Moskova

Moskova

17 Ocak 2020 Cuma

"Kansız devrim, Perestroyka..."




Rusya’da Devlet Başkanı Putin’in anayasa değişikliği teklifi ve hükümetin istifası uzmanlar tarafından nasıl değerlendirildi? İşte yorumlardan bazıları:

Kremlin’e yakınlığıyla bilinen ünlü politolog Aleksey Çesnakov, Telegram kanalından attığı mesajda, hükümetin istifasının Rusya için “perestroyka'ya eş çok ciddi bir adım” olduğunu yazdı.

Bunun ülkede sisteme “çok yük bindiği” anlamına geldiğini belirten analist, “Detayları şu an yalnızca Putin biliyor ve kimseye söylemiyor. Sadece iki şey belli: Birincisi, Putin’in başkanlık süresinin sona ereceği 2024’ten sonra da iktidarda kalacağı. İkincisi, Putin’in 2024’ten sonra başkanlık koltuğunda oturmayacağı” değerlendirmesinde bulundu.
NSN ajansının sorularını yanıtlayan Politik Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Sergey Markov ise, Putin’in başbakan adayı olarak gösterdiği Mihail Mişustin’in hükümeti etkili bir şekilde yönetebilecek “sağlam” bir isim olduğu yorumunu yaptı. Markov, Mişustin için “Finans çevrelerinden olmayan bir teknokrat, KGB’den değil, Putin’den çok daha genç” ifadelerinde bulundu. 

Russia Today’in Genel Yayın Yönetmeni Margarita Simolyan, Putin’in kararını “kansız devrim” olarak yorumladı.

Avrupa Üniversitesi ve Helsinki Üniversitesi Öğretim Görevlisi Profesör Vladimir Gelman, Rosbalt ajansına yaptığı değerlendirmede, "Rusya'da yalnızca iktidar organlarının yetkileri değil, yetkili kişileri de değişecek. Hükümetin statüsü değişirken, Devlet Konseyi'nin rolü atacak. En önemlisi, Putin 2024'ten sonra da ülkeyi yönetmeye devam edecek" dedi. 

Konuyla ilgili açıklama yapan Sayıştay Başkanı Aleksey Kudrin, "Yeni anayasada devlet başkanının yetkileri ve kuvvetler ayrılığı net olarak belirlenmeli. Başbakanın devlet başkanı tarafından azledilebileceği durumlar belirlenmeli" ifadelerine bulundu.

Putin'in en önemli muhalifleri arasında gösterilen Aleksey Navalny, bu önerilerin hayata geçmesi halinde, Sovyetler Birliği dönemindeki sisteme geri dönülmüş olacağını söyledi. Navalny, yapılacak referandumun ise hileli olacağını öne sürdü.

Siyasi analist ve blogger Andrei Malgin, Putin'in önerilerinin ülkeyi sonsuza dek yönetme planı olduğunu söyledi.

Parlamentonun alt kanadı Duma'nın üyesi Rus siyasetçi Gennady Gudkov da, "İktidarın Devlet Başkanı Putin'den Devlet Konseyi Başkanı Putin'e devri bugün başladı. Anayasa değişecek ama Putin'in gücü değişmeyecek" dedi.

DW'ye değerlendirmede bulunan politolog Konstantin Eggert, "Putin'in anayasa değişikliği teklifi, ülkede her şeyin sorumluluğunu üzerine almaktan yorulduğunu gösteriyor. Artık toplumsal hoşnutsuzlukla ilgili konulara başbakan ve milletvekilleri cevap verecek. Putin ise Belarus'u Rusya ile birleşmeye zorlamakla, Donbass'la, Libya'yla, Suriye'yle, Batı ile meşgul olacak. Medvedev'i Devlet Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı yapması, Putin'in eski başbakanı kontrol altında tutmak istediğini gösteriyor" yorumlarını dile getirdi. 

Ünlü sunucu Tina Kandelaki, “Putin yine her şeyin başına geçti. Perestroyka’ya hoş geldiniz” yorumunu yaparken, muhalif Kseniya Sobçak, “Anayasal değişiklikler için referandum, beklenmedik yeni bir dönüş ve güçlü bir bitiriş. Duma’da şimdi yeni haklar için yoğun bir mücadele başlayacak” diye yazdı.

DW'ye göre Alman basınında da konuyla ilgili ilginç değerlendirmeler var:

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in parlamentonun yetkilerinin artırılmasını öngören anayasa değişikliği önerisini açıklamasından kısa bir süre sonra Başbakan Dimitri Medvedev ve kabine üyeleri beklenmedik bir şekilde istifa etti. Frankfurter Rundschau, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal duruma dikkat çekiyor.
 
"Rusya'da Başbakan Medvedev liderliğindeki hükümet, Devlet Başkanı Putin'in Çarşamba günü anayasa değişikliğini gündeme getirmesinin ardından istifa etti. Bu aceleci itaatkârlık, hükümetin zayıflığının ya da Devlet Başkanı'nın ne kadar güçlü olduğunun açık bir göstergesi. Görevde iki yılı bile doldurmayan bir hükümetin neden şimdi istifa ettiği henüz belirsiz. Ancak ekonomik krizin yaşandığı ülkede düzenlenen protesto gösterileri, toplumun stres altında olduğunu, ülkeden göç etmeye istekli olanların sayısının 18 ile 24 yaş grubunda şimdiye kadar görülmediği kadar yüksek (yüzde 50'inin üzerinde) olduğunu gösteriyor. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan Putin'in de memnun olduğu söylenemez. Ülkede krizin tırmanmasına yol açan siyasi sistemden onun sorumlu olması ise şimdi arka planda kalıyor."

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesindeki yorumda, Putin'in 2024 yılında görevini bıraktıktan sonra da iktidarını korumayı hedeflediği görüşü savunuluyor.

"Putin, Rusya'nın siyasi sistemini öyle değiştirmek istiyor ki, devlet başkanı olmadığı zaman da ülkeyi kontrol etmeye devam etsin. Bu nedenle de, 2024 yılında görevi bıraktığı zaman, devlet başkanlığının önemli yetkilerini korumak istiyor gibi görünüyor. Aslında yakınındaki isimlerden Dimitri Medvedev hiç de kötü bir halef olmazdı. Dikkat çekmeyen, ama yarı liberal, Batılılar için rahat bir muhatap. Şimdi Medvedev kenara itiliyor. Vladimir Putin dört yıl sonra Kremlin'e veda ettiğinde, başbakanın kim olacağı tamamen belirsiz. Kesin olan sadece bir şey var: Putin Rusya'nın en güçlü adamı olarak kalacak."

Pforzheimer Zeitung'da da aynı konu işleniyor.

"Yılbaşı tatilinden kısa bir süre sonra Vladimir Putin güçlü bir vuruş ile geri döndü: Anayasada değişiklik yapmak istiyor. Kahve falı bakar gibi tahminler de şimdiden başladı. Putin'e eleştirel bakanlar, Kremlin şefinin sonsuza kadar görevde kalmak istediğini söylüyor. Daha büyük ihtimal ise şu: Putin, anayasa değişikliği ile görevi bırakacak olmasına hazırlık yapıyor ve müstakbel devlet başkanı için yeni oyun kuralları belirliyor, halefinin daha düşük profilde yönetmesini istiyor. Buna karşılık parlamento daha fazla güç sahibi olacak. Demokratik mi? Pek değil. Bu adım, ipleri elinde bulunduran Putin'e nüfuzunu artırma imkanı veriyor. Zira Putin yanlısı Birleşik Rusya partisi Duma'da mutlak çoğunluğa sahip bulunuyor."

Stuttgarter Nachrichten gazetesi de aynı konuyu ele alıyor.

"Kremlin'in mesajı 'yeni bir başlangıca cesaretimiz var' oldu. Ama bu riyakarca yapılan bir yeni başlangıç. Vladimir  Putin'in ayrıntılı bir şekilde anlattığı devletteki yeniden yapılanmanın halka da sorulması öngörülüyor. Bunun hangi şekilde olacağı konusunda Devlet Başkanı susuyor. Zaten burada söz konusu olan bu da değil. Söz konusu olan yönetimde söz sahibi olma, ifade özgürlüğü, herkesin ciddiye alınması gibi güzel sözler. Putin'in bütün bunlarda ne kadar ciddi olduğunu ise hızlıca gelen ve organize edildiği belli olan hükümetin istifası gösterdi."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder