Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Avrupa Komisyonu 2019 yılı için Oslo’yu “Avrupa'nın yeşil
başkenti ödülüyle” şereflendirmiş. Oslo’nun bunu hak edecek birçok özelliği
var. Şehrin coğrafi avantajları söz konusu. Ormanlar ve göllerle çevrili. Ama
böyle diye hiçbir şey yapmıyor değiller. En önemli konu toplu taşımaya ağırlık
verilmesi ve araçların değil insanların önceliklendirilmesi. Şehirde 2018
yılının ilk altı ayında satılan araçların yüzde 60’ı elektrikliymiş. 2050
itibariyle karbon nötr şehir olması hedefleniyormuş.
Son yıllarda önemli gelişmeler kaydeden şehirlerden biri de
Moskova. Fakat buna değinmeden önce geçenlerde duyduğum ve şaka mı gerçek mi
olduğunu halen anlamadığım bir şeyi aktarmak istiyorum.
Rivayet odur ki zamanın bir vaktinde bizim çok yetenekli
eski belediye başkanlarından biri Moskova'ya gelir ve trafik sıkışıklığını
hemen fark eder. Hatta “buranın trafik sorununu ancak ben çözerim” der.
Dediklerine göre kafasındaki proje Ankara modeliymiş. Yani her yere alt geçit
yapılması ve kaldırımların daraltılması. Özellikle alt geçitlerin hızla
yapılabileceğini, hatta adlarına yapılma süresine göre 60 gün, 70 gün
isimlerinin verilebileceğini, yağmurda oluşan göllerin ise daha sonraki yatırım
faaliyetlerine imkan sağladığını ve bu aşamada önemli olmadığını düşündü
herhalde. Şaka mı gerçek mi anlamadım ama en azından Ankaralıların hayatında
gerçek oldu bu. Kaldırımları yok edilen Atatürk Bulvarını unutmak mümkün değil.
Konuya dönersek, önemli coğrafi avantajları olan
şehirlerden biri de Moskova. Şehrin içinde 110 kilometre dolaşan bir nehir,
etrafında ormanlar ve çok sayıda büyükçe park söz konusu. Diğer taraftan,
Moskova merkezinde 10 şeritli, 12 şeritli yollar vardır. Aynı zamanda çok geniş
kaldırımlar söz konusudur. Avrupa’nın en çok yolcu taşıyan metrosu bulunsa da
trafik sıkışıklığı da yaşanmaktadır. Hava kirliliği açısından ise iyi bir
noktada olduğu söylenemez. Tabi bunun en önemli sebebi araçlar.
2013'te Moskova'ya ilk defa gittiğimde genelde ana
kaldırımların asfalt ile kaplı olduğunu bunun da pek bir sorun yaratmadığını
görmüştüm. Fakat son birkaç yıldır Moskova'da inanılmaz bir şehir geliştirme
faaliyeti var. Geniş kaldırımlar asfalt yerine parke taşı ile kaplanıyor ve
uygun bölümlere ağaçlar, çalılıklar dikiliyor. Banklar yerleştiriliyor,
çocuklar için alanlar yapılıyor. Fakat ilginç olan bu denli trafik sorununa
rağmen kaldırımların yola doğru genişliyor olması. Ayrıca Moskova’da her an bir
ara sokağın trafiğe kapatıldığını görmek de mümkün oluyor.
Geçenlerde Moskova Belediyesinin sayfasını inceledim ve
ilginç bilgilerle karşılaştım. Verilen malumata göre Moskova’da 2011-2018
arasında 71 yeni metro istasyonu inşa edilmiş. 2013 yılından itibaren 90 bin
ağaç, 1,9 milyon çalı dikilmiş. 259 yeni park yapılmış. Ayrıca küçük ve orta
ölçekli işletmelerin faaliyet göstermesi amacıyla 33 teknoloji parkı kurulmuş.
Yoğun inşaat faaliyetlerine şehir merkezinde izin verilmemesi hedeflenmiş ve 21
milyon metrekare inşaata uygun alan iptal edilmiş. 2010-2017 arasında
ambulansların kaza alanına ulaşma hızı ortalama 2 kat artarak 7,6 dakika olmuş.
Güzel gelişmeler ama asıl izlenmesi gereken hava kirliliği seviyesinde
yaşanacak iyileşmeler olmalı.
Neticede önemli olan insanı önceliklendirmek. Ankara’da bir
zamanlar yapıldığı gibi kaldırımları daraltarak şehrin dokusunu bozma uğruna
sağa sola alt geçit, üst geçit inşa ederek çözüm bulmak mümkün değil. Her
bulduğumuz boşluğa rant var diye beton dikmek değil de yeni alanlar açmak
gerekiyor. Ayrıca, toplu taşıma esas olmalı. Gerekirse belli bölgelerde
binaları kamulaştırarak otoparklar ve parklar yapmak gerekiyor. Kaldırımlardaki
araçları engellemek gerekiyor. Oslo gibi, Moskova gibi şehirlerde yapılanları
örnek almak yarar sağlayacaktır. Her halükarda ortak aklı kullanmak ve
uzmanlara kulak vermekte fayda var. Geçenlerde Sayın Mansur Yavaş’ın Moskova
ziyareti ve yapılacak işbirliği Ankara için olumlu olacak kanımca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder