Uyuşuk
ve hayalperest bir asilzadenin portresi gibi görünen Oblomov, kuşkusuz bundan
fazlasıydı. Onda insanları kolayca etkisi altına alan, büyüleyen, güçlü birçok
unsur bulunuyordu. Bunların başında romanın ana karakteri Oblomov’un orijinal
kişiliği geliyor olsa gerek
Ali C.
Toprak
Kaynak:
https://www.birgun.net/
Oblomov 1859’da basıldığında Dostoyevski kürek cezasından
henüz dönmüş, toprak köleliği kalkmamıştı. Tolstoy Savaş ve Barış’ı, Turgenyev
Babalar ve Çocuklar’ı yazmaktaydı. Eleştirmenlik olgusu ise Rus edebiyatının
sahip olduğu asıl değer olarak yükselmeye devam ediyordu. Belinski ve
Çernişevski’nin izinden giden Dobrolyubov, Sovremennik’i (Çağdaş) çıkarıyor,
dergi, öncüllerinden aldığı mirasla Rus edebiyatına yön veriyordu.
Oblomov, ‘ılımlı’ diye tabir edilen Oteçestvennie Zapiski
(Anavatan Notları) dergisinde tefrika edildiğinde, önce hiçbir etki yapmadı.
Roman olarak basılmasının ardından, Sovremennik’te Dobrolyubov’un bir makalesi
yayımlandı ve eserin ünü, “En ufak bir abartıya kaçmadan denebilir ki, şu anda
bütün Rusya’da Oblomov’un okunmadığı, Oblomov’un övülmediği ve Oblomov’un
tartışılmadığı en küçük bir belde bile yoktur,”[1] sözleriyle ifade edilir
oldu. Dobrolyubov’un ürettiği ‘Oblomovculuk’ kavramı ekseninde büyük
tartışmalar dönüyor, Gonçarov’un bile romanının önemini Dobrolyubov’dan
öğrendiği söyleniyordu.
Neden Oblomov?
Uyuşuk ve hayalperest bir asilzadenin portresi gibi görünen
Oblomov, kuşkusuz bundan fazlasıydı. Onda insanları kolayca etkisi altına alan,
büyüleyen, güçlü birçok unsur bulunuyordu. Bunların başında romanın ana
karakteri Oblomov’un orijinal kişiliği yer alıyor olsa gerek.
Adı tembellik, atalet, miskinlik, aylaklıkla özdeş hale
gelen; dünya edebiyatında örneğine sık rastlanan ‘lüzumsuz adam’lardan biri
görülen Oblomov’a, diyebiliriz ki bu gömlek dar gelir. Çünkü Oblomov bütün gün
yatağından çıkmayıp uyuklarken bile, düşünmektedir. Plan yapmakta, hayal
kurmaktadır. Bunları eyleme dönüştürmeyişi onu tembel değil, eylemsiz yapar. O,
yaşamdan hiçbir şey ummayan bir miskin değildir. İçi küflenmiş, ruhu ölmüş,
amaçsız bir kişi değildir. Arzuları, umutları vardır. Âşık olabilir, aşkını
gerçeğe zarafetle feda da edebilir. Dahası Oblomov, ince zevkleri olan, hassas
biridir. İnsanların arasına girmek istemeyişi üşengeçliğinden değil, tutkuyla
bağlı olduğu gerçeklik hissindendir. Nitekim içtenliğe, samimiyete yer olmayan
hayatı reddetmek, hayatı reddetmek değildir.
Ştoltz, romanın önemli karakterlerinden bir diğeridir.
Romanda Oblomov’un olmadığı her şeyi temsil eder. Atletiktir, çalışkandır,
hırslıdır. Hayal değil eylem adamıdır. Gonçarov, Ştoltz’u ikiye bölmüş, Rus
yarısıyla Oblomov’un sevgili dostu, Alman yarısıyla, yaklaşan toprak reformuyla
birlikte sayıları artacak kapitalistlerden biri olarak resmetmiştir. Çocukluk
arkadaşı olan bu karakterlerin aynı coğrafyada bambaşka eğitimler alması,
romanın önemli motiflerinden birini oluşturur.
Olga, güçlü, akıllı, meraklı ve çalışkan biridir.
Varlıklıdır ve iyi eğitim almıştır. Ancak romanda bir istisna olarak yer almaz.
Hizmetçi Anisya, Oblomov’un evsahibi Agafya Matveyevna da benzer özellikler
taşır. Bu kadınlar yakınlarındaki erkeklerden çok daha becerikli, iyi kalpli,
hassas ruhludur. Gonçarov’un romanı bu yönüyle (de) oldukça çağdaştır.
Romanın en unutulmaz karakteri belki de uşak Zahar’dır.
Gerçek tembel odur. Bütün gün peç’in üstünde uyumaktan başka bir amacı yoktur.
Efendisi Oblomov’a yürekten bağlıdır bağlı olmasına da, iş yapmanın gereğini
bir türlü anlamamaktadır. Zahar ile Oblomov’un diyalogları, romanın güçlü
mizahi yönünü oluşturur. Okuyanın aklından kolay kolay da çıkmaz.
Neden Yordam Edebiyat?
Bu önemli romana dair söylenecekler biter mi, bitmez.
Yazıyı bitirmeden Yordam Edebiyat’ın Nuri Yıldırım çevirisiyle yayımladığı
Oblomov’a dair değinmek istediğim bir husus var. Rusça aslından yapılan yeni
bir çeviri olan eserin girişinde Nuri Yıldırım’ın sunuşuyla karşılaşmak benim
için şaşırtıcı oldu. İlgiyle okudum. Gördüğüm kadarıyla özenli bir araştırmanın
ürünü.
Bu tutumun bu esere özgü olmadığını, Nuri Yıldırım’ın Lermontov’un Zamanımızın Kahramanı ve Çehov çevirilerine de benzer sunuşlar hazırladığını kısa bir soruşturmayla öğrendim. Bunun takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün klasik eserleri Türkçeleştiren kaç çevirmen bu özeni gösteriyor ya da kaç yayınevi çevirmene bu zamanı tanıyor… Cevabı raflarımızdaki kitaplarda; başka yerde değil.
Bu tutumun bu esere özgü olmadığını, Nuri Yıldırım’ın Lermontov’un Zamanımızın Kahramanı ve Çehov çevirilerine de benzer sunuşlar hazırladığını kısa bir soruşturmayla öğrendim. Bunun takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün klasik eserleri Türkçeleştiren kaç çevirmen bu özeni gösteriyor ya da kaç yayınevi çevirmene bu zamanı tanıyor… Cevabı raflarımızdaki kitaplarda; başka yerde değil.
Bu kıymetli eseri yıllar sonra bu güzel çeviriyle tekrar
okumak, romanla ve yazarla ilgili o değerli bilgileri edinmek gerçekten zevkti.
Açıkça görülüyor ki Yordam Edebiyat klasik eserlerde en doğru adres olmaya adım
adım gidiyor.
Oblomov, okunması elzem kitaplardan biridir. Her yaştaki okur için iyi bir okuma önerisidir. Okuyanı seveni bol olsun.
Oblomov, okunması elzem kitaplardan biridir. Her yaştaki okur için iyi bir okuma önerisidir. Okuyanı seveni bol olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder