Moskova

Moskova

28 Aralık 2019 Cumartesi

Bir Türk vatandaşı Rusya'da oturma izni almaya gitse, gör başına neler gelir...



Metin Uçar



VNJ, Rusya’da yaşayan yabancıların çok iyi bildiği kısaltmalardan biridir. RVP, VKS, FSB gibi. Bu kısaltmalar Rusya’da yaşamayanlar için tabii ki hiç bir anlam taşımaz. Ancak sınırın bu tarafındakiler için her birinin açılımı, bazen içinde kaybolunan derinliği, bilinmezliği ve oraya gidip de canlı dönenlerin zafer hikayelerini ve tabii ki bozgun maceralarını içerir.
 
Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere her biri bir evren barındıran bu kısaltmalardan VNJ’yi size anlatacağım. Sebebi çok basit... VNJ’yi almak için harekete geçmiş bulunuyorum ve halihazırda birinci ve belki de en zor etabı geçmiş bulunuyorum. Yani birebir yaşadıklarımı anlatacağım.

Öncelikle VNJ’nin açılımına ve ne olduğuna bakalım. VNJ – Vid na jitelstvo. Rusya’da yaşamayanlar için anlamı: Oturma izni. Umarım yazımı okuduktan sonra tıpkı Amerika’da buna Yeşil kart dendiğini biliyor olmamız gibi Rusya’dakinin adı da VNJ’miş dersiniz. İşin tuhafı Rusya’nın verdiği oturma izninin de rengi ‘YEŞİL!’. Yani vatandaş olmayan yabancıya yeşil ışık yandı demek. Evet, VNJ... Neymiş? ‘Oturma izni!’.

Ne ilginçtir ki VNJ başvurusuna başladığım sıralarda Franz Kafka’nın Dava’sını okuyorum. Dava ile yaşadıklarım arasındaki paralellikler beni şaşırtıyor. Daha önce başına VNJ gelenler binbir macera, masal, korku hilayesi anlatıyor. Herkes VNJ’yi biliyor. Herkesin VNJ hakkında anlatacağı bir şeyleri var. Ancak bu anlatılanların hem içeriğinde hem de anlatış tarzında çok başka şeyler seziyorsunuz: ‘Ben çektim, sen de çekeceksin!’. Sanki VNJ belasını ben başlarına sarmışım gibi...

Neler duymadım ki, neler!? ‘Oho, en az on kere gidersin!’ Gidersin dedikleri de Moskova’nın 55 kilometre dışında bir göçmenler merkezi. Düşünün bir 55 km ve on kere! Felaket... ‘E niye on kere?’ diye sormana dahi fırsat vermezler. Çünkü o hikayenin giriş kısmıdır ve devamı kesintisiz gelir: ‘Orada önce karşına ‘köpek’ muamelesi yapan güvenlik görevlileri çıkar. Sola gitme: Hav. Sağa bakma: Hav, hav. Daha içeri girmeden yaşadığın aşağılanma duygusunun haddi hesabı yoktur! Hele de o eski SSCB halklarıyla beraber bunlara katlanmak zorunda kalıyorsun ya, bu zaten en ağırı. Allah sabır versin.

Vah garibim, VNJ alacakmış... Alırsın tabii, niye almayasın ki? Ama önce şöyle güzel bir acı çek de ondan sonra. Bak ben çektim, aşağılandım, küçük düşürüldüm, bugün git, yarın gel, virgülü oraya değil, buraya koy diye uğraştırılıp durdum. Ben başımdan savdım, şimdi sıra sende. Bu işleri kolay mı sandın canım! Hadi bakalım bir git, sonra anlatırsın!’ Bir düşünün daha işe başlamamışsınız ama psikolojik olarak hazırsınız. Bunlar bir grup. Başka bir grup da aynı hisleri paylaşmakla beraber sessiz kalırlar ve size türlü türlü tavsiyelerde bulunurlar.

Şimdiden yazayım hiç bir kimsenin tavsiyesine kulak asmayın. Her kişinin VNJ uğruna yaşadığı deneyim müstakil, şahsa münhasır bir olaydır. Benim yaşadığım bir diğerinin yaşadığından farklıdır. Bendeniz yazımda VNJ ile ilgili gerçek durumu mümkün olduğu kadar yalın ve herkesin karşılaşacağı durumlar açısından anlatmaya çalışacağım. Yani benden korku hikayeleri beklemeyin. Sevmem zaten korku hikayelerini. İnsanların sadece korku hikayelerine ihtiyacı olduğunu kim söyledi ki? Bir diğer grup VNJ etrafında anlatılanları sakin sakin dinlerler ve ‘Sen ne yaptın?’ sorusu gelince, sağlam bir görüntü ile cevap verirler: ‘Ben bir seferde hallettim!’ Bak sen! On kere gidip sürünme nerede, bir seferde halletmek nerede? Tabii ki her aklı başında olan adamın aklına bir soru geliverir: ‘Nasıl yani?’.
 
Bu sorunun, sakin ve ‘sizi gidi cahiller’ edalı cevabı size bu fani dünyadan herşeyin mümkün olduğunu hisettirir. ‘Bütün mesele adamını bulmaktır’. Yukarıda kısaltmasını verdiğim kısaltmalar evreni gerçekten de ‘adamı olanların’ işlerini kolay hallettiği bir yerdir. Aslında VNJ hayali ile yola çıkanların karşısına çıkan 55 kilometre ötedeki tek bir merkez olgusu bahsettiğim ‘adamı olanlar’ olayını ‘güya’ ortadan kaldırmak için yapılmıştı. Muazzam boyutlardaki bu merkezde eskinin kanlı kuyruklarının olmadan adam gibi  hizmet veriliyor olması ‘adamı olanlar’ olayını da ortadan kaldırmış gibidir. Ancak kendi yaşadığım deneyimden bahsederken dikkat çekeceğim çalışma sistemi ve göçmen merkezinin Moskova’nın uzağında olması ‘adamı olanlar’ geleneğinin de sürmesine neden oluyor. Bu yazdıklarımdan ‘adamı olanlardan’ olmadığımı anlamışsınızdır. Şimdi gelelim biz ne yapmışız? Hemen başından yazayım. VNJ macerasının birinci etabı olan başvuru kısmında mutlu sona ermiş bulunuyorum. Velhasıl korku hikayelerini bir yana bırakın ve yazdıklarımı okuyun.

İlk yaptığım kasım 2019’da yürürlüğe giren haliyle Yabancı Vatandaşlar kanununu incelemek oldu. Bu konuda bilgi sahibi olup da kafanızı bir sürü gereksiz bilgi ile dolduranlardan kurtulmak için bunu yaptım. Amacım VNJ denilen oturma izninin alınması ile ilgili ana tespitleri yapmaktı. VNJ almaya hakkım var, ama bunun şartları nedir vesaire soruların cevaplarını bir kenara not ettim. Ardından yukarıda bahsettiğim göçmen merkezinin Internet sitesini (https://mc.mos.ru) ciddi bir şekilde inceledim. Gayet doyurucu, açık bilgilere, VNJ almak için derleyeceğiniz belgelerin örneklerine ulaşabiliyorsunuz. Bu belgelerin arasında bulunan sağlık raporunu (2650 Ruble), Rus dili ve tarihini bildiğinize dair sertifikayı (3500 Ruble) yerinde alabiliyorsunuz, VNJ almak için ödenecek 5000 Ruble’lik harcı yine orada ödeyebiliyorsunuz. 5000 Ruble’lik ücreti karşılığında size danışmanlık veriyorlar ve en çok sorun çıkan başvuru dilekçesini sizin için dolduruyorlar. Bendeniz göçmen merkezinin uzaklığından dolayı bu belgeleri Moskova’da almayı tercih ettim. Sağlık raporunu sağlık sigortası çerçevesinde bedelsiz, Rus dili ve tarihi sertifikasını ise 4500 Ruble karşılığında yapılan sınav sonucunda aldım. Bu belgelerin derlenmesi başka bir yazının konusu olacak kadar derin. Burada konumuz VNJ olduğu için sadece nasıl aldığımı yazdım.

Belgeler toparlandıktan ve düzgünce bir dosyaya yerleştirildikten sonra artık o 55 kilometredeki göçmen merkezine gitme zamanı gelmişti. Bu arada o yerin bulunduğu Saharova köyünün, yabancılar arasında göçmen merkezi için de kullanıldığını hatırlatayım. Göçmen merkezi dersiniz kimse bilmez, ama Saharova dedin mi her şey yerli yerine oturur. Çünkü daha önce duduğunuz korku hikayelerinin doğduğu, yaşandığı ülkenin adıdır Saharova. Bundan sonra göçmen merkezi yerine ben de Saharova diyeceğim. Velhasıl, daha önce duymak durumunda kaldığım korku hikayeleri ile bilgilendirilmiş olduğum için git-gel sürecine filozofik yaklaştım. Size de aynısını önereceğim. Bu filozofik yaklaşımın temelinde Saharova’ya en az on kere gideceğim düşüncesi vardı. Çünkü her gittiğimde bir eksikliğin bulunacağını biliyordum ve bunun için kendimi üzmenin anlamı olmadığını farketmiştim. Yazdığım gibi aynı felsefeyi size de önereceğim. ‘Adamı olanlar’ grubu için bu geçerli değil çünkü. Onlar benim bilmediğim bir yoldan gidiyorlar.



1. Gün.
Saharova’da çalışmaya sabah 08.00’de başlıyorlar. İlk açılış anında birikme olabileceğini düşündüğüm için daha geç saatte orada olacak şekilde yola çıkıyorum. 55 km sonra yolun sağ tarafındaki Çok İşlevli Göçmen Merkezi levhasını görüyorum. Bizim gibiler için anayolda hazırlanan cebe giriyorum ve yeşil ışıkla beraber Saharova topraklarına giriyorum. Hemen sağ tarafta ücretli otopark yeri bulunuyor. Saati 50 Ruble. Arabamı park ediyorum ve girişe yollanıyorum. Saharova’nın kaleye benzeyen ana binalarına ulaşmak için iki aşamalı kontrol noktasından geçiyorsunuz. Bu arada işlem yaptırmak için gelenlerin %95’nin eski SSCB cumhuriyetlerinden olduğunu görüyorsunuz. İlk kontrol noktasında pasaportunuza bakıyorlar, çantanız varsa içindekilere bakıyorlar. İkinci kontrol noktasında aynı tören tekrarlanıyor. ‘Bu kadar ilgiye ne gerek vardı ki?’ diyorsunuz ve demirden döner parmaklıkları aşarak Saharova’ye giriş yapıyorsunuz. Sizi önce bir kafe karşılıyor. Uzun beklemelerde vakit geçirilecek bir yer diye düşünüyorsunuz ama pek öyle değil. İlerledikçe neden olduğunu anlayacaksınız. Nihayet kalenin ana binasına ulaşıyorsunuz. 200 – 300 metrelik cephesinde yukarıda yazdığım kısaltmalara (FSB dışında) ulaşmaya çalışanlar için ayrı ayrı girişler yapılmış. Önce VKS, ardından patent alanlar, ardından VNJ ve RVP için belge verecekler ve en sonunda da ön kayıt yaptırılan bölüm bulunuyor. Bizim ilk durak yerimiz de burası. Yine pasaportunuzu göstererek, döner demir parmaklıkları aşarak içeri giriyoruz. Birinci günün anlamı şu: Belgelerinizi içeri vermek için randevu alacaksınız. Burada getirdiğiniz belgelere bakılıyor, hepsi yerinde ise size randevu veriliyor. Yalnız burada belgelerinizin doğru olup olmadığına bakılmadığını özellikle belirtmek isterim. O ikinci günün heyecanı. Bu aşamada sadece belgenin olup olmadığına bakılıyor. Ancak bu da garanti değil. Çünkü benim durumumda konslosluktan alınacak savcılık belgesinin eksik olduğunu tespit edemediler. Bu belgenin Internet sitesinde listesi verilen belgeler arasında olmadığını hatırlatmak isterim. Türkiye ‘vizeli - hassas’ ülkeler arasında olduğu için istenen bir belge imiş. Hazırladığım belgelerden biri olan dilekçede VNJ almak için dayanak olarak çocuk sahibi olmam hususuna dikkat çekiyorlar. Ben ise eşimden dolayı VNJ için hazırlanmıştım. Dolayısı ile o anda eşimden dolayı önce RVP (geçici oturma izni), ardından VNJ alabileceğimi öğreniyorum. Ancak çocuk olduğu için işim kolaylaşıyor, direkt olarak VNJ’ye başvurabileceğim anlaşılıyor. Bu da dilekçemde değişiklik yapılacağı anlamına geliyor. Ama zamanım olacak, çünkü randevu ertesi gün sabaha veriliyor. Yol gösterdikleri için teşekkür edip, randevu kağıdımı alıp olay yerini terk ediyorum. 1. Gün bu şekilde sona eriyor. Ofiste istenen değişikliği yapıp ertesi güne hazırlanıyorum. Oysa 1. Gün bana diğer eksiklerim konusunda bilgi verilse 2. Gün oraya gitmeme gerek olmadığını anlayacağım. Diğer yandan belli sayıda bir git-gel yaşayacağım açık.

2. Gün.
Randevu verilen saatte Saharova’dayım. Tabii 55 km yolu katetmiş olarak. İçeri girerken amerikan polislerine benzer güvenlik görevlilerinin klasik kontrolünden sonra bana bir elektronik sıra veriliyor. İşlemlerin yapıldığı yere giriş tıpkı uçağa binişteki kontrol yerine benziyor. Randevu saatinde geldiğim için şimdi beni çağırırlar diyorum, ama değil! Bir buçuk saat sonra bana sıra geliyor. Gözlüklü ve orta yaşlı bir hanım belgelerimi dikkatle kontrol ediyor. İşte bu kontrol sırasında savcılık belgem olmadığı anlaşılıyor. Artık en az iki sefer daha geleceğimi bildiğim için diğer yorumlarıi huzur içinde dinliyorum. Bana oğlumun doğum belgesinde yazıların silik olduğunu ve ZAGS’tan yenisini almam gerektiği söyleniyor. Yaptırdığım pasaport çevirisinde pasaportun tüm sayfaları olmalıymış, bir de dilekçemde gelir ile ilgili hesaplamayı yanlış yapmışsınız deniyor. Velhasıl notlarımı alıyorum. Hatırlarsanız en az on kere gideceğim diye kendimi hazırlamıştım ya, sakin sakin orayı terk ediyorum. Ama yapacağım da çok iş var. Hemen nüfus dairesine gidip oğlanın doğum belgesinin yenisini çıkartıyorum. Aynı gün veriyorlar. Ertesi sabah konsolosluğa gidiyorum ve savcılık belgemi alıyorum. Hiç bir suç işlememişim, hakkımda da açılmış bir dava yokmuş. Bu iyi tabii! Aldığım belgeyi dışişleri bakanlığına götürüyorum. Orada bir de apostil olacak. Beş iş günü sonra gel deniyor! Her belge için bankadan harç yatırdığımı da unutmayalım. Velhasıl beş iş günü sonra apostilli savcılık belgemi alıp notere yollanıyorum. Bu belgedeki konsolosluk damgasının ve benim pasaportun yeni çevirisi yaptırılıyor. Bir hafta sonra yeni Saharova seferine hazırım.


3. Gün.
Artık iyi bildiğiniz ve bu yüzden tekrar etmeyeceğim engelleri aşarak yine randevu kısmına geliyorum. Yine her şey tamam olduğu için ertesi güne randevu veriyorlar.

4. Gün.
Yine buradayım. Saharova. Canım Saharova. Elektronik sıra kağıdını veriyorlar. Daha 3 nolu salona ulaşmadan bakıyorum beni çağırıyorlar. Şaşkınım ama ilgili yere doğru yöneliyorum. Yine gözlüklü ve orta yaşlı bir hanım başlıyor benim belgeleri incelemeye. Her şey tamam gibi. Ancak dilekçemde yine bazı düzeltmeler yapılması gerekiyor. Bana diyorlar ki ‘Sana 15 dakika süre. Düzeltmeleri yap getir’. İçeride otomatik fotokopi çeken cihazlar ve bilgisayarlar var. Verilen 15 dakikanın acelesi içinde inşallah cihazın başında kimse yoktur diyerek gidiyorum. Cihaz boş. Ancak benim hafıza kartındaki word belgelerini göstermek istemiyor. Etrafta ne olduğunu sorabileceğim bir görevli yok. Dakikalar da geçiyor bu arada tabii. Neyse, nasıl oldu bilmiyorum, dilekçeyi açıyorum ve gerekli düzeltmeleri işliyorum. Ancak bu sefer de printer bağlantısı yok, admin parolası girin diye bir mesaj çıkıyor. Yanda fotokopi çeken adam, bir ilgili yok mu diye sorduğum polis, bankamatikte insanlara yardımcı olan genç, hiçbiri yardımcı olmuyor. Hani on kere gelecektim ya! Hafıza kartını çıkarıp görevli hanımın yanına geri dönüyorum. Durumu anlatıyorum. Hemen yanında duran dev printerden bunu bastırabileceğini biliyorum ama bunu yapmıyor. ‘Öyleyse sizin randevuyu yarına erteliyorum’ diyor. Ben de ‘nasıl uygun görürseniz’ diyorum.

5. Gün.
Dilekçe düzeltildi. Saharova’ya gelindi. Elektronik sıra alındı. Bir saat sonra beni çağırıyorlar. Ancak çağırılıdığım yerde beni başka bir salona ve bankoya yönlendiriyorlar. Bu ‘git-gel’ işlemini başarıyla tamamlayanlar için. Velhasıl yeni yerdeki tombul hanımefendi belgelerimi kontrol ediyor ve ‘herşey normal’ diyor. ‘Allah’a şükür’ diyorum. Tabii uluslararası bir skandal çıkmasın diye bunu ‘Tanrı’ya şükür’ diye telaffuz ediyorum. Hanım gülümsüyor ve ‘geldiğiniz salona gidip bekleyin’ diyor. Bu da ikibuçuk saatlik bir bekleme demek. Benim numara 0099 anons ediliyor. Koşuyorum. Bana hemen köşede parmak izi bölümüne gidin diyorlar. Bütün parmaklarımın, avuç içinin taraması alınıyor ve fotoğrafım çekiliyor. Bu işlemden sonra yine en son beni çağıran hanımın yanına gidiyorum. Benim dilekçe bana uzatılıyor. Bu yolun sonuna geldim demek. Çünkü son işlem kendi elimle tarihi yazmam ve imza atmam. Bu işte tamam. Bana üzeri silik bir kağıt veriyorlar. Başvurumun teslim alındığına dair. Dört ay sonra VNJ hazır olacak! "Hazır olup olmadığını içişlerin bakanlığının sitesinden takip edebilirsiniz" diyorlar.

Dört ay sonunda bu belgenin nasıl alındığını da yazacağım. Tabii alabilirsek. Kanunen yaptığım başvurunun kabul edilmiş olması VNJ’nin verilmesini garanti etmiyor.

Sonuç:

Harcanan gün sayısı: 5 (ben 10’a hazırlanmıştım, yani gayet iyi bir sonuç)

Resmi harçlar, noter vesaire masrafları: 17730 Ruble

Katedilen yol: 560 kilometre.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder