Moskova

Moskova

14 Ekim 2019 Pazartesi

Mayski Günlükleri’nin yazarı Prof. Dr. Gorodetsky: Sovyetler, Hitler’i durdurmasa, Türkiye sonraki hedef olacaktı



Elif Sudagezer




SSCB Londra Büyükelçisi İvan Mihayloviç Mayski’nin günlüklerinden derlenen “Stalin ile Churchill Arasında” kitabının yazarı, tarih profesörü Gabriel Gorodetsky, Sputnik’in sorularını yanıtladı. Gorodetsky “Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’nda doğru kartları oynaması yeterli değildi. Sovyetler, Hitler’i durdurmasa, Türkiye sonraki hedefti" dedi.

Tarih profesörü Gabriel Gorodetsky, İstanbul'da Sputnik'in sorularını yanıtladı.


Tarih profesörü Gabriel Gorodetsky’nin 15 yıllık çalışmaların sonucu, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Londra Büyükelçisi İvan Mihayloviç Mayski’nin 1932-1943 yılları arasında tuttuğu günlüklerinden derlediği “Stalin ile Churchill Arasında: SSCB Londra Büyükelçisi Mayski’nin Günlükleri (1932-1943)” isimli kitabı, sekizinci dil olan Türkçeye çevrildi. İş Kültür Yayınları’ndan çıkan kitap, Sovyetler Birliği’nde 1930’lu yıllarda ve II. Dünya Savaşı yıllarında görev yapmış bir diplomatın gözünden dünya tarihini değiştiren olayların seyrine ışık tutuyor. Kitabın yazarı Gorodetsky, çocuk yaşlarında, babasının mesleği gereği 1 yılını geçirdiği İstanbul Pera’da Sputnik’in sorularını yanıtladı ve raflarda henüz yerini alan kitabının detaylarını anlattı.


GORODETSKY: ANNE VE BABAM, RUS TOPRAKLARINDA DOĞMUŞ, RUS TARİHİNE İLGİM ORADAN GELİYOR

Rus tarihi çalışmasının, anne ve babasının Rus topraklarında doğmuş olmasından kaynaklı bir ilgiyle başladığını anlatan Prof. Dr. Gorodetsky “Rus tarihine ilgimin büyük olmasının sebebi, ailemin Rusya’da doğması. Annem St Petersburg’da, babam ise Odessa’da doğmuş. Ailemin St. Petersburg’un en ünlü caddesi olan Nevski Caddesi’nde bir kuyumcu dükkanları varmış. Devrimden sonra bütün mallarına el koyulmuş. Annem Danzig Serbest Şehri'ne, babam ise ailesiyle birlikte Paris’e göç etmiş. Babam Paris’e taşındıklarında 5 yaşındaymış. Annem de 10 yaşındaymış. Bense, ailemin geçmişinin bende oluşturduğu merak duygusu sebebiyle, Rus tarihi öğrenmeye başladım” diyor. 



‘PROFESYONEL BİR KLARNETÇİ OLMAYI DÜŞÜNÜRKEN, KENDİMİ RUS TARİH ÇALIŞMALAR İÇİNDE BULDUM’

Gorodetsky  “Rus tarihi öğrenmeye başladığımda, bu alanla profesyonel olarak ilgilenmek gibi bir amacım yoktu. Zira o dönem klarnet çalıyordum ve kariyerime profesyonel bir müzisyen olarak devam etmek çok daha olası bir senaryo gibi gözüküyordu. Neticede Kudüs’te bir müzik akademisinde eğitim almıştım. Daha sonra aklıma siyaset bilimi okumayı koydum. Böylece gazeteci olabilirim diye düşünüyordum. Ancak merak sebebiyle başladığım Rus tarihi beni bırakmadı ve bu benim ana alanım oldu. Sonra Oxford Üniversitesi’ne gittim. Orada ‘Tarih Nedir?’ ve 'Bolşevik Devrimi' kitaplarının yazarı Edward Hallett Carr’ın öğrencisi olma şansına sahip oldum. Böyle tarihçi oldum. Ben de Büyükelçi İvan Mihayloviç Mayski gibi neredeyse dünya vatandaşı gibi hissediyorum. Ailem Rusya’da doğmuş ve farklı yerlere göç etmiş. Bense İsrail’de, İngiltere’de uzun yıllar yaşadım, pek çok ülkede uzun dönem çeşitli çalışmalar için bulundum” diye anlatıyor.

‘BÜYÜKELÇİ MAYSKİ’NİN GÜNLÜKLERİ 20. YÜZYILI ANLAMAK İÇİN GEREKLİ NADİR BELGELERDEN BİRİSİ’

SSCB Londra Büyükelçisi Mayski’nin 1932-1943 yılları arasındaki günlüklerinin, 20. yüzyılı anlamak için önemli belgeler olduğuna işaret eden Gorodetsky “Bu günlükleri eşsiz yapan en önemli noktalardan biri, dönemin şartları sebebiyle insanların kağıda bir not almaktan bile tedirginlik duyması. Öylesi bir dönemde bir büyükelçinin bu denli önemli noktaları kağıda dökmüş olması büyük önem taşıyor. O dönem başka bir siyasetçi veya diplomatın notlarına rastlamak mümkün değil. Mayski, genç yaşlarından beri edebiyata son derece ilgili ve şiirler kaleme almış bir diplomat. Sonunda kendisini Rus devriminin ardından Churchill ve Stalin arasında ve bir diplomatın o dönemde bulunabileceği en önemli başkentte buluyor. Bence Büyükelçi Mayski’nin günlükleri, 20. yüzyılı anlamak için en fazla önem teşkil eden belgelerden birisi. O yüzden kitabın Türkiye’de de basılması çok önemli” diyor. 


‘MAYSKİ, SIRADIŞI BİR DİPLOMATTI, EVRAK İŞİYLE UĞRAŞMAK YERİNE SHAW VE WELLS GİBİ FİGÜRLERLE İLİŞKİLER KURUYORDU’

Mayski’nin dönemi için son derece sıradışı bir diplomat olduğunu söyleyen Gorodetsky “Mayski’nin günlükleri Sovyet dış politikasının nasıl formüle edildiğinin kodlarını barındırıyor. Zira Mayski görevi boyunca yalnızca siyasetçilerle bir arada bulunmuş bir diplomat değil, kültürden edebiyata pek çok alanda önemli sanatçılarla da yakın dostluklar tesis etmiş, medyaya son derece başarılı şekilde nüfuz edebilen bir isim olmuş. Onun günlükleriyle ilgili yaptığım 15 yıllık arşiv araştırmaları, Mayski’nin döneminde eşi benzeri olmayan bir diploması yürüttüğüne işaret ediyor.  O dönemki bir diplomatın bir gazeteciyle birebir konuşması bile skandal olarak addedilirken, Mayski bu kalıpların çok ötesine geçerek, bütün ilişkilerini kişisel temasla geliştirmiş. Bu esnada dönemin Sovyet dışişleri bakanı Vyaçeslav Molotov, Mayski’yi ofisinde oturup, evrak işleriyle ilgilenmesi konusunda telkin ederken Mayski ise diplomasinin nasıl yüzlerce kanaat önderiyle birebir ilişki kurmaktan geçtiğini anlatan bir rapor hazırlamış. Ancak bu esnada Mayski, Yazar George Bernard Shaw, H. G. Wells, dönemin ünlü heykeltraşlarından Jacob Epstein ve sayısız öncü figürle birebir ve sıcak ilişkiler kurmakla uğraşıyormuş. Mayski’nin hem dönemi hem sonrasında en bilinen Sovyet figürlerden birisi olması bu sebeple hiç şaşırtıcı değil. İnce bir ipin üzerinde yürüyen bu diplomat, tarihe önemli katkılarda bulundu” dedi. 

‘İNGİLTERE-SOVYETLER ARASINDAKİ İLİŞKİDE TÜRKİYE’NİN BÜYÜK ÖNEMİ VARDI’

2. Dünya Savaşı döneminde, Mayski, sembol bir diplomat haline geldiğine işaret eden Gorodetsky “İngilizler için Mayski, Nazi Almanyası’na karşı Avrupa’da tek mücadele veren ülke olan Sovyetlerin temsilcisiydi. Mayski o dönem, Londra’da neredeyse Stalin’den bile daha fazla adı geçen bir isim haline gelmişti. Günlükler daha önce 3 cilt haline yayınlanmıştı ama 2015’te Britanya’da bu günlüklerden seçkileri tek cilt olarak yayınladık. O tek cildi, Türk okur için daha ilginç hale getirdim. Zira 2. Dünya Savaşı çalışan tarihçilerin genellikle gözden kaçırdığı, Türkiye ve Balkanlar’ın bu savaş süresince önemiydi. Stalin, Hitler’le olası bir işbirliğine de hazırlık yapıyordu. Bu olası işbirliğinde de Sovyetler açısından Türkiye’nin önemi büyüktü. Mesela, İnönü ve Churchill, Adana yakınındaki Yenice tren istasyonunda buluşmuş ve 30-31 Ocak 1943’te bir vagonda görüşmüşlerdi. Bu görüşmeler doğrudan hiçbir kayda geçmedi. Bu yüzden hiçbir Batı arşivinde yok” diye konuştu. 


‘TÜRKİYE’Yİ KORUYAN DOĞRU KARTLARI OYNAMASI DEĞİL, SOVYETLER’İN NAZİLERİ DURDURMASI OLDU’

Sovyetler Hitler’i durdurmasaydı, sıranın Türkiye’ye geleceğine işaret eden Gorodetsky “Hitler, Sovyetler’e karşı başarısız olmasa sıranın Türkiye’ye gelmesi çok muhtemeldi. Çünkü Türkiye bu savaşa doğrudan dahil olmasa da, o dönemde de olası hedefti. Peki, Türkiye’ye ne yardımcı oldu? Unutulmaması gereken bu. Çünkü Türkiye’ye yardımcı olan yalnızca ülkenin kartları doğru oynaması değil, Hitler’in Sovyetler’e yenilmesiydi. Hitler’in ilerleyişi durdurulmasaydı, Türkiye, Hitler’in düşmanı haline gelecek. Hitler, Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya erişmeye çalışacak, Lübnan, İran ve Mısır’a varıp İngiltere’yi oralarda yenecekti. Türkiye’yi, Sovyetler kurtardı” diye ekledi.  

‘CHURCHILL’İN EMPERYAL HIRSLARI BRİTANYA’YI STRATEJİK HATALARA SEVK ETTİ’

İngilizlerin 2. Dünya Savaşı’nda önemli hatalar yaptıklarına değinen Gorodetsky “Churchill, bana göre, 2. Dünya Savaşı’nı yalnızca Nazi saldırganlığını durdurma gerekliliği değil İngiltere’nin Kuzey Afrika ve Balkanlardaki tahakküm kurmasının fırsatı olarak gördüğü için yanıldı. Onun bu hırsı, İngiltere’yi stratejik hatalara sevk etti ve ikinci cephenin açılmasını en az 1 yıl geciktirdi. Eğer bu gecikme olmasaydı, savaş süreci çok farklı olabilirdi. Bu gecikmenin yarattığı en büyük sonuçlardan biri de Batılı devletler ile Sovyetler arasında güvensizlik oldu. Bugün bile onun sonuçlarını görüyoruz” dedi. 

‘2. DÜNYA SAVAŞI’NDAN DERS ALINMALI, DEVLETLER ARASI GÜVEN HAYATİ ÖNEMDE’

İkinci Dünya Savaşı’nda devlet arasındaki güvensizlik ortamının, tarihin akışını değiştirecek kadar büyük etkisi olduğuna değinen Gorodetsky “Bir tarihçi olarak, o dönemden çıkarılabilecek dersler olduğunu inanıyorum. Kültürel farklılıklar ve güvensizlikler, tarihin akışını askeri müdahalelerden çok daha büyük şekilde etkileyebiliyor. Devlet arasında güven oluşması çok önemli. Bu da sağlıklı diyalogdan geçiyor. Çünkü o dönem yaşananların pek çoğu güvensizliğin doğurduğu yanlış anlaşılmaların etkisiyle gerçekleşmiş. Batı’nın o dönem Sovyetler’e duyduğu güvensizlik, Churchill’in Sovyetleri sürekli ‘timsah’ diye nitelendirmesi ve bütün bu tutumlar, bugün değiştirilmesi gereken tutumlar. Ama bunun değişeceğine çok umutlu muyum? Tarihe bakarsak, bu zor gözüküyor. Yine de diyalog hiç bitmemeli” ifadelerini kullandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder