Metin
Uçar
Büyük Ekim Devrimi’nden sonra Bolşeviklerin çok sayıda
kilise ve kiliseye bağlı binayı yıktıkları ya da dinle bağdaşmayacak amaçlarla
kullandıkları bilinen bir şeydir. Bu yazımda halk arasında bir anekdot olarak
dolaşan bir olayı anlatacağım. Rastlantı eseri öğrendiğim bu olay bana çok
mantıklı geldi. Hep merak ederdim onca kilise yıkılırken bazılarına neden
dokunulmamıştı? Bunlardan belki en önemlisi Kızıl Meydan’ın incisi ve Rusya’nın
dünyaca bilinen güzelliği Vasiliy Blajennıy Kilisesi (Mutlu Vasiliy). Yazımdan
bazı tarihi kişileri sempatik gösterme amacı güttüğümü düşünenlere hemen ‘hayır
öyle değil’ diyerek devam ediyorum. Bu sadece bir anekdot.
Yeni sovyet devleti halkı eski hayat sisteminden
uzaklaştırmak için çaba sarfetmekteydi. Bu sistemlerin belki de en güçlüsü
kayıtsız şartsız boyun eğmeyi şart koşan Ortodoks Kilisesi idi. Dolayısı ile
Ekim Devrimi’nden sonra bir kilise yıkma furyası başlar. Sadece Moskova’da 433
kilisenin yıkıldığı söylenir. Bunların en büyüğü olan Kurtarıcı İsa Kilisesi
1931’de yıkılmıştı. Yıkım işinin başında Stalin’e yakın parti çalışanı Lazar
Moiseyeviç Kaganovskiy vardır. Kaganosvkiy yıkım işini öyle bir iştahla
yönetmekteydi ki yıkılacak kilise listesinin sonu yok gibiydi. Vasiliy
Blajennıy Kilisesi de bunlardan biri idi. Kaganoviç’e göre bu kilise Kızıl
Meydan’ın hemen çıkışında yolu tıkayan bir yapı idi. Geçit törenlerinin
yapılmasını zorlaştırıyordu.
1930’lu yıllarda Moskova’nın kapsamlı bir rekonstrüksiyon
çalışması başlatılır. Kaganoviç bu çalışma sırasında kiliseden kurtulmayı
planlar. Kaganoviç’in o dönemde yürüttüğü çalışmaların önemli bir kısmı metro
inşaatı ile ilgidir. 1935 – 1955 yılları arasında Moskova Metrosu onun adını
taşımıştır. Günümüzün Ohotnıt Ryad metro istasyonu 1957’ye kadar onun adını
taşımıştır. O yıllarda yaşanan yıkım olayları konusunda hem eleştirilen hem de
övülen bir kişidir. Biz kendisini tarihin sayfalarına bırakıp Kızıl Meydan’a
dönelim.
Dediğim gibi Vasiliy Blajennıy Kilisesi Kaganoviç’e göre
yıkılması gereken yapılardan biri idi. Kaganoviç sadece kiliseyi değil tarihi
GUM binasını da yıkmak istemektedir. Ancak bu düşüncesine ilk karşı çıkan
Moskova’nın o dönemdeki baş mimarı Borovskiy olur. Borovskiy ‘ölürüm de buna
izin vermem’ der. Ancak Kaganovskiy yoluna devam eder. Hazırladığı maket ile
Kızıl Meydan’ın rekonstrüksiyonu konusu ile Stalin’in huzuruna çıkar. Söz
anlatımı sırasında Vasiliy Blajennıy Kilisesi’ne gelir. Kaganovskiy kilisenin
olmaması halinde çıkışın nasıl ferahlayacağını göstermek için maketi yerinden
oynatır. Stalin kısa bir aradan sonra net bir şekilde konuşur: ‘Lazar! Kiliseyi
yerine koy, dokunma!’
Başka söze gerek var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder