Moskova

Moskova

14 Ağustos 2013 Çarşamba

“İki gönül bir olunca samanlık seyran olur”, hele bir de sevdiğinizin cukkası sağlamsa!


Mütevazi Blogumuzda yer alan “Rusça (Garantili) Aşk Sözleri” başlıklı paylaşımımızın dost web siteleri http://www.turkrus.com/ , http://www.moskovalife.com/ , http://rusyam.com/  tarafından itibar bulup yayımlanmasından yüz bulup konuya biraz daha mı devam etsek, dedik.

Malum “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur”, diye bir atasözümüz var.

Sevdikleriyle hayalindeki evde yaşamak için bir değirmenin, taş ocağının, ambarın, deponun, hatta inek ahırlarının içinde kendi özel yaşam kozalarını yaratanları görünce, bu söze inanmamak elde değil!

Konuyla ilgili Rusçada da buna benzer bir atasözü var.

С ми́лым рай и в шалаше́’ [s mílım ray i fşalaşé] – ‘Sevgilinle kümes (baraka) bile cennet olur’.

Ancak günümüzde Rusların bu atasözü hayatın acı gerçeklerine uyarak biraz değişime uğradı.

Rusların gündelik konuşmalarında bu atasözünün başka türlü söylenişlerini de duymak mümkün: 

С милым рай и в шалаше, если милый атташе [s mílım ray i fşalaşé ésli mílıy ataşé] – ‘Sevgilinle kümes (baraka) bile cennet olur, (özellikle) sevgilin ataşeyse (diplomatsa)’.

Ruslar bu deyime  mizahı da katmışlar.

Doğru, evet, sevgi çok önemli, ama maddi durumu, cukkayı, prestiji de unutmamak gerekir.

Mesela, biz de “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur, hele bir de sevdiğinizin cukkası sağlamsa!” diyebiliriz.


Ne yazık ki iki gönül bir olunca samanlık seyran olmuyor her daim. 

Söylenen sözler, bir zaman geliyor, geçerliliğini kaybediyor çoğunlukla.


Varsayalım iki gönül bir.Samanlığı seyran yapmak gerekiyor. Nasıl olacak bu iş?


Asgari ücret şu kadar ytl.
Kuru fasülye: bilmem kaç ytl. Neymiş efendim: " iki gönül bir olunca, samanlık seyran” oluyormuş.

Çok şahit olmuşuzdur, " Samanlık seyran olur" deyip sevdalananları. Ama samanlık, saman alevi gibi yanıp gidiyor sonra tabi.

Of, oofff nerede bizim zamanımızdaki Ferhat’lar, Şirin’ler?!...Şimdikiler, bir bilezik için, samanlığı ateşe verirler!

Zaman geçtikçe , aşklar da çürüyor. Tıpkı domates gibi...
Güzelim aşklar, heba oluyor bazen...
Lafta kalıyor her şey...

Aşk dediğimiz şey, samanın saplarına karışıp gidiyor bir zaman sonra.Matematik ağır basıyor beraberliklere, birlikteliklere...

Acı ama gerçek, çok gördük, cebinde beş kuruşu yok, saçlar briyantinli, sokak köşelerinde kız bekleyen delikanlıları...Çok gördük, mantıksız, çarşıda, pazarda, kısmet bekleyen , permalı genç kızlarımızı...

Zengin kız- fakir erkek, fakir kız- zengin erkek...
Olur sonrası , THE END...

" Bohçanı hazırla, bu gece seni kaçıracağım Ayşe," deyip, sadece aklını kaçıranlara çok şahit olunmuştur.

" Bohçanı hazırla, bu gece seni kaçıracağım Ayşe," deyip, sadece aklını kaçıranlara çok şahit olunmuştur.

Malum, her şey “duygusal”…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder