Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Alaska Amerika Birleşik Devletlerinin 49. eyaleti malum.
Yüz ölçümü 1,7 milyon kilometre kare. Fakat iklim özellikleri nedeniyle
yaklaşık 731 bin kişi yaşıyor. Bununla birlikte çok zengin doğal kaynaklara
sahip. Yıllık ekonomik hasılası 60 milyar dolar civarında. Kişi başı geliri
yaklaşık 75 bin dolar ve bu açıdan en zengin yedinci eyalet. Zengin petrol, gaz
ve kömür rezervlerine sahip. Başta somon olmak üzere balıkçılık açısından da
önemli bir yer. Doğal gaz rezervlerinin 85 trilyon fit küp seviyesinde olduğu
tahmin ediliyor. Petrol üretiminde ise Teksas, Kuzey Dakota ve Kaliforniya’dan
sonra dördüncü sırada geliyor.
Peki böylesine önemli bir yeri 1867 yılında Rus çarı II.
Aleksandr neden ve kaça satmıştı? Birçok noktada toprak ve hakimiyet mücadelesi
veren çar neden böyle bir noktaya gelmişti?
II. Aleksandr Rusya’nın reformcu son çarıydı malum.
Serfliğin kaldırılması çok önemli bir adımdı örneğin. Ayrıca yargı reformu,
askeri reformlar ve yerel yönetim reformu da önemliydi. Bu reformlar yanı sıra
dış politika alanında da adımlar atan Aleksandr özellikle Balkanlardaki Slav
halkların korunması gerekçesiyle Osmanlı ile savaşa hazırlanıyordu. 1877-78
yıllarında gerçekleşen bu savaş önemli sonuçlar doğurmuştu.
Aleksandr Kırım Savaşının (1853-1856) yarattığı maliyetin
giderilmesi, reformların hayata geçirilmesi ve yeni savaş hazırlıkları
nedeniyle paraya ihtiyaç duyuyordu. Fakat bu durum Alaska’nın satılmasında
önemli bir gerekçe değildi yine de. Alaska kararında en önemli neden diğer
stratejik noktaların korunmasına öncelik verilmesi ve planlanan savaşların
gerçekleştirilmesi kapsamında uzak noktadaki Alaska’nın korunamayacağı
endişesiydi. Ayrıca Alaska’nın taşıdığı potansiyel tam olarak bilinemiyordu.
Rusya, 18. yüzyılın ilk yarısında Kuzey Amerika'da varlık
göstermiş, ancak çok az Rus Alaska'ya yerleşmişti. Kırım Savaşı'nın ardından,
II. Aleksandr Alaska'yı satma olasılığını araştırmaya başladı. En önemli sebep
Rusya'nın baş rakibi Büyük Britanya tarafından buranın fethedilmesinden
korkulmasıydı. ABD’nin ise bu anlamda tampon görevi göreceğine inanılıyordu.
Çar'ın kendi kardeşi bile Alaska'yı Rusya'nın
karşılayamayacağı bir lüks olarak adlandırmıştı. 1850'lerin sonlarında, Rusya
ve Amerika Birleşik Devletleri, bölgenin satışı için ön görüşmelere başladılar.
Amerikan İç Savaşı'nın patlak vermesiyle görüşmeler yarıda kesildi. Ancak
Lincoln ve Johnson yönetimlerinde dışişleri bakanı olarak görev yapan ve ateşli
bir yayılmacı olan Senatör William Seward, Alaska’nın ülkelerinin ileri
karakolu olabileceğini düşünüyordu.
Amerikan İç Savaşı'nın sona ermesinin ardından ABD
Dışişleri Bakanı William Seward, Alaska'nın satın alınması için Ruslarla
görüşmelere başladı. 30 Mart 1867'de bir anlaşma yapıldı ve bu anlaşma Birleşik
Devletler Senatosu tarafından büyük bir farkla onaylandı.
Peki
kaça satılmıştı Alaska?
Satış işlemi toplam 7,2 milyon dolar (dönüm başına 2 sent)
bedelle gerçekleşmişti. Bölge 18 Ekim 1867 tarihinde ABD’ye geçmişti. Bugünkü
rakamlarla, yani ABD enflasyonu hesaba katıldığında toplam tutarın 130 milyon
doları geçtiği sanılıyor. ABD kanadından pek çok kimse Alaska'ya sahip olmanın
Asya'daki Amerikan ticaretini genişletmek için bir üs görevi göreceğine
inanmıştı. Yine de bazı muhalifler bu işe yaramaz toprakların satın alınmasına
karşı çıkmışlardı. Başlangıçta Alaska Bölgesi olarak adlandırılmış, 1959
yılında ise eyalet statüsü verilmişti.
Bugün kimi Rus milliyetçileri bu satışı çarın devasa bir
gafı olarak görüyor ve Alaska Rusya’nın elinde olmuş olsaydı jeopolitik
dengelerin tamamen farklı olacağına inanıyor.
KAYNAKLAR:
-RIASANOVSKY, N. ve STEINBERG, M., Rusya Tarihi
-EVTUHOV, C. ve STITES R., Rusya Tarihi
-www.history.com
-www.wikipedia.org
-www.history.state.gov
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder