Sözcüklerin izini sürmek, tarihe de ışık tutuyor.
Sözcükler
de ilden ile, memleketten memlekete göç ediyorlar; bazen de değişime uğrayarak
yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu arada ilginç olaylar ortaya çıkıyor. Başka
anlamlarla geldikleri yere geri dönüyorlar.
Malum bugün Hollanda’nın simgesi olan lalenin menşei
Osmanlıdır.
Efendim, bir rivayete göre 1400'lü yıllarda, Avrupalı bir
gezgin, İstanbul'da yolda sarığına lale takmış bir adama rastlamış, işaret ederek
başındakini sormuş. O da “turban” diye yanıtlamış; ama aslında gezginin öğrenmek istediği sarığa iliştirilmiş çiçeğin adı imiş. Adam ise gezginin
sarığını sorduğunu zannetmiş.
Böyle bir yanlış anlaşmayla, güya “lale” çiçeğinin adı
birçok Avrupa diline “tulpan” olarak girer.
Bizim “lale”ye Felemenkçe “tulpen”, İngilizce “tulip”,
Almanca “tulpen”, Fransızca tulipes, Rusça “tyulpan (Тюльпан)” diyorlar.
Azerbeycan dilindeyse laleye “Lalə (Tulipan)” gülü
denmekte.
Lalenin anavatanı Pamir, Hindukuş ve Tanrı dağları.
Türkler göçleri esnasında bu bitkinin soğanlarını Anadolu'ya getirmişler.
1500'lü yıllarda Avrupa'ya Anadolu'dan giden lale özellikle Hollanda'da Osmanlı’da
olduğundan daha çok yaygın olmuş.
Belki bu hikaye doğru, belki de değil, ama ilginç ve
dinlemesi hoşa gidiyor.
***
Hikayemizdeki adamın başındaki sarık (“Sarmak”tan geliyor).
Öz Türkçe “saruk” diye başlığa sarılan beze deniliyor.
Bu bez tülbent. Yani sarık tülbentten yapılıyor! Tülbent, ince
ve seyrek dokunmuş, hafif ve yumuşak pamuklu bez. Genellikle doğrudan başa
veya fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaş baş
örtüsü.
Sih ve müslüman toplumlarında, genellikle Asya
ülkelerinde yaygındır. Sarık Türklerde halk arasında
yaygınlaşmamıştır. Osmanlı Devleti zamanında Osmanlı sultanları ve
din büyükleri tarafından takılırdı. Osmanlı padişahları da başlangıçtan 2.
Mahmut dönemine kadar sarık takmışlardır.
Bu kelimenin kökeniyse Farsça “dulband” sözcüğü.
Avrupa dillerine de buradan geçmiş. Pek çok Avrupa dilinde “turban” olarak
anılır.
Bizim “sarık”a
Felemenkçe “tulband”, Fransızca “turban”,
İngilizce “turban”, Rusça “Tyurban (Тюрбан)” denilir.
***
Rivayete göre hikayemizdeki Avrupalı gezginin dikkatini
çeken iki nesne, “sarık” ve üzerindeki “lale” Felemenkçede benzer birer
sözcükte anlam kazanmışlardır.
Hollandalıların konuştukları dillerden biri olan Felemenkçede
lale “tulpen”, sarık ise “tulband” olarak sözcük dağarcıklarına girmiştir.
Ve işte bu çok ilginç: Fransızcadan Türkçeye geçen “türban” kelimesi
ise yenilerde Türkçede kadın
başörtüsü anlamında kullanılmaya başlandı.
Görünüşe göre Türkçede “tülbent” olarak geçen
kelime, Avrupa’ya yaptığı yolculuğun, uzun bir serüvenin ardından
Fransızcadan Türkçeye “türban” olarak geri dönüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder