Kaynak:
https://seyler.eksisozluk.com/
Rusya Federasyonu'nun resmi dili ve dünya üzerinde 150
milyondan fazla kişinin anadilidir. Doğu Slav dilleri arasında yer alır, tüm Slav
dilleriyle akraba olsa da diğerlerinde bulunmayan ilginç özelliklere sahiptir.
Doğru telâffuzunu mükemmel öğrenmesi en zor olan dillerden biridir. Bunun
nedeniyse Kiril alfabesiyle yazılması değil çok ilginç kurallarla açıklanabilen
istisnalara sahip olmasıdır.
Örneğin yumuşatma karakterinin ne işe yaradığını Rusça'yı
yeni öğrenmekte olanların çoğu, sözcüğü bir Rus'un ağzından yumuşatma karakteri
olan ve olmayan hâlleriyle defalarca duyana kadar anlamaz. Bunun yanı sıra
vurgunun olmadığı o harfleri a diye okunur. Örneğin başkent Moskova'yı Ruslar
"Maskva" diye telâffuz eder, çünkü vurgu son hecededir. Bizim gibi
vurguyu ilk hecede yapsalar moskva diyeceklerdi. Ayrıca segodnya yazılır, sevodnya
okunur. Sonu yazılırken -ego diye biten birçok sözcükte bu kısım -evo diye
okunur. Bunun dilbilimiyle ilgilenmeyenleri bayacak uzunca bir bilimsel
açıklaması vardır. Kısa özeti şudur ki bu yapıya sahip olan sözcükler iyelik
ekinden sonradan bu hâle dönüşmüş oldukları için böylelerdir. Bu da yeni
öğrenenleri dumurlara salıp ürkütmektedir.
Rusça'da e sesi pek yoktur, ye sesi vardır. Özellikle de
ilk hecedeyse. Yeni öğrenenlerin çoğu bunu unutup e sesi verdikleri için
Türkçe'yi Rusya'da yaşamadan öğrenen Türkler bir Rusla Rusça konuştuklarında
tipleri kurtarıyorsa genelde Sırp ya da Bulgar sanılır. Ayrıca ye- kökü yemek
fiilinin köküdür, bu da Rusça'ya Türkçe'den geçen veya bir biçimde Türkçeyle
aynı olan bol sayıdaki sözcükten yalnızca biridir. İki dilde aynı olan
sözcüklerin çoğu ikisine de başka yerden geçmiştir. Örneğin çay, arbuz
(karpuz). Ama doğrudan Türkçe'den veya diğer Türki dillerden geçen çok sayıda
sözcük de bulunur. Rusça'da baba anlamına gelen otets sözcüğü Türkçe ata sözcüğünden
gelir. Rusça'daki bazı başka Türkçe kökenli sözcüklerse sis anlamına gelen
tuman (dumandan geliyor) ve kırk anlamına gelen sorok'tur. Sisteme bakılınca
kırk sözcüğünün çetrdesyat olması gerekir, ancak türkçe'den alıntı sorok
kullanılır. Bu dilbilimciler için iştah açıcı bir durumdur çünkü bu teorinin
doğruluğunun kanıtı çok ilginçtir. kırkayak hayvanına tüm diğer Slav dillerinde
yüz ayak denirken (Çekçe stonojka, Sırpça stonoga) Rusça'da Türkçe'deki gibi
kırkayak (sorokonojka) denmektedir.
Rusça'yı diğer Slav dillerinden ayıran bir diğer özellik de
iyelik belirten yapının Slav dillerinden öte Hint-Avrupa dilleri genelinde pek
benzeri görülmeyen bir biçimde olmasıdır. Türkçe'de nasıl "bir kız kardeşe
sahibim" değil de "bir kız kardeşim var" diyorsak Ruslar da
"u menya yest sestra" derler. Yani "bende bir kız kardeş
var". Sırpça'da bu yapı "imam sestru" biçimindedir. Lehçe'deyse
"mam siostre". Yani Slav dilleri aynı yolda giderken Rusça bambaşka
bir sistem kullanmaktadır.
Rusça'da olmak fiili de basit cümlelerde kullanılmaz. Örneğin
ben öğretmenim demek için Sırplar "ja sam ucitelj" derken Polaklar
"jestem nauczyielem" der. Birinde bitişik diğerinde ayrı olsa da her
ikisinde de olmak fiili vardır. Rusça'daysa "ya uçitel" denir. Yani
"ben öğretmen".
Rusça çok derin bir dildir ve derin Rus kültürü yüzünden
günlük dilde düzenli kullanılan aşağı yukarı her şeyin derin ve/veya ilginç bir
açıklaması vardır.
Örneğin Rusça'da hapşırana söylenen bud zdorov / budite
zdorovy kalıplarını masaya yatırıp ameliyat ettiğimizde yalnızca "sağlıklı
ol" demekten biraz öte bir anlamı olduğunu görürüz. Derevo ağaç demektir.
"bud z-dorov" diyince de "ağaçsal ol" gibi bir anlam çıkar.
Ruslar hapşırdıklarında aslında birbirlerine "ağaç gibi ol"
demektedir. Yani ağaç gibi uzun yaşa...
Peki ya teşekkür ettiklerinde ne derler? Teşekkür sözcüğü olan spasibo (vurgu o'da olmadığı için spasiba diye okunur) aslında "spasi bog" kalıbından türemiştir. Spasat fiiliyle bog sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. İlki korumak, diğeri tanrı. Yani Ruslar biri kendilerine bir iyilik yaptığında ona "tanrı seni korusun" diyor.
Haftanın günleriyse başlı başına dilbilimcinin orgazm
kaynağı. Pazar gününe tüm Slav dillerinde nedely, nedele, nedela gibi şeyler
denir, kaynağıysa "ne delya", yani "bir şey yapma". Hristiyan
inancını göz önünde bulundurduğumuzda bu adın nereden icap ettiğini anlamak
için saatlerce araştırma yapmak gerekmiyor. Pazartesiyse ponedelnik, yani "nedely"
olanı takip eden gün. Salı anlamındaki vtornik ikinci demek, çarşamba
anlamındaki sreda ise "orta". Perşembe çetverg, yani dördüncü. cuma
olan pyatnitsa ise beşinci. Cumartesi anlamındaki subbota doğrudan Yahudi
kültüründeki sabbath/sebt gününden alınmış. Pazar günüyse Rusça'da diğer Slav
dillerindekilerden farklı: Voskreseniye. Yani diriliş. Pazar günü hiçbir şey
yapmamak Rus Ortodoks kilisesine yetmeyince güne resmen İsa'nın dirilişinden
esinlenerek yeni bir ad vermişler. Tabi haftayla pazar gününün adı aynı olmasın
diye de yapılmış olabilir.
Rusça'nın her şeyi elbette bu kadar resmi ve derin değil. Örneğin kişi adları.
Çoğu adın bir anlamı var gerçi. Örneğin Vladimir dünyanın hâkimi gibi bir
anlama geliyor, mir dünya demek. (buradan Putin'in oraya rastgele gelmediği bir
düşünce çıkabilir tabi) sonra ivan, john'un rusçası. Oleg Viking dilinde
bayram/tatil anlamına gelen Helg sözcüğünden geliyor. Dişisi de olga, Almanların
helgasıyla aynı ad. natalya yeniden doğuş demek. (doğum öncesi =
pre"natal"). Gel gelelim Ruslar bu güzelim adların canına okuyor ve
herkese lakap takıyor. Bir rus'un başka bir Rus'a adıyla seslenmesi çok ender
görülen bir olay. Ya resmi yaklaşıp ad+patronimikle (babasının adı sergey
diyelim, erkekse sergeyeviç, hatunsa sergeyevna. Yani babası sergey olan
vladimir adlı bir kişinin tam adı vladimir sergeyeviç + soyadı oluyor) hitap
ediyor, ya da kısaltmayla. Arkadaşımın arkasından vladimir diye seslendiğinde
duyabilecek mesafede kaç kişi varsa bakmıştı. Ne kadar çok vladimir varmış diye
düşündüm önce, sonra bir baktım kadınlar da bakıyor. Nedeni anlaşıldı: vova ya
da valodya diye hitap etmem gerekiyormuş. vladimir'e vladimir diye hitap eden
birini duyunca garipseyip bakmışlar. İvan'a vanya, aleksandr'a saşa diyorlar
örneğin. Sonra Amerikalıların ve bilumum başka milletlerin ad sanıp çocuklarına
koyduğu bazı başka adlar da aslında ad değil, Rusların kısaltmaları. Nataşa'yı
zaten bilirsiniz, mesela bir de tanya var. Öyle bir ad yok aslında. Bir hatun
size kendini tanya diye tanıştırdıysa tüm mal varlığınıza bahse girebilirsiniz
ki pasaportunda tatyana yazıyor.
Rusça yazımızı da basit bir atasözüyle bitirelim:
"starost ne radost", yani "yaşlılık mutluluk
değildir".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder