Moskova

Moskova

14 Temmuz 2018 Cumartesi

Ekber Babayev ve Nazım Hikmet



Samih Güven



Nazım Hikmet’in Moskova’daki yıllarında yanından hiç ayrılmayan, çok yakın dostu ve hatta oğlu yerine koyduğu bir isim Ekber Babayev. Azeri olan Babayev o dönemde Türk dili ve edebiyatına ilişkin çalışmalar yapıyor ve mükemmel bir Türkçeye sahip. Zaten daha sonra Doğu Dilleri Enstitüsünde Türk dili profesörü oluyor. Öyle ki Nazım’ın yazdıklarını ilk okuyan da O. Ayrıca Nazım’ın yazdığı şiir ve oyunların Rusça’ya çevrilmesi konusunda yardımcı oluyor. Babayev Nazımı çok seviyor, onun her şeyi ile ilgileniyor. Her ihtiyacını karşılıyor, sigarası bitiyor, sigara alıyor. Nazım ve Babayev arasında gerçekten güçlü bir dostluk kuruluyor. Babayev Nazım’ın hayat hikayesini ve sanatını en yakından bilen kişilerden biri. Zaman zaman da sırdaşı.

Babayev’in “Yaşamı ve Yapıtları ile Nazım Hikmet” adlı kitabı 1975 yılında Rusça olarak yayımlanıyor. Bir yıl sonra da Ataol Behramoğlu tarafından Türkçeye çevriliyor. Bu kitabın en önemli özelliği Nazım Hikmet hakkındaki ilk biyografi olması. Nazım Hikmet’in hayatını ve şiirlerini ilk gençlik yıllarından başlayarak derinlemesine anlatıyor. Nazım’ın şiir ve sanat hakkındaki düşüncelerini, şiirindeki gelişim ve değişim aşamalarını gerçekten yalın ve akıcı bir dille anlatan çok değerli bir kitap.

Nazım’ın Türkiye’de belki az bilinen bir yönü de oyunları. Çünkü Nazım Moskova yıllarında çok sayıda oyun yazıyor ve bunların birçoğu Moskova tiyatrolarında oynanıyor. Hatta Vera’nın kitabında anlattığına göre öyle gün oluyor ki o gün oynanan on sekiz oyundan beşi Nazım’a ait oluyor. İşte Babayev kitabında Nazımın oyunlarına ilişkin bir bölüme de yer veriyor.

Nazım’ın hayatıyla ilgili ilginç detaylar da veriyor Babayev. Örneğin Nazım’ın İstanbul’un işgale uğraması sonrasında duyduğu hayal kırıklığı ve öfkeyi, Vala Nureddin ile birlikte Anadolu’ya ve Ankara’ya gidiş öykülerini, Marksizmi öğrenmek için Almanya’ya gitme planlarını anlatıyor. O dönem Bolu’da öğretmenlik yapmak için görevlendirildiği sırada tanıştığı ağır ceza reisi Ziya Hilmi Bey Almanya’ya değil de devrimin gerçekleştiği Rusya’ya gitmelerini salık veriyor ve Nazım’ın ilk Moskova deneyimi de böyle başlamış oluyor. Babayev’in bu bölümlerde kaynak aldığı kitap ise Vala Nureddin’in “Bu dünyadan Nazım geçti” adlı kitabı.

Babayev gerçekten Nazım’a büyük bir sevgi ve saygı duyuyor. Nazım’ın Türkçe ve memleket özleminin depreştiği dönemlerde birlikte Bakü’ye seyahat ediyorlar. Nazım orada toplantılara katılıyor, gençlerle buluşuyor, şiirlerini okuyor ve hasret gidiyor deyim yerindeyse. Biz kardeşiz, dilimiz bir ve Türküz, dermiş oradayken. 

Babayev Nazım’ın yaşadığı sıkıntı ve sorunlara, hayal kırıklıklarına, memleket özlemine Vera ile birlikte en yakından tanık olan kişi de aynı zamanda. Nazım’ın Vera’ya karşı konulamaz bir aşkla bağlandığı dönemde bunun en yakın tanığı da Babayev. Nazım’ın onun dostluğuna ve samimiyetine güvenerek ve bir erkek olarak Vera konusunda bir tür onayını da aldığı söylenebilir. Babayev ise Nazım’ın durumunu anladığı için kalp sorununu bildiği halde onay verir bu aşka.

Nazım’a hasret yıllarında dostluk ve yarenlik eden, onu her zaman destekleyen ve seven, sonra da eserlerine ve hayatına ilişkin çok güzel bir kitap yazan Ekber Babayev’e teşekkür borçluyuz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder