Moskova

Moskova

7 Temmuz 2019 Pazar

ÇARİÇE II. KATERİNA / Büyük Katerina


İlber Ortaylı

28 Haziran 1762’de Rusya Sarayı’nda bir darbe oldu; bu darbe, ülke tarihindeki örneklerinin ne ilki ne de sonuncusudur. 
Sonucunda III. Petro tahttan indirildi. Zayıf karakterli ve zayıf zekâlıydı. Holstein-Gottorp büyük dukasına gelin giden Büyük Petro’nun kızı Anna’nın oğluydu. Anneden Romanovluğu geçiyordu ama babanın soyu itibarıyla Holstein dukasıydı. Orada büyümüştü, bir Alman hükümdarı gibiydi.
Teyzesi İmparatoriçe Yelizaveta -ki büyük Petro’nun kızı ve gerçek Romanovların son temsilcisidir- tahtı ona terk etmek niyetindeydi. Bunun için de Rusya hanedanının vazgeçilmez alışkanlığına müracaat etti; bir Alman gelin yani küçük Anhalt-Zerbst dukalığının prenseslerinden Sophie Augusta’yı Rusya’ya gelin getirdi. Prenses Sophie Ortodoks oldu ve Katerina adını aldı. Gelin Rusya’ya geliyordu ama damadın Ruslukla fazla alakası yoktu. Ortada karı-koca iki Alman genç hükümdar adayı vardı, birbirlerinden de pek hoşlanmamışlardı.
Genç kadın Alman ortamında yetişmişti, Fransızcası fevkaladeydi, Fransız aydınlanmasının filozoflarını ve ediplerini yutmuştu. Tarihçi ve jeneologların pek dikkate almayacağı bir dedikodu da vardı; Katerina’nın babasının AnhaltZerbst prensi değil de Prusya kralı Büyük Frederick olduğu söyleniyordu. Geleceğin ünlü imparatoriçesini daha ziyade Büyük Frederick’e layık görmekten ve mezkûr hükümdarın Katerina’nın validesiyle olan yakın arkadaşlığından ileri gelen bir yakıştırmadır bu. Nitekim genç prensesin, kocası III. Petro ile olan soğukluğundan dolayı oğlu I. Pavel’i yani geleceğin çarını da saraydaki Rus soylulardan birine mal ettiler. Oysa Pavel, Çar III. Petro’ya çok benziyor ve şurası açıktır ki II. Katerina’dan itibaren Rusların hanedanı artık Romanov değildir; Holstein-Gottorp, Anhalt-Zerbst vs.’dir.

Sanat Gelişti, Sanayi Çöktü
Çariçe, Voltaire’in kitaplığını satın aldı, bunun için bütün varislerine müthiş paralar ödeyip hediyeler verdi; Voltaire ve aydınlanmanın düşünürleriyle devamlı yazışması vardı. Montesquieu baş tacıydı, çünkü “Kanunların Ruhu Üzerine” adlı eserinde Rusya’nın otokratik yönetimine yapısal olarak cevaz veriyordu.
Çariçenin fikirleri, okudukları ve Avrupa’daki dostları aydınlanmanın öncüleriydi ama Rusya’da aydın bir monark olamadı, feodalite güçlense, aristokrasi altın asrını yaşasa da köylüler ezildi ve ayaklandı. Darbeyle devirip öldürdüğü kocası III. Petro olduğunu iddia eden Emilian Pugaçov adlı bir köylü ayaklanmayı başlattığında Volga boyunun bütün köylü kitleleri ona katıldı. Suvorov gibi üstün yetenekli bir general köylü katliamına girişerek isyanı zor bastırdı.
Bu ünlü ayaklanmanın tarihi Puşkin’in “Yüzbaşının Kızı” adlı romanından ve “Pugoçov İsyanının Tarihi” adlı kitabında izlenebilir.
Katerina’nın zamanında Rusya, bugünkü Fransa’ya eşit bir toprak kazandı. Kudretli Polonya Cumhuriyeti onun 34 yıllık saltanatında üç kere taksim edildi ve ortadan kalktı. Kırım Hanlığı’nı tarihe karıştırdı ve Gürcistan’ın işini bitirdi.
Ünlü Ermitaj Müzesi’ni çarların kışlık sarayının içinde o kurdu ki burası günümüzün en zengin Avrupa sanat tarihî müzesidir. Rusya’nın opera ve resim sanatının gelişmesi için olağanüstü gayret gösterdi. Ama Rus sanayisi, zirai hayatı ve ulaşımı için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Hatta eğitim hayatı dahi Büyük Petro ve Yelizaveta devrindeki gelişmelerle mukayese edilemez.

Osmanlı Reformlarını Hızlandırdı
Katerina, Voltaire’e tapardı ama Batıcı ve liberal Rus Radişçev gibilerin hayatını kararttı. Radişçev’in bütün yaptığı “Petersburg’dan Moskova’ya Yolculuk” başlıklı kitabında Rus taşrasındaki gerçek hayatı betimlemeye çalışmaktı. Çariçeye büyük unvanını verenlerin yanı sıra, Karl Marx gibi bazı düşünürler de vardı ki onu eleştiri oklarına maruz bırakıyorlardı. Bunda şüphesiz Katerina’nın yaşadığı aşklar da etkiliydi. Üstelik bu aşklar Rus hazinesine de pahalıya mal olmuştu.
II. Katerina, Osmanlı İmparatorluğu’na da oldukça zarar verdi (Büyük Petro’nun karısı ve halefi I. Katerina ile karıştırılmamalıdır). 1774 Kaynarca Antlaşması’yla Kırım önce elden çıktı, dokuz sene sonra da ilhak edildi. Avusturyalılar her zaman Rusya’nın yanındaydı. 1791 Yaş Antlaşması’yla Rusya Savaşı sona erdi, Fransız İhtilali’nin rüzgarları Avusturya gibi Rusya’yı da korkutmuştu. Kırım Hanlığı’nın ilhakı tanındı, Tuna prensliklerindeki arazi tahsisiyle savaş bitti.
II. Katerina’nın 34 yıllık uzun bir saltanatı oldu, 1796 yılında öldüğünde taht kendisinden nefret eden oğlu I. Pavel’e kaldı. O da babasının kaderini yaşadı, sevilmeyen bir hükümdar oldu ve bir saray darbesiyle tahtını ve hayatını kaybetti. II.
Katerina’nın ismi hükmettiği çağın gerçekleri ötesinde, I. Aleksandr devrinde abartılan bir tarih yazımıyla büyük olarak göründü. III. Mustafa, I. Abdülhamid ve III. Selim olmak üzere üç Osmanlı hükümdarı Katerina devrindeki Rusya’nın yarattığı sorunlarla uğraştılar; muhtemelen III. Selim ve II. Mahmud devri reformlarını hızlandıran en önemli unsur II. Katerina Rusyası’ydı.

İlber Ortaylı, Defterimden Portreler, Timaş Yayınları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder