İlber
Ortaylı
Kaynak:
http://www.hurriyet.com.tr/
Bugünkü Tataristan, eski Sovyet coğrafyasının istisnasız en
eşitlikçi, en müreffeh olarak yaşayan kısmıdır. Fert başına milli gelir 12 bin
doların üstünde. Petrol kaynakları ve sanayi altyapısı çok iyi kullanıldığı
için şehirlerde bir düzen, temizlik ve zenginlik var. Bu bolluğun arkasında
uzun ve bizi çok yakından ilgilendiren bir tarih var.
KAZAN Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün (eski
Sovyet Rusya’sında ‘enstitü’ denir) davetlisi olarak bu hafta başı
Tataristan’daydım. Kazan Üniversitesi eski bir kurum ve Rusya İmparatorluğu’nun
tarih itibariyle üçüncü en eski üniversitesi. 18’inci asırdan beri hizmet
veriyor.
Aklınıza gelen tüm büyük adamlar ya buranın mezunu ya da
burada okumuşlar. Tolstoy, buradaki Şark Dilleri Bölümü’nü bitirmeden terk
etti; Lenin, ağabeyinin suikasta karışması dolayısıyla önce hukuk fakültesinden
atıldı, bilahare müracaat ederek açıktan imtihanla bitirdi. Protestanlığa
geçerek Alexander adını alan Ebu Musa Kazım Bey bu üniversitenin ünlü
Türkologlarından.
TÜRK
DÜNYASININ EN ÇOK SANATÇI YETİŞTİREN HALKI
Kazan aynı zamanda Rusya Müslümanlarının önemli bir dini
ilimler merkezi. Türk dili ve araştırmaları tarihi de onun için burada inkişaf
etmiş. Çünkü insanlar hem Rusya İmparatorluğu’nun coğrafyasını tanıyorlar, hem
de Arapça, Farsça gibi dilleri icabında ta Kahire’deki El-Ezher’e gidip
öğreniyorlar.
İstanbul’da okuyan Kazanlı münevverin sayısı hiç az değil.
Müzik bakımından hem Doğu hem de Batı müziğini benimseyen bir halk. Galiba
sadece Türk dünyasının değil bütün Doğu dünyasının Batı müziğiyle en çok temasta
olan, sanatçı yetiştiren halkı Kazanlı Tatarlar. Bunda tabii Rus kültür
dünyasıyla yakın ilişkinin de rolü var.
TARİHİN
ÖNEMLİ FİGÜRLERİNİN ANAYURDU
Kazan hem Rusya’nın zenginlik ve kültürünü, hem Doğu’nun
ilmini ve Müslümanlığını barındıran bir ülkeydi. Bütün Rusya’nın en müteşebbis
zenginleri buradan çıkmıştır. Mesela Yusuf Akçura’nın ailesi Akçurinler bütün
Rusya çapında hatta Amerika’da bile şubeleri olan bir ticarethane sahibiydiler.
Türk inkılabının yakından tanıdığı Sadri Maksudi’nin damat girdiği aile de
böyle. Zeki Velidi Togan ki Başkurdistan Cumhuriyeti’ni kurdu, tarihi coğrafya
ilminin en önemli isimlerindendir. Rusya’da Arap harfli ilk matbaa bu bölgede
çıktığı gibi Türkoloji ilmi de burada önemli ilerlemeler kaydetti.
YENİ
ZENGİNLİK KAYNAĞI TARIM
Bugünkü Tataristan, eski Sovyet coğrafyasının istisnasız en
eşitlikçi, en müreffeh olarak yaşayan kısmıdır. Fert başına milli gelir 12 bin
doların üstünde. Petrol kaynakları ve sanayi altyapısı çok iyi kullanıldığı
için şehirlerde bir düzen, temizlik ve zenginlik var. Perestroika devrindeki
Cumhurbaşkanı Mintimer Şeymiyev, fevkalade zeki bir politikacı. Nur Sultan
Nazarbayev’le birlikte, bu coğrafyada makul ve ustalıklı hareketle kalkınmayı
sağlayan iki devlet adamından biri. En önemli özelliği de Tataristan’da tarıma
önem vermesi, bunu teşvik etmesi. Sovyet döneminde herkesin ihmal ettiği,
sorular dolu sektör şimdi Tataristan’da bir zenginlik ve rahatlık kaynağı.
Kazan halkı, eski reisicumhurları Mintimer Şeymiyev’i seviyor. Şimdiki
cumhurbaşkanı Rüstem Minnehanov ise tam bir işadamı. Dolayısıyla her türlü
yatırım ve özellikle de Türk yatırımları devam ediyor.
TÜRK
ÖĞRENCİ MUTLU
Tarihin akışı içinde Sovyetler Birliği’nin perestroika ile
kabuk değiştirip kendini feshetmesi gibi mühim bir olayın 1980’lerin sonuna
rastlaması Türkiye açısından bir bakıma isabetli oldu. 1960’ların ve hatta
1970’lerin Türkiye’si iktisadi ve içtimai bakımdan Sovyet dünyasını etkileyecek
bir ülke değildi; çok fakirdi, kırsal ağırlıklıydı. Burjuvazi henüz tamamıyla
laf ebesiydi. Eski Sovyet dünyasından doğanların hayatına intibak edecek,
oralarda çalışacak gençler bile ancak 1980’lerden sonra yetişti. Bugün her eski
Sovyet cumhuriyetinde, oraların dilini bilen, tarih ve coğrafyasını araştıran,
sokaktaki insanla, yöneticiyle üniversitedeki akademisyeniyle ve aydınlarıyla
temas edebilen insanlarımız var.
Dışişleri bu yeni dünyaya uydu. Moskova Büyükelçiliğimiz Rusça bilen memurlarla tanınırdı. Kazan Başkonsolosumuz Turhan Dilmaç da hem yerli dili Kazan Tatarcasını hem Rusçayı biliyor. Bunun cumhuriyet yöneticilerinden sokaktakilere kadar ona duyulan sempatiyi ne kadar arttırdığını görmek lazım.
Kazan Üniversitesi Türk öğrenci dolu. Uyumları mükemmel görünüyor. Türk dünyasının hatta İslam dünyasının Batı’ya en açık ve teşkilatlı bölgesinde bulunmak, Türk öğrenciler açısından bir kazanç olmalı. Bunu verdiğim konferansta da gözlemledim. Konulara uyumları mükemmel.
Oraları gezip görmek isteyenler için de bir tavsiyem var: Herhalde bahar ayları ve yaz için Kazan şehri ve iki yüz elli km ötesindeki Bolgar Hanlığı’nın kayınları, nefis orman ve Volga boyları görülecek yerler arasında.
Dışişleri bu yeni dünyaya uydu. Moskova Büyükelçiliğimiz Rusça bilen memurlarla tanınırdı. Kazan Başkonsolosumuz Turhan Dilmaç da hem yerli dili Kazan Tatarcasını hem Rusçayı biliyor. Bunun cumhuriyet yöneticilerinden sokaktakilere kadar ona duyulan sempatiyi ne kadar arttırdığını görmek lazım.
Kazan Üniversitesi Türk öğrenci dolu. Uyumları mükemmel görünüyor. Türk dünyasının hatta İslam dünyasının Batı’ya en açık ve teşkilatlı bölgesinde bulunmak, Türk öğrenciler açısından bir kazanç olmalı. Bunu verdiğim konferansta da gözlemledim. Konulara uyumları mükemmel.
Oraları gezip görmek isteyenler için de bir tavsiyem var: Herhalde bahar ayları ve yaz için Kazan şehri ve iki yüz elli km ötesindeki Bolgar Hanlığı’nın kayınları, nefis orman ve Volga boyları görülecek yerler arasında.
700
YILDIR TARİHİN MERKEZİNDE
-13’üncü asırdan beri Altın Orda Devleti’nin önemli
merkezlerinden. Altın Orda’nın mirasçılarından olan Kazan Hanlığı’nı, Çar
Müthiş İvan (Grozni) 1552’de alıp ilhak edince, Müslüman nüfus üstünde de baskı
uyguladı. Bir kısım halk Hıristiyan oldu. Hıristiyanlığa dönen Kazan soylu
ailelerinden biri de Yusupovlardır. Çar hanedanı Romanovların damadı Prens
Feliks Yusupov, Birinci Cihan Harbi başladıktan sonra Rasputin’i öldüren
üçlünün içindeydi. Rusya’yı kurtaracağını düşünüyordu. Gerçi suikastla bir
memleket kurtarılmaz. Bazıları da “Rasputin’in bedduası tuttu, Rusya bu yüzden felakete
sürüklendi” derler.
- Türk halklarının Tatar ırkıyla bir ilgisi var mı? Şu
sıralar Kazan Tataristan’ın tarihçileri “Biz Tatar değil, Bolgar’ız” diyorlar.
Bolgar Hanlığı, Kazan’ın 250 kilometre güneyinde yer alıyor. Rusya
Müslümanlarının ilk Müslüman devleti onlar (tahminen 930 yıllarında bu dini
kabul ettiler). 7’nci asırda bugünkü Bulgaristan’a akın yapan ve Asparuk’un
liderliğinde oraya yerleşen, bu Slav coğrafyasındaki memlekete Bolgar adını
verenler de onlar. Tezin birincisi doğru; Rusya’nın Türk halklarının Tatar
ırkıyla ve diliyle alakaları yok; onlar Kıpçak, Tatarlar ise Moğolistan’da
yaşayan bir büyük kabile. 13’üncü asırda Rusya’nın istilasını Kıpçaklarla
birlikte yaptılar. 19’uncu asırda bu bölgede eğitim hayli gelişti, siyasete de
karıştılar. Sadri Maksudi Arsal, 1905 devriminden sonra kurulan Duma’ya mebus
olarak girdi. Rus ihtilaline aktif olarak katıldılar. Bolşevik devrimine de
Kazanlı Seyyid Sultan Galiyev önderliğinde iştirak ettiler. Galiyev’in
stratejisi ve teorileri çok Türkçü bulunduğu için sonraları Stalin tarafından
harcandı.
BİR
DEV KİTAP TÜRKÇEDE
BU isimde bir kitap, daha doğrusu bir el kitabı Rusça
olarak çıkmıştı. Volga boyunun tarihi için önemli müracaat kitabıydı. O bölgede
yaşayan, bugünkü Kazan Tatar halkının öncüsü olan yerleşimler ta Volga
Macarlarına, Bulgarlarına varana kadar taş devri buluntularından itibaren ele
alınıp anlatılıyordu. Atlas Tartarica, Rus Şarkiyat ilminin ve hassaten bu
dalda Kazanlı Tatar bilginlerinin önemli çalışmalarını içeren bir el kitabıydı.
Bugün Rusçası neredeyse sahaflar ve kitap pazarlarında bile zor bulunuyor.
Kazan Başkonsolosumuz Turhan Dilmaç, Bilimler Akademisi’nde profesör Rafail
Hakimov’a bunun Türkçeye tercüme edilip basılmasını teklif etti. Bu önemli
baskıyı özel sektörde Tataristan yatırım grubunu oluşturan, özellikle Kastamonu
Entegre Grubu üstlendi ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği işbirliğiyle Türkçe
Atlas ortaya çıktı. Tercümeyi yapan, bu konularda çalışan Mimar Sinan
Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu’dur. Volga boyu tarihindeki halklar
ve Tataristan’ın, modern tarih içinde önemli bir kaynak olduğunu belirtmek
gerekir. Ümit edilir ki satışa çıksın ve yararlanmak isteyenlere ulaşsın.
BAZI
KURUMLARIN TARİH SORMAMALARI, SORMALARINDAN İYİDİR
ÜÇ gün önce, üniversiteye giriş sınavlarından tarih
sorularının çıkarıldığını öğrendim. Lise öğrencileri ve öğretmenleri büyük
hüzün duyuyorlar. Bendeniz o kadar hüzünlü değilim. Bazı kurum ve kişilerin
tarihi sormamaları, sormalarından iyidir. Daha ilmi ve ciddi bir tarih okutmaya
başladığımız zaman daha iyi sınavlar bekleriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder