Fuad
Safarov
Kaynak:
https://www.dikgazete.com/
Dünyaca ünlü Rus sinema
yönetmeni Nikita Mihalkov, yıllar önce bayram vesilesiyle Rusya'nın Nijni
Novgorod bölgesindeki bir Tatar köyüne yaptığı ziyareti ve karşılaştığı manzara
ile ilgili duygularını şöyle anlatıyordu:
"Beni yerel camiyi
görmeye de davet ettiler. Gittik. Bir cami… Çok güzel, minaresi de. Üst kata
çıktık, ve manzara; tarla ve ağaçlar, nehir… Kesinlikle Rus manzarası..”
Rusya'nın bir çok bölgesinde
böyle Tatar köyleri ve camilerle karşılaşabilirsiniz, ve tıpkı
Mihalkov gibi siz de o duyguları yaşayabilirsiniz.
Bu satırları yazarken Rusya
Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözlerini de hatırlıyorum.
Putin, her yılın sonunda
düzenlediği basın toplantılarında sık sık Tatar gazetecileri eliyle işaret
ederek, “Bizde Tatarlar olmadan olmaz” diye espri yapıyor.
Tatar halkının Rusya tarihinde
oynadığı muazzam rolü, herkes çok iyi biliyor.
Şimdi ise gelelim konumuza.
Bugünlerde Rus devlet televizyonu
Rossiya-1 kanalında “Züleyha Gözlerini Açıyor” adlı bir dizi film
gösteriliyor.
Güzel Yahina adlı yazarın
“Züleyha Gözlerini Açıyor” adlı romanından uyarlanan dizi film, Rusya'da büyük
ilgiyle izleniyor.
Dizide, Sovyet liderlerinden
Josef Stalin döneminde bir Tatar kadının Sibirya'ya sürgüne gönderildiği ve
kamplarda yaşadığı acı, keder, ızdırabı ve aynı zamanda ayakta kalabilme
mücadelesi anlatılıyor.
Züleyha rolünü kendisi de
Tatar olan ünlü oyuncu Çulpan Hamatova oynuyor.
Fakat bu dizi, Rusya'da komünistlerin
tepkisine neden oldu. Onlara göre, Stalin dönemi, kötü olarak anlatılıyor ve
insanlarda Sovyet dönemine karşı nefrete yol açıyor.
Fakat bunlar yaşandı, bunlar
tarihi gerçekler.
Zaten Rusya tarihinin her
döneminde böyle olaylar yaşanmış ve bugün de bu tarihi olaylar sert
tartışmalara neden olmakta.
Özellikle Sovyet dönemi, 1917
Bolşevik Devrimi önderi Vladimir Lenin ve Stalin gibi şahsiyetler, günümüzde en
çok tartışılan konular arasında.
Sovyet dönemi, Rusya tarihinin
en çok eleştirilen sayfalarından biri.
Fakat, ünlü Rus sinema
yönetmeni Karen Şahnazarov'un dediği gibi; "Sovyet dönemi de bizim
tarihimiz. Bunu inkar edemeyiz."
Sovyet yazarı Mihail
Şolohov'un eseri üzerine uyarlanan "Durgun Don" filmini
hatırlarsanız; filmde Don Kozakların devrim nedeniyle Kırmızı ve Beyaz diye
ikiye ayrılması ve sonuç itibariyle kardeşlerin birbirini katletmesi acı
bir gerçektir.
Sadece Stalin dönemi değil,
Çarlık döneminde de çok kanlar akıtıldı; ama Sovyet dönemi, yakın geçmişimizde
yaşandığı için insanlar bu konulara daha duyarlı yaklaşıyor.
Şimdi de bazı Türk basınında
bu “Züleyha Gözlerini Açıyor” dizisiyle ilgili haberler çıkmaya başladı.
Haberlere göre, dizide “Tatar
gelenek görenekleri, Tatar halkı olumsuz imajlarla anlatılmış.”
Kesinlikle katılmıyorum.
Konu, burada Stalin
dönemindeki sürgün hayatında yaşanan acılar, kederler. Üstelik o dönem,
bunu sadece Tatar halkı değil, başta Rus olmak üzere tüm halklar da
yaşadı.
Dizide de kamplarda Rus,
Tatar, Musevi ve başka halkların yaşadığı çileler anlatılıyor. Dizi film,
Tatar halkının kültürü, gelenek görenekleri, dini ve manevi hayatını hedef
almıyor; bu dizi, bize o dönem yaşananları bir daha anlatıyor.
Dolayısıyla
"Züleyha"nın yaşadıkları, Rusya tarihininde yeni sayfalar
açmıyor.
Bu tarih bugün de sık sık
tartışılmakta; fakat bu gerçekler, Sovyet döneminin kendisine özgü niteliğini
taşımakta.
Ne demek istediğimin daha iyi
anlaşılması için Sovyet döneminin "niteliklerinden" biri olan şu
olayı örnek vermek istiyorum:
Rus general Anton Denikin
(1872-1947) Bolşeviklerin, Sovyet devletinin katı düşmanı idi. Fakat, İkinci
Dünya Savaşı'nda Naziler’in, Sovyetler'e karşı işbirliği teklifini
kesinlikle reddetti.
Çünkü Denikin, diğer Nazi
işbirlikçileri gibi vatan haini değildi. O asıl bir Rus vatansever idi.
Denikin, kendi parasıyla çok
sayıda ilaç alarak farklı kanallarla Sovyetler Birliği'ne gönderdi.
Bu Stalin'i çok
şaşırttı.
Denikin, Sovyet yönetimini
sevmese de, Naziler’in yenilmesini çok arzu ediyordu, bunu yürekten
istiyordu. Denikin, halkının yanındaydı.
Dolayısıyla Denikin de Stalin
de aynı arzuları paylaşıyordu.
İşte bu Rus tarihindeki Sovyet
dönemi.
Bunu inkar edemeyiz.
General Denikin, Komünistlere
karşı savaştı, ve yıllar sonra aynı Komünistlere karşı savaşan Naziler’in
işbirliği teklifine “Hayır” diyerek, halkının mücadelesini savundu.
Bu iki farklı olayı da
anlatmak lazım; çünkü bu Rusya'nın tarihi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder