Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Dostoyevski ses getiren romanlarından sonra ulusal ve
uluslararası düzeyde üne kavuşmuş, edebiyat dünyasında sağlam bir yer
edinmişti. Bunun yanı sıra ülke sorunları hakkında hararetli fikirler ileri
sürüyor, lafını sakınmıyordu. Slavcı görüşleri ile öne çıkan yazar
Batılılaşmaya karşıydı. Rusya’nın kendi ruhuna, özelliklerine, halkın ahlaki
gücüne, birliğine ve tekliğine vurgu yapıyordu.
1880 yılının Haziran ayında Moskova’da sıra dışı bir gün
yaşandı. Bağışçıların oluşturdukları fonlarla bir Puşkin anıtı yapılmış ve
açılışı için tören düzenlenmişti. Bundan önce yakındaki bir manastırda iki
saatlik bir dini tören yapıldı ve daha sonra da anıtın açılış törenine geçildi.
Toplantıya çok önemli isimler katılmıştı ve Dostoyevski de konuşmacılar
arasındaydı.
Dostoyevski’nin ölümüne bir yıldan az bir süre kala yaptığı
bu konuşma olağanüstü bir etki yarattı. Kimse konuşmanın bitmesini istemiyor,
diğer konuşmacılar konuşma haklarından vazgeçebileceğini söylüyordu. Öne çıkan
bir kadın bayılıp kalmıştı. Puşkin’i Rus edebiyatının peygamberi ilan eden
Dostoyevski, o olmasaydı ondan sonraki yazarlar da olmazdı, demişti.
Konuşma, yazarın son yıllarındaki baş döndürücü başarısı
olarak kabul edildi ve yazarın halkın gözündeki yerini çok daha yükseklere
çıkardı. Puşkin’i övgülere boğan Dostoyevski kimi görüşlere göre de
fikirlerini etkili şekilde ifade etme fırsatı bulmuştu.
O dönem Slavcıların önderi olarak kabul edilen İvan
Sergeyeviç Aksakov 8 Haziran’da Rus Edebiyatı’nı Sevenler Derneğinin düzenliği
bu toplantıda Dostoyevski’nin yaptığı konuşmayı “olay” olarak nitelendirmişti.
Dostoyevski “Bir Yazarın Günlüğü” adlı Dergisinde daha
sonra bu konuşmanın tamamını yayımladı ve yorumuna da yer verdi. Dostoyevski şu
dört noktanın altını çizmişti:
1-Puşkin, zekası, temiz yüreği ve geniş öngörüsüyle kendi
öz toprağından bağlarını koparmış ve halkın üzerine çıkmış aydın sınıfının bu
hastalığını gözler önüne sermişti.
2-Rus değerlerinden, öz benliğinden ve gerçeklerinden
fışkıran ve Rus ahlak güzelliğini yansıtan özgün tipleri ilk olarak Puşkin
ortaya çıkarmıştı.
3-Puşkin aynı zamanda başka ulusların dehasıyla özdeşleşme
ve evrenselliğe ulaşma başarısını da sağlamıştı.
4-Rus halkı ekonomik sorunlar başta olmak üzere birçok
sıkıntısına rağmen yüreğinde sevgi, dayanışma ve evrensellik bilinci taşıyordu.
Bu Rus halkına özgü bir özellikti ve Puşkin bunu aktarabilme başarısı
göstermişti.
Genel olarak bakıldığında bir düelloda 38 yaşında hayata
veda eden ve Rus edebiyatında çok önemli yeri bulunan Puşkin’e tıpkı Gogol gibi
Dostoyevski de olağanüstü bir önem atfetmiştir. Şöyle demektedir: Bir Rus
yazarı, ne ondan önce ne de ondan sonra Puşkin gibi halkıyla böylesine içten ve
kardeşçe yakınlaşamamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder