Moskova

Moskova

28 Nisan 2024 Pazar

Rus Romanının Farkı ve DOSTOYEVSKİ / Yalın Alpay

 


Yalın Alpay, YouTube videolarının bu bölümünün ilk kısmında romanın, tarihin görece geç döneminde ortaya çıkmış bir anlatı türü olduğunu ve burjuva bakış açısına göre biçimlendiğini dile getirip, Batı'da sosyolojik kitle hareketlerinin ortaya çıkardığı bu türü, Rusya'nın Batılılaşma çabaları sırasında sosyolojik bir öz-çıktı olarak değil, Batı'dan ithal ettiği bir anlatı biçimi olduğunu vurguluyor.

Rus Batılılaşması Petro ile başlatılsa da, ilerleyen yıllarda Batılılaşmanın getirmek istediği yeniliklere direnen bazı Çarların getirdikleri sansürler, yasaklar, yıldırıcı cezalar Rusya'da siyasi, felsefi, sosyolojik, ekonomik, dini tüm tartışmaları ortadan kaldırdı ve bu tartışmalar için yalnızca edebiyat dergileri ve romanlar zemini kaldı.

Yalın Alpay'a göre bu yüzden Rus romanı, Batı'daki tüm siyasi, felsefi, sosyolojik, ekonomik ve dini tartışmaları kendi içerisine alarak, Batı'daki romana oranla çok daha güçlü bir içeriğe kavuştu.


19'uncu yüzyıl Rus romanı Batı'da olmayan bir zenginlikle sarmalandı.

Batı'da Sanayi Devrimi sonrasında, maddi faydayı yaşamının merkezine koyan "homo-economicus" insan tipi ortaya çıkmışken, henüz sanayileşmesini tamamlamamış Rus İmparatorluğu'nda "homo-economicus" yaygın bir sosyolojik tip değildi.

Böylece Batı'da "homo-economicus" kalıplarına göre dünyayla ilişki kuran modern insan yerine, Rus romanında "gururla" hareket eden başka bir tür insan bulunuyordu.

Rus romanı, Batı'dan yola çıkarak roman üretirken, hem içerik hem de kişilerin motivasyonları yönünden çok daha farklı bir kurguyu izliyordu. Bu izlek, daha derin ve psikolojik; maneviyatı ve dünyaya bakışı daha yüksek bir türü ortaya çıkarıyordu.

Yalın Alpay konuşmasının ikinci bölümünde bu kez Rus romanında neden Dostoyevski'nin daha öne çıktığı üzerine argümanlarını sıralıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder