Moskova

Moskova

27 Temmuz 2016 Çarşamba

Post-Sovyet dünyasında gazete okuma kültür


Okay Deprem

Eski SSCB'yi oluşturan cumhuriyetlere, birlik dağıtıldıktan yıllar sonra yolu düşenlerin gözlemlediği bin bir türlü farklılık ve tuhaflıklar arasında bir tanesi var ki, söz konusu coğrafya için epeydir oldukça tipik ve genel geçer kabul edilir. Büyük şehir merkezleri ve kimi ufak cumhuriyetler sayılmaz ise, post-Sovyet dünyasının ezici bir çoğunluğunda günlük gazete okuma alışkanlığı neredeyse bulunmaz.

Bu durumun en buram buram hissedildiği yerlerin başında ise Ukrayna geliyor. Değil sadece son senelerde, henüz 1990'lı yıllardan sonra Ukrayna'nın gündelik hayatından, günlük siyasi gazete okuma kültür ve alışkanlığı çok hızla silinmeye, kaybolmaya başlamıştı. Hele hele son 10-15 yıl içerisinde; elinde, koltuğunun altında gazete taşıyan, evine düzenli olarak gazete alan veya kamusal alanlarda gazete okuyan insanlara çok ama çok ender rastlanır hale geldi. Nüfusunun kayda değer bir kısmının hala düzenli ve gündelik olarak gazete takip etmediği Türkiye'den dahi gidiliğinde kısa süre içinde dikkati çeken bu durumun altındaki nedenlere mercek tutalım...

Gazete tipi 

Post-Sovyet gündelik hayatının şifreleri çözmek ve insan tipinin mantalitesini anlamak açısından Rusya Federasyonu'ndan sonra en önemli ve merkezi laboratuar ülke konumundaki Ukrayna'da, büyük ve kentsel yerleşim birimlerinde gazete kültürü, olduğu kadarıyla, epey bir nev-i şahsına münhasırdır. Bir kere; market ve bakkal gibi noktaların çoğunda gazete satılmaz. Türkiye ve Avrupa'da gazete denince akla gelen basılı yayınları andıran organların bulunabildiği yegâne noktalar ise sokaklarda ve köşe başlarında bulunan kiosklardır. Aynı zamanda tütün ve alkollü mamullerin de satıldığı ve insanın karşısına hayli sık çıkan bu noktalarda, ilk bakışta gazeteye benzeyen pek çok yayın göze çarpar. 

Yakından bakıldığında ise bunların, ya ulusal (ülke sathında çıkan) ancak haftalık gazeteler, ya günlük ancak bölgesel olarak yayınlanan gazeteler ya da bazen tek bir şehir sınırlarında dağıtılan gazeteler oldukları fark edilir. Öte yandan hemen hiçbiri de A2 formatında olmayıp, genelde A3'e basılı ve sayfa sayıları da olabildiğince sınırlıdır. Hatırlatmakta fayda var ki, dünya çapında az çok kabul edilmiş ve neredeyse standart haline gelmiş ulusal çapta yayımlanan günlük süreli yayınların boyutu A2'dir. Dahası; Almanya, İngiltere, Fransa ve Amerika gibi, tarihsel olarak gazete kültürünün başını çeken ülkelerde bu yayınların fiziksel hacimleri onlarca sayfayı bulur (hatta Türkiye'de bazı gazeteler). Ukrayna gibi büyük sayılabilecek bir ülkede, hem ulusal ölçekte ve günlük olarak dağıtımı yapılan hem de büyük boy kalıba basılan gazete neredeyse yoktur. 

Nereden nereye 

Sovyetler Birliği, dünyanın belki de bir numaralı gazete toplumuydu. Hemen her haneye ya Pravda ya İzveztiya ya da Savyetskaya Rassiya gibi rejimin günlük olarak ve birlik çapında yayınlanan süreli yayın organları girmekteydi. Düzenin gerileme dönemi olan son on yıllık periyotta yetişen aklı havada genç jenerasyonlar haricinde, abartısız tüm yetişkin bireyler günlük gazete okuma kültürü ve alışkanlığa fazlasıyla sahipti. Nitekim Rusya ve Ukrayna gibi birliğin merkezi Slav cumhuriyetlerine, 90'ların toz ve duman bulutu hafif hafif dağılmaya başladığı 2000'lerden itibaren ilk defa ayak basanlar, 1990'lı seneler boyunca dahi toplumun her şeye karşın söz konusu kültürel alt yapısını kaybetmediğini, direndiğini öğreneceklerdi. 

Peki tam olarak ne oldu ki, sosyal-kültürel ve yaşamsal hangi temel parametreler dolayısıyla Sovyet toplumu, nispeten çok kısa bir süre zarfında bu açıdan bambaşka bir çehreye büründü?!.. 'Sosyalist sistem çöktü, mevcut sosyo-iktisadi yapının değişmesinden dolayı da onun üzerinde yükselen her türlü üst yapı kurumu da değişti, dönüştü' şeklindeki genel geçer yaklaşım konumuz bağlamında yeterince açıklayıcı değildir. Çünkü bilinmektedir ki, bir SSCB'deki kadar olmasa da, gelişmiş kapitalist ülkeler de aynı zamanda, dünyanın düzenli ve en çok günlük gazetenin okunduğu toplumlarına ev sahipliği yapmaktadırlar. 

Yeni ritim 

Günlük ve düzenli gazete okuma alışkanlığının post-Sovyet dünyasında toplumdan çok hızlı ve kitlesel bir şekilde silinmesinin arkasında yatan esas ve belirleyici faktör, belirli istisnai bölgeler ve dönemler sayılmaz ise; düzenli hayatın, nizamlı yaşam tarzının tamamıyla ortadan kalkmasıdır. Sovyet devrinde nüfusun tamamına yakını günde ortalama sekiz saat çalışmakta olup, yetişkinler evlerine akşama doğru saat beş ile altı arasında dönmekteydiler. 

Ciddi anlamda yaşam ve gelecek kaygısı bulunmayan dolayısıyla, temel işi haricinde geçim maksatlı herhangi bir işte çalışma veya başka bir takım yollarla ekstra para kazanma gereksinimi olmayan Sovyet yetişkinleri doğal olarak, iş günü dışındaki zamanlarını azami anlamda boş zaman aktivitesi yönünde değerlendirme, kendilerini geliştirme imkânına fazlasıyla sahipti. İşten sonra arta kalan geniş zaman diliminin önemli bir kısmı ev içerisinde geçerken, ergenler ve ebeveynlerin hemen hepsi; ülkelerinde ve dünyadaki gelişmeleri gazete ve mecmualar üzerinden düzenli ve günlük ritimde takip etme alışkanlığı içerisindeydiler.    

Tempo kaybolunca  


Sovyet toplumu, dünyada en düzenli ve gelecek kaygısız bir topluluk yapısından süratle çıkarak, 3. Dünya ve Ortadoğu ülkelerini aratmayan gündelik hayat düzensizliği, karmaşa ve kaosunun içine düşmüştü. Maaşların uzunca süreler düzenli ve tam olarak ödenmediği, ulusal para biriminin değerinin un ufak olduğu şartlarda istisnasız herkesi muazzam bir geçim derdi sarmış, önceki dönemden devralınan sabit işin belirli çalışma saatleri dışında da sayısız insan ilave iş-güç peşinde koşmaya, yepyeni ekmek kapıları bulma tasasına düşmüştü. Buna bir de en temel geçim araçları ve tüketim maddelerini temin etmek için harcanan vakit ve enerjinin katlanması eklenince; BDT insanı için artık fizyolojik zaruretler dışında, sistemli ve kitlesel olarak süreli / süresiz yazılı yayınları takip etmek için gereken asgari hayat zemini tam anlamıyla darmadağın olmuştu. Öte yandan; süreli basılı yayınları düzenli suretle izleme kültüründen gelen eski kuşakların azımsanmayacak bir oranının 10 - 15 yıl gibi kısa bir zaman diliminde; sağlık, beslenme ve yaşam şartlarının alt üst olması neticesinde hayatlarını kaybetmesi ve onların yerini; eğitimsel, bilinçsel ve kültürel açıdan, değil yalnızca günlük gazete izlemek, genel olarak hiçbir şey okumamak üzerine kodlanan nesillerin doldurmaya başlaması da; toplamda gazete okuma kültürünün aldığı kitlesel ve seri darbeyi açıklayan bir diğer etmen olarak öne çıkıyor. Bir diğer taraftan; Sovyet döneminde gazeteler bütünüyle siyasi karakterli, oldukça ciddi, sıkışık ve bol yazılı bir formatta yayınlanıyordu. Gazete okumak bir nevi politik angajmanla özdeş kabul edilirdi. 

90'larda kitlelerin süratle siyasetten soğumaları hatta kayda değer bir bölümünün adeta nefret eder hale gelmesi de günlük gazete okuma alışkanlığının sönümlenişini izah eden bir başka hâkim etken olarak değerlendirilmeli.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder