Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
1.Nikolay Vasiliyeviç Gogol (1809-1852) “Ölü canlar” adlı
romanı ve özellikle “Burun”, “Müfettiş” ve “Palto” adlı öyküleri ile devleşmiş
bir yazardır. Hayatta çoğumuzun tecrübe ettiği hayal kırıklıklarını, kafa
karışıklıklarını, takıntıları, kendi kendisiyle cebelleşmeyi yaşamış, arayış
içinde olmuş, seyahat etmiş, hayatı gerçekten ilginç olaylarla dolu bir
insandır aynı zamanda.
2.Yazar Vladimir Nabokov’a göre Gogol, ölümsüz eseri
“Palto”da olduğu gibi kendini koyuverip, şahsi uçurumunun kıyılarında
oyalandığı zaman, Rusya’nın şimdiye kadar yetiştirdiği en büyük sanatçı haline
gelmiştir.
3.Gogol’un “Ölü canlar” adlı romanı ve “Palto” adlı öyküsü
19. yüzyıl geleneksel Rus gerçekçiliğinin temeli sayılır. Rus ve dünya
edebiyatının çok önemli isimleri olan Turgenyev, Tolstoy ve Dostoyevski de Rus
gerçekçiliğinin en önemli temsilcilerindendir. Dostoyevski ise hepimiz Gogol’un
“Palto”sundan çıktık, diyerek Gogol’a gönderme yapmıştır.
4.Yazar Feridun Andaç Gogol ile ilgili şu tespitte
bulunuyor: "Gogol'un anlatılarında insanı yalnızlaştıran, sığındığı yerden
çıkaran ironide; gülümserken düşündüren, zaman zaman sizi öfkeye boğan bir
bakışla yüzleşirsiniz."
5.1809 yılında doğan Gogol çocukluğunda Ukrayna’yı, halk
kültürünü, köy hayatını iyi gözlemliyor. Rusya toplumunu ve Çarlık
Rusya’sındaki bürokratik tıkanıklığı, memuriyeti, hiyerarşi saçmalıklarını ve
toplumsal sorunları oldukça iyi analiz ediyor. Bu konuları çoğu zaman ironik
şekilde, taşlamalarla ele alıyor yapıtlarında.
6.Gogol 1828 yılında St. Petersburg’a geliyor. Memur olmak
istiyor ama burada para ve bağlantılar olmadan hayatın bir kabusa
dönüşebileceğini düşünüyor.
7.Bir ara tiyatro oyuncusu olmak istiyor ama girdiği
sınavda başarısız oluyor. Şiir çalışmaları beğenilmeyince bütün kopyalarını
yakıyor.
8.1831-1832 yıllarında yazıp yayınladığı öyküleri ile
dikkat çekmeyi başarıyor. Taşrayı, folkloru, halk kültürünü çocukluk döneminde
oldukça içselleştiriyor ve bu gözlemlerini özellikle ilk ses getiren çalışması
olan “Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları” adlı eserinde
ortaya koyuyor.
9.Puşkin ile iyi arkadaş oluyorlar. Puşkin’in
eleştirilerine ve yönlendirmelerine çok güveniyor. Puşkin’in genç yaşta bir
düelloda hayatını kaybetmesi onu sarsıyor.
10.Bir süre çalıştığı memuriyet görevinden ayrılıyor ve bir
kız okulunda tarih öğretmeye başlıyor. 1834’de St. Petersburg Üniversitesi’ne
tarih doçenti olarak atanıyor. Fakat kendini yetersiz görüyor ve bu pozisyonu
bir yıl sonra bırakıyor.
11.Gogol 1835'te “Burun” adlı öyküsünü Moskovski Nabludalet
Dergisi'ne gönderiyor ama derginin yazı işleri müdürü hikâyeyi beğenmediği için
geri çeviriyor. Edebiyat tarihinde böyle olaylar çoktur aslına bakılırsa.
12.Gogol öykü çalışmalarına devam ediyor. Söylendiğine göre
“Müfettiş” ve “Ölü Canlar” adlı eserlerin temalarını Puşkin veriyor.
13.“Ölü Canlar” 1842'de yayımlanıyor ve büyük ses
getiriyor. Gerçekten Gogol’un dehasının kapsamını ve gücünü ortaya koyan önemli
bir eser.
14.Bu romanda anlatılan, iş anlaşmalarında kullanmak ve
borç almak için, hayattalarmış gibi, toprak sahiplerine gidip onların toprağa
kayıtlı ölü serflerini(can) satın alan Çiçikov’un hikâyesidir. Bu eser I.
Nikolay dönemindeki kırsal Rusya'nın gerçekçi ve hicivli bir resmi olduğu için
büyük beğeni toplamıştır.
15.Gogol zamanla dinsel bir havanın etkisine giriyor ve
“Ölü Canlar”ın ikinci cildini yazıyor. Bu ciltte daha önceki
karakterlerini düzeltmeye ve onların Rusya'nın kurtarıcıları olmasına
çalışıyor.Fakat beğenmeyip yakıyor. Kudüs’e gidip hacı oluyor.
16.1847'de “Dostlarla yazışmalardan seçilmiş pasajlar”ı
yayınlıyor. Dini tecrübede kurtuluş arıyor. Gogol, bu kitabında pişmanlığını
ifade ederek, vatandaşlara sabır ve her şeyi Tanrıya bırakmalarını tavsiye
ediyor. Toprak köleliğinin (serfliğin) Tanrının yapısı olduğuna onları
inandırmaya çalışıyor. Fakat bu yaklaşımı büyük tepkiler alıyor.
17.Kilise çevrelerinin ve bazı din adamlarının etkisine
giriyor ama bir tür git geller yaşıyor daha çok. 1852 yılında Moskova’da
nöbetler içinde hayata veda ediyor büyük yazar.
18.Gogol’un “Palto” adlı öyküsü gerçekten muhteşemdir.
Burada alt sınıftan, fakir bir devlet memuru olan 9. dereceden kalem efendisi
Akaki Akakiyeviç’in hikayesi çok etkili verilmiştir. Kahraman Petersburg’un
amansız soğuğundan kendini korumak amacıyla yeni bir palto almak ister. Eskisi
parçalanmak üzeredir çünkü. Bunun için her şeyinden vazgeçer. Ayakkabıları
eskimesin diye kaldırımlarda yürüyüşünü ona göre ayarlar. Her şeyden tasarruf
eder. Milim milim hesap yapar. Sonunda bir palto yaptırır. Ama giydiği ilk gün
paltoyu çaldırması onun çöküşü olur. Yardım istediği bütün makamlardan
aşağılanarak geri çevrilir. Hastalanır ve ölür. Petersburg sokaklarında dolaşan
bir hayalete dönüşür. Dünyada bana göre dünyada bugüne kadar yazılmış en etkili
öykülerden biridir.
19.Bu öyküde o dönem Rusya’sının çelişkilerinin, ezilmiş
kesimlerin, memuriyet hiyerarşisindeki saçmalıkların gerçekçi ve hicivli bir
şekilde anlatıldığını söylemek mümkündür. Ama “Palto” öyküsü bunları aşan,
gerçek dışına da çıkan ve yazarın uçlarda dolaştığı, dehasını ortaya koyduğu,
sıra dışı bir öyküdür ve Dostoyevski'nin övgüsünü boşuna hak etmemiştir.
20.Çernişevski Gogol hakkında şöyle demiş: "O
kendimizde bilinç uyandıran bir yazardı."
KAYNAKLAR:
-Nabokov, V., Rus Edebiyatı Dersleri
-Riasanovsky, N. ve Steinberg, M., Rusya Tarihi
-Andaç, F., Öykü Yazmak, Öyküyü Düşünmek
-Ömer Faruk Toprak - Kaleminden Portreler,
Haz-Füruzan Toprak - Kül.B.Yay-1994
-www.wikipedia.org
-www.britannica.com
-Gogol kitapları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder