Okay Deprem
Kaynak:
http://www.medyagunlugu.com/
Eski SSCB'yi oluşturan cumhuriyetlere, birlik dağıtıldıktan
yıllar sonra yolu düşenlerin gözlemlediği bin bir türlü farklılık ve
tuhaflıklar arasında bir tanesi var ki, söz konusu coğrafya için epeydir
oldukça tipik ve genel geçer kabul edilir. Büyük şehir merkezleri ve kimi ufak
cumhuriyetler sayılmaz ise, post-Sovyet dünyasının ezici bir çoğunluğunda
günlük gazete okuma alışkanlığı neredeyse bulunmaz.
Bu durumun en buram buram hissedildiği yerlerin başında ise
Ukrayna geliyor. Değil sadece son senelerde, henüz 1990'lı yıllardan sonra
Ukrayna'nın gündelik hayatından, günlük siyasi gazete okuma kültür ve
alışkanlığı çok hızla silinmeye, kaybolmaya başlamıştı. Hele hele son 10-15 yıl
içerisinde; elinde, koltuğunun altında gazete taşıyan, evine düzenli olarak
gazete alan veya kamusal alanlarda gazete okuyan insanlara çok ama çok ender
rastlanır hale geldi. Nüfusunun kayda değer bir kısmının hala düzenli ve
gündelik olarak gazete takip etmediği Türkiye'den dahi gidiliğinde kısa süre
içinde dikkati çeken bu durumun altındaki nedenlere mercek tutalım...
Gazete
tipi
Post-Sovyet gündelik hayatının şifreleri çözmek ve insan
tipinin mantalitesini anlamak açısından Rusya Federasyonu'ndan sonra en önemli
ve merkezi laboratuar ülke konumundaki Ukrayna'da, büyük ve kentsel yerleşim
birimlerinde gazete kültürü, olduğu kadarıyla, epey bir nev-i şahsına
münhasırdır. Bir kere; market ve bakkal gibi noktaların çoğunda gazete
satılmaz. Türkiye ve Avrupa'da gazete denince akla gelen basılı yayınları
andıran organların bulunabildiği yegâne noktalar ise sokaklarda ve köşe
başlarında bulunan kiosklardır. Aynı zamanda tütün ve alkollü mamullerin de
satıldığı ve insanın karşısına hayli sık çıkan bu noktalarda, ilk bakışta
gazeteye benzeyen pek çok yayın göze çarpar.
Yakından bakıldığında ise
bunların, ya ulusal (ülke sathında çıkan) ancak haftalık gazeteler, ya günlük
ancak bölgesel olarak yayınlanan gazeteler ya da bazen tek bir şehir
sınırlarında dağıtılan gazeteler oldukları fark edilir. Öte yandan hemen
hiçbiri de A2 formatında olmayıp, genelde A3'e basılı ve sayfa sayıları da
olabildiğince sınırlıdır. Hatırlatmakta fayda var ki, dünya çapında az çok
kabul edilmiş ve neredeyse standart haline gelmiş ulusal çapta yayımlanan
günlük süreli yayınların boyutu A2'dir. Dahası; Almanya, İngiltere, Fransa ve
Amerika gibi, tarihsel olarak gazete kültürünün başını çeken ülkelerde bu
yayınların fiziksel hacimleri onlarca sayfayı bulur (hatta Türkiye'de bazı
gazeteler). Ukrayna gibi büyük sayılabilecek bir ülkede, hem ulusal ölçekte ve
günlük olarak dağıtımı yapılan hem de büyük boy kalıba basılan gazete neredeyse
yoktur.
Nereden nereye
Sovyetler Birliği, dünyanın belki de bir numaralı gazete
toplumuydu. Hemen her haneye ya Pravda ya İzveztiya ya da Savyetskaya Rassiya
gibi rejimin günlük olarak ve birlik çapında yayınlanan süreli yayın organları
girmekteydi. Düzenin gerileme dönemi olan son on yıllık periyotta yetişen aklı
havada genç jenerasyonlar haricinde, abartısız tüm yetişkin bireyler günlük
gazete okuma kültürü ve alışkanlığa fazlasıyla sahipti. Nitekim Rusya ve
Ukrayna gibi birliğin merkezi Slav cumhuriyetlerine, 90'ların toz ve duman
bulutu hafif hafif dağılmaya başladığı 2000'lerden itibaren ilk defa ayak
basanlar, 1990'lı seneler boyunca dahi toplumun her şeye karşın söz konusu
kültürel alt yapısını kaybetmediğini, direndiğini öğreneceklerdi.
Peki tam olarak ne oldu ki, sosyal-kültürel ve yaşamsal
hangi temel parametreler dolayısıyla Sovyet toplumu, nispeten çok kısa bir süre
zarfında bu açıdan bambaşka bir çehreye büründü?!.. 'Sosyalist sistem çöktü,
mevcut sosyo-iktisadi yapının değişmesinden dolayı da onun üzerinde yükselen
her türlü üst yapı kurumu da değişti, dönüştü' şeklindeki genel geçer yaklaşım
konumuz bağlamında yeterince açıklayıcı değildir. Çünkü bilinmektedir ki, bir
SSCB'deki kadar olmasa da, gelişmiş kapitalist ülkeler de aynı zamanda, dünyanın
düzenli ve en çok günlük gazetenin okunduğu toplumlarına ev sahipliği
yapmaktadırlar.
Yeni ritim
Günlük ve düzenli gazete okuma alışkanlığının post-Sovyet
dünyasında toplumdan çok hızlı ve kitlesel bir şekilde silinmesinin arkasında
yatan esas ve belirleyici faktör, belirli istisnai bölgeler ve dönemler
sayılmaz ise; düzenli hayatın, nizamlı yaşam tarzının tamamıyla ortadan
kalkmasıdır. Sovyet devrinde nüfusun tamamına yakını günde ortalama sekiz saat
çalışmakta olup, yetişkinler evlerine akşama doğru saat beş ile altı arasında
dönmekteydiler.
Ciddi anlamda yaşam ve gelecek kaygısı bulunmayan dolayısıyla,
temel işi haricinde geçim maksatlı herhangi bir işte çalışma veya başka bir
takım yollarla ekstra para kazanma gereksinimi olmayan Sovyet yetişkinleri
doğal olarak, iş günü dışındaki zamanlarını azami anlamda boş zaman aktivitesi
yönünde değerlendirme, kendilerini geliştirme imkânına fazlasıyla sahipti.
İşten sonra arta kalan geniş zaman diliminin önemli bir kısmı ev içerisinde
geçerken, ergenler ve ebeveynlerin hemen hepsi; ülkelerinde ve dünyadaki
gelişmeleri gazete ve mecmualar üzerinden düzenli ve günlük ritimde takip etme
alışkanlığı içerisindeydiler.
Tempo kaybolunca
Sovyet toplumu, dünyada en düzenli ve gelecek kaygısız bir
topluluk yapısından süratle çıkarak, 3. Dünya ve Ortadoğu ülkelerini aratmayan
gündelik hayat düzensizliği, karmaşa ve kaosunun içine düşmüştü. Maaşların
uzunca süreler düzenli ve tam olarak ödenmediği, ulusal para biriminin
değerinin un ufak olduğu şartlarda istisnasız herkesi muazzam bir geçim derdi
sarmış, önceki dönemden devralınan sabit işin belirli çalışma saatleri dışında
da sayısız insan ilave iş-güç peşinde koşmaya, yepyeni ekmek kapıları bulma
tasasına düşmüştü. Buna bir de en temel geçim araçları ve tüketim maddelerini
temin etmek için harcanan vakit ve enerjinin katlanması eklenince; BDT insanı
için artık fizyolojik zaruretler dışında, sistemli ve kitlesel olarak süreli /
süresiz yazılı yayınları takip etmek için gereken asgari hayat zemini tam
anlamıyla darmadağın olmuştu. Öte yandan; süreli basılı yayınları düzenli
suretle izleme kültüründen gelen eski kuşakların azımsanmayacak bir oranının 10
- 15 yıl gibi kısa bir zaman diliminde; sağlık, beslenme ve yaşam şartlarının
alt üst olması neticesinde hayatlarını kaybetmesi ve onların yerini; eğitimsel,
bilinçsel ve kültürel açıdan, değil yalnızca günlük gazete izlemek, genel
olarak hiçbir şey okumamak üzerine kodlanan nesillerin doldurmaya başlaması da;
toplamda gazete okuma kültürünün aldığı kitlesel ve seri darbeyi açıklayan bir
diğer etmen olarak öne çıkıyor. Bir diğer taraftan; Sovyet döneminde gazeteler
bütünüyle siyasi karakterli, oldukça ciddi, sıkışık ve bol yazılı bir formatta
yayınlanıyordu. Gazete okumak bir nevi politik angajmanla özdeş kabul edilirdi.
90'larda kitlelerin süratle siyasetten soğumaları hatta kayda değer bir
bölümünün adeta nefret eder hale gelmesi de günlük gazete okuma alışkanlığının
sönümlenişini izah eden bir başka hâkim etken olarak değerlendirilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder