Vikipedi,
özgür ansiklopedi
Kazimir Severinoviç Maleviç ( Казимир Северинович
Малевич ), (23 Şubat, 1879 – 15 Mayıs, 1935), geometrik
soyut sanatın öncülerinden ve avangart süprematist hareketinin
yaratıcısı olan ressam ve sanat teorisyeni.
Kazimir Maleviç, Kiev'in yakınlarındaki Kiev
Valiliği'nde dünyaya geldi.
Ebeveynleri Severyn ve Ludvika Maleviç Polonya kökenliydiler
ve ressam Roma Katolik Kilisesi'nde vaftiz edildi. Babası bir şeker
fabrikasında yöneticiydi. Kazimir, ailenin on dört çocuğunun birincisiydi. Bu
on dört çocuktan dokuz tanesine yetişkinliklerini görebildiler.
Çocukluğu boyunca Ukrayna'nın şeker pancarı yetişen
pek çok farklı köyünde yaşadılar. Maleviç bu yüzden kültür merkezlerinden
uzaktı. Sanat tutkusu onu çocukluğunda sarmış olmasına rağmen on iki yaşına
kadar profesyonel ressamlar hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
Köylülerin yaptığı el işlerinden, süslü duvar ve
fırınlardan çok hoşlanan ressam kendisi de köylerde gördüğü stilde resimler
çiziyordu. 1895-1896 yılları arasında ise Kiev'de çizim eğitimi aldı.
1904'te babasının ölümünün ardından Moskova'ya
taşındı. Orada Moskova Resim, Heykel ve Mimarlık Okulu'na 1904'ten 1910 yılına
kadar devam etti ve Fedor Rerberg'in atölyesinde çalıştı. 1911
yılında Soyuz Molodyozhi'nin (Gençler Topluluğu) ikinci sergisine Vladimir
Tatlin'le birlikte katıldı. 1912'de ise aynı grubun üçüncü sergisinde yer aldı.
Aynı sene içerisinde Eşeğin Kuyruğu koleksiyonunun Moskova'daki bir
sergisinde yer aldı. O günlerdeki çalışmaları Rus halk sanatlarıyla
ilgilenen avangart ressamlar Natalia Gonçarova ve Mikhail
Larionov'un eserlerinin etkilerini taşıyordu. 1913 Mart'ında Moskova'da Aristarkh
Lentulov'un sergisi açıldı. Bu sergi Paul Cezanne'nın 1907 yılında Paris'te
oluşturduğu etkinin bir benzerini Maleviç'in de dahil olduğu Rus avangart
sanatçılarında gösterdi. Maleviç de diğer ressamlar gibi kübist kurallarını
öğrenerek onları çalışmalarında kullanmaya başladı. Aynı yıl, ressamın sahne
tasarımını yaptığı kübofüturist opera Güneşe Karşı Zafer büyük bir
başarı kazandı. 1914 yılında Maleviç'in eserleri Paris'teki Bağımsızlar
Salonu'nda Alexander Archipenko, Sonia Delaunay, Aleksandra
Ekster Vadim Meller ve pek çok diğer ressamın eserleriyle birlikte
sergilendi.
Kariyerinde çok rahat bir şekilde ilerlerken ve sanattaki
bütün modaları takip ederken 1915 yılına gelindiğinde Maleviç'in aklına Süprematizm
fikrinin nasıl geldiği yirminci yüzyıl sanatının büyük gizemlerinden biri
olarak kaldı. Sanatçı tüm hayatı boyunca çalışmalarını imzalarken eseri
yarattığı tarihten daha erken bir tarih yazması onun sanat yaşamı kronolojisini
daha da karıştırmaktadır. Eserlerinden bu dönüşümün tam zamanı belirlenemese de
1915 yılında Kübizmden Süprematizme manifestosunu yayınladığı
kesindir. 1915-1916 yıllarında diğer süprematist ressamlarla birlikte Skoptsi
ve Verbovka'nın köylerinde çalıştılar. 1916-1917 yıllarında ise Karo
Valesi isimli sanatçı grubuyla birlikte sergiler açtı. Süprematist
işlerinin en bilinenleri Siyah Kare (1915/1913) ve Beyaz Üstüne
Beyaz'dır. (1918)
1918 yılında, ressam Vladimir Mayakovski'nın
oyunu Gizemli Güldürü'nün dekorunu yaptı.
Ekim Devrimi'nin ardından ressam, halkın eğitimi için
oluşturulan Narkompros komisyonunun sanat bölümünün bir üyesi oldu.
Maleviç'in görevi müzelerin ve anıtların korunmasıydı (1918-1919). 1919 - 1922
yılları arasında o dönemde Sovyetler Birliği bugün Beyaz Rusya sınırları
içinde yer alan Vitebsk'teki sanat okulunda, 1922 - 1927'de Leningrad Sanat
Akademisi'nde, 1927-1929 arasında Kiev Sanat Enstitüsü'nde, 1930'da ise
Leningrad Sanat Evi'nde öğretmenlik yaptı. Süprematist teorilerini Nesnesiz
Dünya isimli kitabında anlattı.
1927'de Varşova, Berlin ve Münih'i
ziyaret etmesi uluslararası arenada ün kazanmasına sebep oldu. Sovyetler
Birliği'ne dönerken birçok eserini bu şehirlerde bıraktı.
Maleviç, Lenin'in
ölümü ve Trotsky'nin gücünü kaybetmesinin ardından Sovyet otoritelerinin
modern sanat hareketine karşı davranışlarının değişeceğini tahmin etti ve bu
tahmininde haklı çıktı. Stalin rejimi soyut sanatın burjuvazinin sanatı
olduğunu ve sosyal gerçeklikle bir ilişkisi olmadığını açıkladı. Bu açıklamanın
ardından ressamın pek çok eserine el konuldu ve sanatçının soyut sanatla
ilgilenmesi yasaklandı.
Maleviç'in çalışmaları Rusya'da çok uzun süre
sergilenemedi. Rus resim severlere ressamın yıllar sonra tekrar tanıtılması
gerekti ve ressamın kuramsal çalışmalarını anlatan ve yazılarını içeren bir kitap
yayınlandı. Ukraynalı sanatseverlerin araştırmaları sonucunda kesin doğum
tarihi kısa bir süre önce belirlenebildi. Profesör D. Gorbaçov'un yazdığı
2006'da yayınlanan Maleviç ve Ukrayna isimli kitapta yeni birçok
biyografik detay bulunmaktadır.
Maleviç 15 Mayıs 1935'te Leningrad'da kanserden
öldü. Ölürken yatağının başında Siyah Kare asılıydı. Külleri
Nemçinovka'ya gönderildi ve oradaki yazlık evinin yakınına gömüldü. Mezar
taşına siyah bir kare içeren beyaz bir küp konuldu. Leningrad şehri annesi ve
kızına bir maaş bağladı. Ressam, yayınlanmamış bir yazısında "Hiçbir şey
fani değildir. Bu sadece vücutlar için değil fikirler için de geçerlidir.
Bilinçli ya da bilinçsiz insanların içinde bir sembol başka bir formda yeniden
doğacaktır" dedi.
Eleştirmenler Maleviç'in sanata yaşama olan sevgi ve doğa
sevgisi gibi güzel ve saf olan her şeyi reddederek ulaştığını söyleyerek onunla
alay ettiler. Maleviç ise bu eleştirilere karşı sanatın kimseye ihtiyacı
olmadığını ve yıldızlar gökyüzünde ilk kez göründüğünden beri de bunun böyle
olduğunu söyleyerek cevap verdi. Ressama göre sanat sadece kendisi için vardır
ve kendisi için gelişir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder