20. yüzyılın en önemli eserlerinden biri olan Siyah
Kare'nin yaratıcısı Kazimir Maleviç hakkında bilmeniz gerekenler var.
1-
Şeker pancarı köyü
Polonya kökenli, Severyn ve Ludvika Maleviç'in ilk oğlu
olan Kazimir Maleviç, 1879 yılında Kiev'de dünyaya geldi. Evde genelde Lehçe
konuşuluyordu. Babası bir şeker fabrikasında usta başıydı. Çocukluğu boyunca
Ukrayna'nın şeker pancarı yetişen pek çok farklı köyünde yaşadılar.
2- Kök
boya ve ikonalar
Kazimir'in sanata ilgisi vardı ama kültür merkezlerinden
uzak yaşantısı nedeniyle on iki yaşına kadar sanat adına gördüğü tek şey
köylülerin bitki köklerinden ürettikleri boyalarla süsledikleri eşyaları ve duvarlarıydı.
Hayatının bu dönemi onu o kadar etkiledi ki, 1910 yılından sonra bir süre Rus
köylüleri ve emekçileri resmetmesine neden olur.
3-
Demiryolu ressamı
1889’da ailesiyle taşındığı Parkhomovka’da iki yıllık bir
ziraat okuluna gitti. İlk resim eğitimi 1893’te yine bu kentte, Nikolay
Pimonenko’nun sınıfına katılmasıyla gerçekleşti. Moskova'da sanat eğitimi almak
için, demiryollarında teknik ressam olarak çalışmaya başladı. 1902 yılında
babası hayatını kaybettikten sonra Moskova’ya gitti. 1905, 1906 ve 1907
yıllarında, üç defa Moskova Sanat Okulu’nun giriş sınavlarına girdi, ama
başarısız oldu.
4- Aşk
Üç kez evlenen sanatçı ilk evliliğini 1901 yılında
Polonyalı Kazimira İvanovna Zgletis ile yapmıştır. 1909 yılında ilk eşinden
ayrılan Maleviç, bir psikiyatrın kızı olan Sofia Mihailovno Rafaloviç ile
ikinci evliliğini yapar. 1920 yılında Sofia'yla olan evliliğinden kızı Una
dünyaya gelir ama 1925'te Sofia hayatını kaybeder. 1927'de Leningrad’da Sanat
Tarihi Enstitüsü’ne atanan Maleviç, orada Natalia Andreyevna Manchenko ile
üçüncü evliliğini yapar.
5-
Dördüncü Boyut ve Einstein
1900'lerin başında astronomi, geometri, matematik gibi
bilimlerin mistik yönüne artan merak Rusya’yı da etkisi altına alır.
Maeterlinck, Baudelaire, René Ghil gibi yazarların sembolist edebiyatının çok
rağbet görmesinin yanında Newton’un Dördüncü Boyut ve Yeni Bir Düşünce Çağı
kitapları Rusçaya çevirilir. Maleviç'te bu egemen sembolist etkiden payını
alır. Süprematizmin temellerini atarken, sanat kuramının en büyük desteğini bu
dördüncü boyut kuramından ve Einstein'ın evrenin eğriliği ilkesinden yararlanır
.
6-
Cezanne, Matisse, Monet ve Gauguin
Maleviç’in 1908-1911 yılları arasında yaptığı Yıkananlar
konulu resimleri, Matisse’in Dans adlı çalışması ve gene aynı zamanlarda
yaptığı otoportresi Madame Matisse'i anımsatmaktadır. Maleviç'in erken
dönemlerine ait olan Hamamdaki Ayak Bakımcısı resmi, Cézanne’ın ünlü Kağıt
Oynayanlar tablosuyla büyük benzerlikler taşımaktadır. Monet'in onun üzerinde
bıraktığı etkiyi 1919 yılında kaleme aldığı metni Sanatta Yeni Sistemler
Üzerine: Statik ve Hız’da söz eder. Maleviç'e göre Monet, Rouen Katedrali
resmini gördüğünü değil algıladığını resmetmiştir. Gauguin'in primitif insan
figürlerinin etkisiyse, Rus köylülerini resmettiği dönemde şematik yüz
uzuvları, badem gözler, ayrıntısız, stilize biçimlerle görülmektedir
7-
Edebiyat
Maleviç, 1912 yılında yayınlanan Rus fütürizminin ilk
manifestosu için resimler ve taş baskılar yapar. Haziran 1913 tarihli Patlama
(Vzorval), Ağustos 1913 tarihli Domuzcuklar (Porosyata), Eylül 1913 tarihli Üç
(Troe) ve Ekim 1913 tarihli Olduğu Gibi Sözcük (Slovo kak takovoe) kitaplarında
Maleviç'in bir çok çizimi vardır. Maleviç 1914’de, Rusya’nın I. Dünya savaşına
katıldığı açıklandıktan sonra, metinleri Mayakovski tarafından hazırlanmış
geleneksel Rus kitap süsleme sanatı tarzında propaganda kitapçıkları
resimlemiştir. 1922 yılında Süprematizm, Nesnesiz Dünya ve Sonsuz Huzur
elyazmasını ve Tanrı Devrilmedi: Sanat, Kilise, Fabrika kitaplarını yayınlayan
Maleviç, özellikle din ve Tanrı konularında takındığı tutum yüzünden sanat ve
siyaset çevrelerin tepkisini çekmiştir.
8-
Mihail Matyuşin
1912 yılındaki Gençlik Birliği Sergisiyle fütüristik
çevreye giren Maleviç, kemancı, kompozitör ve ressam Mihail Matyuşin’le
tanışır. Bu dostluk, Matyuşin'in 1934'te ölümüne dek sürer. Ortaklaşa bir çok
proje yaparlar. Maleviç, fütüristik resimler yaptığı dönemde arkadaşlarının
portresini yaparken, yakın arkadaşı Matyuşin'in de fütüristik bir portresini
yapar.
9- Güneşe
Karşı Zafer operası
1913 yılında Maleviç’in sahne dekorunu ve kostümlerini
tasarladığı Güneşe Karşı Zafer operası, müzikleri Matyuşin tarafından
bestelenen, prelüdünü Hlebnikov’un ve sözlerini Kruchenıyh’in yazdığı ilk
fütürist operadır. Maleviç’in kübo-fütürizmden süprematizme geçişinin dönüm
noktasını oluşturmaktadır. Opera, teknolojinin doğa üzerindeki zaferini
anlatır. Siyah Kare ilk defa bu opera için tasarladığı sahnede yer almaktadır.
Ayrıca 1918 yılında, ressam Vladimir Mayakovski'nın oyunu Gizemli Güldürü'nün
de dekorunu yapmıştır. Maleviç’in çocukluk yıllarında edindiği bir diğer merak
olan ve annesinden öğrendiği nakış ve iğne işinin UNOVİS’in idareciliği
sırasında yaptığı kumaş tasarımı, bezeme ve işlemelerle süslenmiş kimi
eşyaların üretiminde büyük payı vardır.
10-
Mona Lisa ve Kiralık Daire
Maleviç’in 1914 tarihli Mona Lisa’lı Kompozisyon:
Moskova’da Kısmi Güneş Tutulması adlı süprematist kolaj düzenlemesinde,
merkezin sol alt tarafında Mona Lisa’nın iki kırmızı çarpı işareti yapılmış
olan gazeteden kesilmiş bir resmi dahil edilmiştir. Eserin, sol üst tarafında
Kiril harfleri ile yazılmış olan adı Kısmi Tutulma, bize Rönesans sanatının ve
onun en bilinen simgesi olan Mona Lisa’nın mı bu tutulmaya sebebiyet verdiğini
düşündürür. Maleviç’in kupürün üzerine yapıştırdığı etikette ‘kiralık daire’ yazmaktadır.
11-
Devlet Destekli Manastır
1919 Chagall tarafından yönetilen ve Vitebsk’de bulunan
sanat okuluna eğitim vermesi için Rektör Vera Ermolayeva ve El Lissitzky
tarafından davet edilir. Ancak burda görevi çok sürmemiş, 1924’de Devlet
Sanatsal Kültür Müzesi’nin yönetimine geçmiş ve bu kurumu Devlet Sanatsal
Kültür Enstitüsü’ne çevirip Enstitü’deki beş ana daldan biri olan Biçimsel ve
Kuramsal kısmının başına geçmiştir. Fakat uzun süredir eleştirilerin hedefi
olan Maleviç için genç eleştirmen Girigory Seryi’nin, Leningrad Pravda
gazetesinde yazdığı yazısında enstitüyü “devlet destekli manastır” olarak
nitelemesi olayların büyümesine ve Maleviç'in 1926 yılında kurumdan
uzaklaştırılıp, Enstitü'nün de kapatılmasıyla son bulmuştur. Maleviç,
sonrasında Kiev’e sürgün edilmiş, oradaki Sanat Enstitüsü’nde ders vermeye
başlamıştır.
12-
Arkadaşlarım Beni Bolşevik Diye Çağırır
1917 Rus Devrimi'nin ardından, devrim coşkusuna kendini
kaptıran Maleviç, 1918-23 yılları arasında resim yapmaktan çok politik
hareketlere katılır. Moskova Ressamlar Sendikası’nın Sol Kanat Federasyonuna
katılır ve Rusya’da sanat eğitiminin yenileştirilmesi için kapsamlı bir tasarı
hazırlar. Ekim Devrimi’nin ardından Askeri-Devrimci Komite tarafından, Anıtları
ve Antik Eserleri Koruma Kurumu’nun başına getirilir. 1930 yılında ‘yabancı’
batıya yakın olmakla ve toplumun burjuva sınıfına özgü bir özellik olarak kabul
edilen biçimcilikle suçlanarak Birleşik Devlet Siyasi Temsilciliği tarafından
on beş günlüğüne gözaltına alınır ve sorguya çekilir. Savunmasında, batıdaki
arkadaşlarının onu Bolşevik olarak çağırdığını, işçi ailesinden geldiğini,
kazandığı şöhretin çabayla elde edildiğini ve amacının devrime hizmet etmek
olduğunu söyler.
13-
Siyah Kare Bize Ne Anlatmaya Çalışıyor?
1915’te Petrograd’da düzenlenen Son Fütürist Sergi 0.10’da
ilk kez görücüye çıkan Siyah Kare resmi, sergiyi gezenlerde büyük tepkilere
neden olmuştu. Büyük bir çoğunluk birbirine, sanatçı seyirciyle alay mı ediyor
acaba diye soruyordu. Bu resmin resim olup olmadığı bile tartışılıyordu.
Maleviç'e göre Siyah Kare bir şeyin değil, hiçbir şeyin resmiydi ve o buna
"sıfır-biçim" adını vermişti. Yaratıcısı olduğu “Süprematizm” sanat
akımı, Latince “suprema” sözcüğünden türetilen en üst, en yukarı anlamındaydı.
1916’da Matyuşin’e yazdığı bir mektupta Süprematizm'in yeni bir din bilincini
işaret ettiğini ve bir öğretiyi ortaya koyduğunu dile getirir. Belki bu yüzden
sergilendiği galerinin düz duvarlarına değil, iki duvarin birleştiği köşeye,
tavana bitişik şekilde asılmıştı. Bu köşe, Rus evlerinde en değerli ikonaların
asıldığı yerdi. İkonaların bir dini, bir tanrısallığı ve imanı temsil etmesi
gibi, Siyah Kare de yeni bir sanat dilini, dahası dünya görüşünü, hatta deyim
yerindeyse kozmik bir görüşü, bir varoluş biçimini temsil ediyordu.
14-
Süprematist Çaydanlık
1923 yılında UNOVİS’te çalışırken, Petrograd Lomonosov
Porselen Fabrikası’nın işbirliği ile porselen tasarımları yapmaya başladı.
Ancak bu dönemde yapılan üretimlerden günümüze sadece porselen fincanlar
kalmıştır.
15-
Yeryüzünün Geçici Konutları
Maleviç'in Süprematist Manifesto’sunda, insanoğlunun yeni
konutlarının uzayda yer alacağı öngörüsünden bulunmuştu. Bu yüzden gelecekte de
yaşanılır bir ortam olabilmesi için “yeryüzündeki geçici konutların uçağa
uyarlanması” gerektiğini savunuyordu ve bu devrimci mimarlık anlayışına
katılacak mimarlara çağrıda bulunuyordu. Vitebsk’de mimari eğitimi almış olan
El Lissitzky, İlya Çaşnik ve Nikolai Suetin bu çağrıya cevap verdiler. 1925
yılında Süprematist temellerine dayanan Arkitekton adını verdikleri, üç boyutlu
mimari maket denemeleri yaptılar. Bu örneklerden birçoğu günümüze kadar
gelemedi ama Pompidou Modern Sanat Müzesi’nde 1980’li yıllarda oluşturulan bir
ekiple mevcut fotoğraflardan yola çıkarak, eksik parçaların yeniden yapılması
yoluyla maketleri tekrar yapıldı.
16-
Buzdağının Görünmeyen Kısmı
1909 yılında maddi sıkıntılar çeken Maleviç, aldığı iş
teklifi üzerine, arkadaşının kışlık montunu ödünç alarak Kuzey Kutbu'na,
Rusya'nın ilerde ikonik olacak parfüm şişesini yaratmak için yola çıkar.
Yaptığı çizimleri Brocard & Co kozmetik firmasının sahibi Alexander Brocard
gösterir. Maleviç'in buzdağının üstünde kutup ayısı bulunan şişe tasarımı Kuzey
anlamına gelen ''Severny'' isimli parfüme dönüşür.
17-
Pantokrator İsa
Maleviç'in son resmi ölmeden iki yıl önce yaptığı
otoportresidir. Bu portre detaylarından ziyade fikrinde süprematisttir. Maleviç
burada kendini, dönemin kıyafetleri içerisinde, evrenin hakimi Pantokrator İsa
ikonalarından tanıdığımız bir biçimde elini açmış ve yukarı kaldırmış olarak
gösterir. Süprematizmin temel renkleri kırmızı ve siyah giyside baskındır.
18-
Vasiyeti
Maleviç 1931’de Ivan Klyun’a yazdığı bir mektupta, ölümü
halinde mezarının üzerine Jüpiter’e bakmak için bir teleskobun konmasını
istemişti. 1933 yılında kanser teşhisi konulmasından üç yıl sonra hayatını
kaybeder. Öldüğünde yatağının başında Siyah Kare resmi asılıydı. Süprematist
motifli bir tabuta kondu, yakıldıktan sonra külleri bir kap içine konularak
istediği yere gömüldü. Mezarının üstüne teleskop konmadı ama arkadaşı ve
öğrencisi Nikolay Sütin ortasına siyah bir kare yerleştirilmiş olan küp şeklinde
mezar taşını tasarladı.İkinci dünya savaşı sırasında yok olan bu mezar yıllar
sonra 1988’de temsili bir şekilde yenilendi.
19 -
Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği
Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği ve Köylü Bir
Kadının İki Boyutta Resimsel Gerçekliği soyut eserlerinin isimleride tartışma
konusu olmuştu. Maleviç ''Bazı resimlerime verdiğim isimler, bu biçimlerin
aranması anlamına gelmiyor'' açıklamasını yaparak bu tartışmalara bir son
verdi.
20 -
Süpermatist Kompozisyon
Dünyanın en pahalı tabloları arasında yer alan Süpermatist
Kompozisyon resmi, 2008 yılında Sotheby'de düzenlenen müzayedede 65.8 milyon
dolara satıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder