemesi olan yarım kalmış uzun hikaye ”Büyük Petro’nun Arabı”, şiirleriyle nam salmış bir yazarın düz yazıda da gayet başarılı olabileceğini göstermesi açısından çok önemli bir yere sahip. Adından da anlaşılacağı gibi Büyük Petro'nun, aslen Arap olan vaftiz edilmiş oğlu İbrahim'in yaşadığı bir aşk sonrası evliliği konu ediniyor.
Puşkin’in büyük dedesi Arap İbrahim, Çad Gölü’nün yanında doğmuştur. Daha küçük bir çocukken esir düşerek köle tacirleri vasıtasıyla İstanbul’a kadar getirilir. İstanbul Kapalı Çarşı’da zamanın Rus sefiri tarafından satın alınan İbrahim bir müddet sonra Moskova’ya gönderilir. Çalışkanlığı ve belki esmer sevimli haliyle Çar 1. Petro’nun beğenisini kazanır. Vaftiz edilerek Çarlık ailesinin içinde büyür. İlerleyen yaşlarında önemli görevlere getirilen İbrahim Hannibal’ın kıvırcık saçlı torunu dünyanın en çok bilinen şair ve yazarlarından olur.
Puşkin’in Erzurum Yolculuğu
Puşkin, 1829 yılındaki Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rus ordusuyla birlikte Erzurum'a kadar gider. 1836'da yayımlanan ''Erzurum Yolculuğu'' kitabı bu yolculuğun izlenimlerini yansıtır ve yazarın gezi türündeki başarılı bir eseridir. Batılı oryantalistlerden farklı olarak, abartısız, Doğu'yu kendi kimliği ve özellikleriyle anlatmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun o zamanın şartlarında doğu bölgesiyle İstanbul arasındaki karşıtlık ve çelişkileri dahice sezerek eserinde konu olarak işlemiştir.
Puşkin Moskova’dan başlayıp Erzurum’a kadar devam eden yolculuğunu, kitabının özeti gibi olan şu başlıklarla anlatıyor: Bozkırlar. Bir Kalmuk çadırı. Kafkas suları. Askeri Gürcü yolu. Vladikafkas. Osetinlerin ölü gömme törenleri. Terek. Daryal geçiti. Gürcistan'a ilk bakış. Hüsrev Mirza. Tiflis. Halk hamamları. Ermenistan'ın görünüşü. Çifte geçitler. Gergerler. Maden suyu kaynağı. Gümrü'de geceleme. Ararat. Sınır. Kars'tan ayrılış. Kont Paskeviç'in ordugâhı. Hakkı Paşa'yla savaş. Bir Tatar beyinin ölümü. Çoban köprüsü. Hasankale. Ilıca. Erzurum üstüne yürüyüş. Görüşmeler. Erzurum'un alınması.
Erzurum’da Puşkin Müzesi
İçinde olduğumuz 2019 yılı, Türkiye-Rusya Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı olarak devam ediyor. İki ülke kültürel etkinlikler kapsamında çok sayıda kültür, sanat ve devlet adamlarını bir araya getirdi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Atatürk Üniversitesi Rus Dili ve edebiyatı Bölümünün çabalarıyla Erzurum'da, Aleksandır Puşkin'in kaldığı ve ‘Erzurum Yolculuğu' adlı eserini yazdığı evde bir Puşkin Müzesi açılacak.
Yerli halk açılacak Puşkin müzesine ne kadar ilgi gösterir bilmiyorum ama son yıllar Erzurum kayak merkezine ve ‘Erzurum'a Yolculuk’ kitabında bahsedilen kükürtlü kaplıcalara gitmeye başlayan Rus turistlerin çoğunluk itibariyle uğrayacaklarını tahmin ediyorum. Yıllık ağırlanan turist sayısının 45 milyona ulaştığı Türkiye’ye en fazla ilgi, 6 milyonluk rakamla ilk sırada Rusya’dan gelenler oluşturuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder