Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Osmanlıya vurulan son darbe bir kadının elinden oldu.
Birileri saraydaki çapkınlıklarını konuşadursun Petro’nun reformlarını devam
ettiren Katerina Rusların ezeli meseleleri üzerine gitmekten de geri
durmuyordu. İsveç sorununu çözen Büyük Petro’dan sonra Katerina Osmanlı ve
Polonya ile yaşanan sorunlara son verme niyetindeydi.
Petro’nun denizcilik alanında başlattığı ilerleme önemli
bir değişim yaratmıştı. Sadece gemi sayısı artmamış aynı zamanda teknik ve
taktik yetenekler de gelişmişti. Katerina Rusya’nın bu yeni gücüne inanıyordu.
Neticede Katerina amacına ulaştı ve Kırım’ı alarak gerileme dönemi yaşayan
Osmanlı için büyük bir travmaya neden oldu.
1768-74 arasındaki savaşta Kırım işgal edilmiş ve ele
geçirilmişti. Katerina’nın sevgililerinden biri olduğu ileri sürülen Aleksey
Orlov’un yönetimindeki Rus donanmasının 6 Temmuz 1770’de Osmanlı donanmasını
batırması şok etkisi yaratmıştı.
Çeşme Savaşı birçok şeyin sonu ve başlangıcıydı aslında.
Burada Petro reformları ile kendini güçlendirmiş Rus donanması ile kendini
yenileyememiş ve denizlerdeki hakimiyeti kaybetmiş Türk donanması
karşılaşıyordu aslında. Orlov’un yönettiği filo Baltık’tan Türk sularına girdi
ve Çeşme koyunda Osmanlı donanmasını batırdı. Osmanlılar açısından önemli
taktik hatalar yapılmıştı. Bazı kaynaklara göre 11 bin Osmanlı denizcisi
hayatını kaybetmişti.
1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım
bağımsızlaşmış ama Ruslar amaçlarına tam olarak ulaşamamıştı. Osmanlı ise bu
durumu sindirememiş ve beklemeye koyulmuştu. 1787 yılında Osmanlılar tarafından
yeniden savaş ilan edildi.
Osmanlılar İngiltere ve İsveç’in desteğine sahipti ve hatta
İngiltere 1791 yılında savaşa girecekti neredeyse. Avusturya ise Rusya
tarafındaydı.
1787-92 arasında kara savaşı olarak devam eden çatışmalarda
1812’de Napolyon’u yenecek olan ünlü komutan Mihail Kutuzov’un özellikle İsmail
kalesindeki direnişi kırması önemliydi. Ruslar üstün gelmiş ve İstanbul’a
ilerlemeye başlamıştı. Bunun üzerine 9 Ocak 1792’de Yaş Antlaşması imzalandı.
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı’ya göre Karlofça’dan (1699)
sonra Türk tarihini Yaş Antlaşması kadar etkileyen başka bir antlaşma
olmamıştı. Karlofça Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki varlığını bitirirken, Yaş
Antlaşması Karadeniz’deki varlığına büyük bir darbe vurmuştu. Bu antlaşmaya
göre Küçük Kaynarca ve daha önceki tüm antlaşmalar yürürlükte kalacaktı. Rusya
bütün Ortodoks tebaa üzerinde koruyucu olmaya devam edecekti. Ayrıca anlaşmaya
göre ticari imtiyazların kesilmeyerek olduğu gibi devam edeceği hüküm altına
alınmıştı.
Osmanlı ile Rusya arasında Padişah III. Selim tahtta iken
yapılan bu antlaşma ile Rusya Kırım’da kesin olarak hakimiyetini sağlamış,
büyük bir moral bozukluğu yaşayan Osmanlı İmparatorluğu ise çöküş sürecine
girmişti.
KAYNAKLAR:
-RIASANOVSKY, N. ve STEINBERG, M., Rusya Tarihi
-EVTUHOV, C. ve STITES R., Rusya Tarihi
-www.history.com
-www.wikipedia.org
-www.Diğer kaynaklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder