Kaynak:
http://www.turkrus.com/
"Savaş ve Barış”… Hepimizin Lev Tolstoy’un adıyla
andığı, dünya edebiyatının zirvelerinden muazzam bir roman. İtiraf edelim ki,
pek çoğumuzun başlayıp bitiremediği, okumaya niyetlenip ‘hacminden’ ürküp
başlayamadığı bi dev eser. İlk kez 1869 yılında yayınlanan bu roman, Tolstoy'un
diğer eseri olan "Anna Karenina” ile birlikte “dünya edebiyatının
şaheserleri” arasında haklı bir yere sahip.
Hikaye şöyle özetleniyor: "Savaş ve Barış"
Rusya'nın Fransa tarafından istilası döneminde yaşanmış olayları ve Napoleon
döneminin Rusya'da Çar toplumuna etkisini, bu etkinin doğurduğu sonuçları beş
asil aileden örnekler vererek tarif etmektedir. 2009 yılında
"Newsweek" tarafından hazırlanan "Top 100 Kitaplar"
listesinde "Savaş ve Barış" birinci oldu. Tolstoy, eser hakkında,
"Savaş ve Barış" "roman değil, bir manzume, daha çok ise, tarihi
günlüklerdir" demiştir. Romanın bazı bölümleri ise tasvircilikten tamamen
uzak olmakla beraber, felsefi vatanperverlik karakteri taşır. Ayrıntı
için (Vikipedia)
İşte bu dev romanın bugüne kadar beyaz perdeye ya da TV'ye
aktarılan versiyonları içinde en başarılısı, 1961’de başlayıp 1967’de 4. ve son
bölümünün yayınlanmasıyla tamamlanan, Sergey Bondarçuk’un yönettiği film.
SSCB bütçesinde o günün parasıyla 9,2 milyon dolara mal
olan (bugünkü değerle 60 milyon dolardan fazla) film, Sovyet tarihinin en
pahalı yapımı olmuş. Golden Globe ve en iyi yabancı film Oscarı kazanmış.
Kitabı okumak tabii ki ayrı bir haz ama bu “ev hapsi”
günlerinde, bir Netflix dizisi az izleyip, "Rus ruhunu” anlamak için
“olmazsa olmaz” sayılan, 4 bölümde 7 saatten fazla süren bu sinema şölenini
izlemenizi tavsiye ederiz. Nataşa Rostova’nın dans sahnesinden, Moskova’nın
ateşe verildiği sahneye kadar pek çok unutulmaz anı aklınıza kazıyarak…
BİRİNCİ BÖLÜM:
(4 bölümün tamamını, Youtube'da İNGİLİZCE ALTYAZILI OLARAK izlemeye devam edebilirsiniz)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder