Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
1.Sovyetler Birliği’nin akıbeti karşısında büyük hayal
kırıklığı yaşayan kişilerden biri de Vladimir Putin idi. Putin’e göre
Sovyetlerin dağılmasında en büyük neden verimsiz ekonomi politikalarıydı ve
uygun reformların yapılması halinde yıkılmasına gerek yoktu. Bir konuşmasında
bu yıkımın “20. yüzyılın en büyük trajedisi” olduğunu ifade etti.
Putin’in bu hassasiyetinin komünizme olan bağlılığından
kaynaklandığını sanmıyorum. Bu büyük yıkımın Ruslar ve diğer Sovyet halkları
için ortaya koyduğu sonuçları kastediyordu elbette. İnsanların maruz kaldığı
ekonomik yıkım, idaredeki çöküş ve en önemlisi de Rusların büyük ve güçlü
devletlerinin içine düştüğü durum sonrasında Batılı devletlerin avucunu
ovuşturması can sıkıcıydı.
O halde güçlü Rusya yeniden ayağa kalkmalıydı. 2000’li
yıllar boyunca petrol fiyatlarının yükselmesi ve yeni kapitalist temelde elde
edilen büyümenin yardımıyla Putin Rusya’nın gerçek egemenliğini yeniden
sağladı.
Bu kapsamda Rus dış politikasını son yirmi yılda
yönlendiren unsurlardan biri yıkılışın yarattığı hayal kırıklığı sonrasında
yeniden güçlü ve saygın bir devlet olma isteği oldu.
2.NATO ve AB’nin eski Sovyet bloku ülkelerine yönelik
ilgisi Rusya’yı çevreleme politikası olarak görüldü. Bu algı ve bu
yöndeki mücadele Rus dış politikasına etki eden en önemli unsurlardan biri
oldu. Sovyet bloku ülkelerinden bir kısmını elinden kaçırsa da Rusya özellikle
BDT ülkeleriyle siyasi ve ekonomik bağlarını güçlendirmeye büyük önem verdi.
3.Rusya tarihini, ekonomisini, dış politikasını ve
kültürünü coğrafyasından ve ikliminden bağımsız ele almak mümkün değil.
Dünyanın en büyük ülkesi olan ve 14 komşusu bulunan Rusya Baltık’tan Pasifik’e
kadar geniş ölçekli bir kara devleti. Petro’dan itibaren denizlerde kurulan
hakimiyet ise başka bir boyut kazandırdı. Bu anlamda coğrafyanın getirdiği
fırsat ve tehditlerle Rusya uluslararası güç dengesi bakımından önemli bir
aktör olageldi.
4.Rusya’nın korunmasının sadece Rusya toprakları ile
sınırlı olmadığına inanıldığı için yakın coğrafyadaki ülkeler yanı sıra
Sovyetler zamanından bu yana iyi ilişkiler içinde olunan Venezüella, Küba,
Mısır, Libya, Suriye, İran gibi ülkelerle eski ilişkiler sürdürülmeye ve
güçlendirilmeye devam edildi.
5.Bugün birçok ülke için olduğu gibi Rus halkının
beklentilerini ekonomik istikrar, sosyal haklar, güvenlik, özgürlük ve
uluslararası saygınlık olarak ifade etmek yanlış olmayacaktır. Bu noktadan
bakınca dış politika bu amaçlara da hizmet eden bir alan. Dolayısıyla iç
politikada başarılı olmanın yollarından biri dış politikada başarılı olmaktan
geçiyor.
6.Rus dış politikasının gelenekçi, ulusalcı, pragmatik ve
çok yönlü özelliği, ayrıca dünyanın birçok bölgesindeki nüfus alanlarını
korumaya dönük amaçları düşünüldüğünde Sovyet dönemiyle olan benzerliklerini
göz önüne almak gerekiyor. Yani Rus dış politikasına etki eden unsurlar elbette
geçmiş birikimler ve dış politika gelenekleri. Bu anlamda stratejik süreklilik
ve tarihsel arka plan oldukça önemli.
7.Lenin’in Batı toplumlarında beklediği devrimler
gerçekleşmeyince ayakta kalmak ve gerçekçi bir politika izlemek durumunda kalan
Sovyetler Birliği II. Dünya Savaşından sonra dengeleyici bir güç konumuna
gelmişti. Bugün dünyanın çok kutuplu bir yapıya geldiğini iddia eden ve en
azından böyle olmasına gayret gösteren Rusya’nın politikalarına etki eden bir
diğer faktör de Sovyet döneminden gelen bu dengeleme özelliği.
8.Rus dış politikasını etkileyen konulardan biri de enerji
konusu. Rusya büyük gaz ve petrol rezervlerine sahip bir ülke olarak bu
kaynakların pazarlanması ve enerji güvenliğinin sağlamasına büyük gayret
gösteriyor. Dış politika adımlarına bu konular önemli etkiler yapıyor. Bu
anlamda, 2000'lerin ortalarında Rusya'nın petrol endüstrisinin önemli bir
kısmını kamulaştırması koordineli bir enerji politikası için temel
oluşturdu.
9.Rusya’nın dış politikasına etki eden önemli unsurlardan
biri de gerektiğinde ima etmekten çekinmediği askeri gücü. Rusya önemli bir
nükleer güç. Ayrıca birçok füze programı ve önemli askeri teknolojiye sahip.
Sürekli yeni yatırımlarla bu yönünü güçlendirmeye çalışıyor. Bu anlamda
2010'ların ilk yarısında silahlı kuvvetlerde gerçekleştirilen reformlar,
Rusya’ya ülke çıkarlarının savunulması ve geliştirilmesi için etkili bir araç
vermiş oldu.
10.Rusya’nın askeri gücü yanında Putin’in sağlamış olduğu
siyasi güç de Rus dış politikasına etki eden ve belli bir çizgide sürekliliğini
sağlayan önemli bir unsur.
11.Avrasyacılık fikri de Rus dış politikası açısından
üzerinde durulması gereken bir konu. Bu yaklaşıma göre Kıta Avrupası Rusya’nın
batı sınırında yer alıyor ve Rusya Avrasya’nın ana unsuru konumunda. Bu anlamda
farklı değerlere, ilişkilere, kültürel ve coğrafi özelliklere sahip. Bu
düşünceler de Rusya’nın dış politika adımlarında etkili oluyor.
12.Slavcılık ve Ortodoksluk gibi değerler de yine Rus dış
politikasını anlamak açısından önemli. Kendini bu anlayışı benimseyen ülkelerin
hamisi olarak gören Rusya tarihsel olarak bu ülkelerle özel ilişkiler
geliştirmeye gayret ediyor.
13.Başka bir konu ise Rusya’nın ekonomik çıkarlarının
artırılması ve güç dengelerinin kontrol edilmesi amacıyla çeşitli ülkelerle
kurulan ekonomik ilişkiler ve oluşturulan kurumlar. BRICS bu kapsamdaki
örneklerden biri.
14.Rusya dünyada sözü geçer, sorumlu, güçlü ve güvenilir
devlet algısını desteklemek üzere hem küresel hem de bölgesel düzeyde barışa ve
güvenliğe katkı yapma misyonu olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla dış politika adımlarında
bu unsurlar da etkili oluyor.
15.Rusya'nın kendisini Batının karşısında ayrı bir güç
olarak tanımlama yaklaşımı çerçevesinde Batı ile sorunu olan ülkelerle yakınlık
kurma girişimi de dış politikasını etkileyen bir unsur olarak sayılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder