Moskova

Moskova

26 Eylül 2011 Pazartesi

Gezilesi, görülesi Moskova!..
















M.Hakkı Yazıcı
mhyazici@yandex.ru
Kaynak : Memlekent Dergisi


Moskova, seyahat meraklılarının öncelikle görmeleri gereken dünyadaki en önemli kentlerden biri…Niye diye soracak olursanız, bunun tarihi, kültürü, güzelliği gibi pek çok sebebi var.

Bir kere dünyanın önemli metropollerinde olan her şey Moskova’da var: Parlak bir gece hayatını, lüks otelleri ve restoranları, barları ve kafeleri, büyük alışveriş merkezlerini burada bulabilirsiniz. Sağlam bir kültürel geçmişi olan Rusya’nın başkentinde diğer bütün metropollere fark atacak çokluk ve kalitede tiyatro, opera, bale eserlerini izleyebilirsiniz. Moskova’daki sayısız müzeyi hakkıyla gezebilmek içinse çok uzun ve yoğun bir seyahat programına hazır olmanız gerekir.

Bir Batılı için anlaşılması zor, bilinmezi çok olan Rusya, aynı Türkiye gibi, coğrafyası ve kültürü itibariyle, hem batılı, hem de doğulu,.. toprakları hem Avrupa’da, hem de Asya’da olan bir ülke…Avrupa’nın doğusunda, Asya’nın kuzeyinde yer alan Rusya, 14 ülkeyle sınır komşusu ve sınır uzunluğu bakımından da dünyada birinci sırada… Yüz ölçümüyse 17.075.400 km². Baltık Denizi’nden Bering Boğazı’na kadar uzanan, 11 saat dilimini kapsayan bu dünyanın coğrafi olarak en büyük ülkesi, tarihi, coğrafyası, insanı, kültürü ve sanatıyla keşfedilmeye değer çok şeye sahip.
Başkent Moskova ise Rusya’nın kalbi, beyni, her şeyi…Siyasi, tarihi, ekonomik, kültürel ve manevi merkezi. Rusya’nın en gelişmiş bölgesinde, Rusya düzlüğünün ortasında bulunan 13 milyonluk nüfusuyla çok önemli bir merkez. Tolstoy’un dediği gibi her Rus Moskova’yı kendi annesi gibi görür. Moskova’nın hikayesi bir bakıma Rusya’nın da hikayesi.

Hem içeriden, hem de dışarıdan göç alan Moskova, giderek gelişiyor, büyüyor.
Moskova halka halka büyüyen bir şehir. Moskova’nın nerdeyse sembolü haline gelen Metro haritasına baktığınızda da bunu görürsünüz. Metro da aynı bu şekilde merkezdeki bir halkanın etrafında oluşmuş.

Kremlin’in yakınındaki Balşoy Moskvaretskiy Köprüsü’nde durup Moskova Nehri’ne bir çakıl taşı attığınızda taşın suya düştüğü yerde iç içe geçmiş büyüyen halkalar oluşur. Moskova da hemen hemen aynı yerden başlayarak halka halka büyümüş, büyümeye de devam ediyor.

En içte Kremlin’in duvarlarından oluşan ilk halka var. En dışta ise 108 km.’lik Moskova Çevre Yolu, Moskova’yı çepeçevre sarar. Çevre yolunda arabayla bir noktadan hareket ederseniz, hiçbir yere sapmadan dolaşarak aynı noktaya gelirsiniz.
Kuruluşu 1147’ye dayanan Moskova, Avrupa’nın en büyük kenti. Nüfusu 2002 sayımlarına göre 10,4 milyon. Ama fiilen ülke içi öteki kentlerden ve dünyadan gelenlerle günlük nüfusun 13-13,5 milyon olduğu kabul ediliyor.

1156’da Yuriy Dolgorukiy tarafından ahşap olarak yaptırılan, sonra defalarca yangınlar ve yıkımlar yaşayan Kremlin Sarayı, Kızıl (eski Rusçadaki anlamıyla Güzel) Meydan, Tverskaya ve Arbat caddeleri, Puşkin ve Tretyakov müzeleri, Lermantov ve Şalyapin evleri, tiyatroları, sinemaları, parkları, nehri, kilise ve camileri, alışveriş merkezleri, eğlence hayatı ve 1931’den bugüne gelişerek 150 civarındaki istasyonuyla başkent ulaşımını kısmen rahatlatan dev Moskova Metrosu ile görülmeye değer eşsiz bir dünya kenti Moskova.

Hep iyi taraflarından bahsetmek mümkün değil; bilmeden seyahat edecekleri uyarmak gerekiyor. Ne yazık ki Moskova pahalı bir metropol. Rusya başkenti, 2006 yılında Marcer Human Consulting adlı araştırma merkezinin Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika ve Avusturalya’yı kapsıyan dünyanın 144 gelişmiş şehrinde yaptığı araştırma sonucunda Moskova tüm Avrupa, Amarika ve diğer ülkelerin metropollerini geride bırakarak dünyanın en pahalı şehri ünvanına sahip oldu.

Rusya’da yaşadığınızı bilen eşiniz, dostunuz hazır siz oradayken bir fırsatını bulup gelip gezmeyi isterler. Tabii sizden de rehberlik etmenizi…

Daha dostunuz gelmeden düşünmeye başlarsınız nereleri göstermeli diye.

Bana soranlara, “Aman sakın kışın gelmeyin, o malum korkunç soğuğu nedeniyle sadece Kremlin’i, Kızıl Meydan’ı, Arbat’ı ve birkaç müzeyi görüp, Metro’da kısa bir seyahat yapıp gidersiniz,” diyorum. Öyle ya Moskova sadece buraları değil ki!

Ancak şu da bir gerçek ki Moskova’nın fotoğraflardaki, resimlerdeki bilinen imajı karlar altındaki Kremlin’dir. O soğuğu, ayazı yiyen birisi olarak bence o panoramanın sadece resimlerde olanı güzel. Sıkı giyinilip, hızlı ve programlı yapılanınaysa kesinlikle itirazım yok.

Galiba en iyisi vakti olanlar için kışın birkaç günlüğüne Moskova’ya gelip yukarıda bahsettiğim hızlı, kısa turu yapmak; işin aslını ve uzun olanını ise güzel yaz aylarına bırakmak; Moskova’daki nehir turlarına katılmak, güzelim parklarını, bahçelerini gezmek, fıskiyelerinde ıslanmak, havuzlarına ayaklarınızı sallandırmak ve hatta çevre şehirlere yapılan günlük turlara katılmak. Haaa unutmadan söyleyeyim, Moskova’da “çimenlere basmak yasak” değil!

Peki nereleridir Moskova’nın en gezilesi, görülesi yerleri?

Şöyle bir sıralama yaparsak uzun bir liste oluşur:
Kızıl Meydan, Kremlin,Katedral Meydanı, Büyük Kremlin Sarayı, Çar Topu, Çar Çanı, Aziz Vasili (Blajenni) Katedrali, Lenin’in Mozolesi, Bolşoy Tiyatrosu, Kurtarıcı ısa Kilisesi, Novodeviçi Manastırı, Tarih Müzesi, Puşkin Müzesi, Tretyakov Galerisi, Moskova’nın yüksek binaları, ışçi adam ve Köylü Kadın, Ostankino Televizyon Kulesi, Moskova Metrosu, Lujniki, Arbat, Kuskovo, Kolomenskoye, Botanik Bahçesi, İzmailov Parkı, Heykel Parkı, Moskova Metrosu,v.s..

Moskova’nın ve hatta Rusya’nın simgesi Kızıl Meydan ve Kremlin’in şöylece bir gezilmesi için çok fazla zamana gerek yok; yarım gün yeterli. Kısa süreli bir iş gezisinden artan bir zaman içinde buraları alelacele gezilip, bir de arka fonuna Kremlin alınan bir hatıra fotoğrafı çektirilirse eşe dosta ben Moskova’yı da gördüm denilebilir.

Yukarıda saydığım yerlerden Sadovaya yani Bahçe Yolu içindeki yerleri görmek içinse en azından birkaç günlük bir zaman gerekli.

Daha uzun süreli kalışlar ve burada yerleşikler için kuşkusuz başka bir gezip, görme programı gerekli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder