Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
1.Odesa’da doğan(1889) Anna Ahmatova (asıl adıyla Anna
Andreyevna Gorenko) Rusya’nın en önemli kadın şairi olarak biliniyor. Babası
şair olarak ailelerinin ismine gölge düşüreceğine inandığı için Ahmatova Tatar
olan büyükannesinin soyadını kullanmaya başlıyor.
2.Ahmatova ilk şiirini 11 yaşında yazıyor. Yirmili
yaşlarında ilk yayınlarını yapan şair ilgi çekmeyi başarıyor. Genelde bir adam
ve bir kadın ilişkisindeki belirsiz ve karamsar noktaları işliyor ilk
şiirlerinde.
3.Ahmatova sözcük ekonomisindeki ustalığı ve duygusal
yoğunluğu ile Rus şiirinde çok önemli bir kadın sesi haline geliyor.
4.Erken şiirleri sembolistlerden etkileniyor. 1913'te
Akmeciler grubuna katılıyor ve açıklık, özlülük ve duygusal tecrübeleri öne
çıkarıyor. Genel olarak bu gruptaki sanatçılarda modern hayatın karmaşasına
karşı öz, estetik aşk ve hüzün ön plana çıkıyor.
5.Ahmetova’nın yaşamı Stalin döneminde, farklı olan bir
sanatçının yaşadığı acıları en iyi sembolize eden örneklerden biri gibi
duruyor.
6.İlk kocası Nikolay Gumilyov anti Bolşevik faaliyetleri
gerekçesiyle 1921'de kurşuna diziliyor. İkinci kocasından sonra birlikte
yaşadığı Nikolay Punin ise Gulag kamplarında ölüyor. Sonradan önemli bir
tarihçi olan oğlu Lev Gumilyov de bir bakıma annesi yüzünden uzun
süre kamplarda kalıyor.
7.Ahmatova’nın şiirlerinin yayınlanması 1925'den 1940'a
kadar yasak kalıyor. 1935 ve 1940 arasında yazdığı ve Stalin dönemi
eleştirisini içeren ünlü şiiri Requiem 1963'e kadar güvendiği on kişi
tarafından ezberlenerek korunuyor.
8.Politbüro üyesi Andrey Jidanov tarafından erotik, gizemci
ve Sovyet halkına yabancı olarak nitelenerek Yazarlar Birliği’nden çıkarılıyor.
Jidanov sanatta sosyalist gerçekçiliğin önemli bir savunucusu olarak biliniyor.
Sovyet dönemi eleştirmelerince Ahmatova genel olarak burjuva ve aristokrat
olarak görülüyor.
9.Genel olarak Bolşevik eleştirmenler kişisel şiirlerinin
yeni kollektivist düzenle bağdaşmadığını düşünüyor. Troçki Pravda’da yazdığı
bir makalede Ekim'le ilgisiz bir edebiyat diyor onun yapıtlarına.
10.Orlando Figes’e göre ise I. Dünya Savaşı ve devrim
koşulları sonrası Ahmatova’nın samimi lirik şiir tarzı sanki farklı bir
dünyadan geliyormuş gibi kalıyor.
11.Ahmatova II. Dünya Savaşı'nın ilk aylarında sivil
savunmaya katılıyor ve şehrin motivasyonunu yükseltmek için katıldığı radyo
yayınlarında etkili konuşmalar yapıyor.
12.Puşkin hayranı olan Ahmatova’nın Puşkin üzerine çok
sayıda denemesi bulunuyor.
13.Ahmotova 1964 yılında İtalya’da uluslararası
Etna-Taormina şiir ödülüne layık görülüyor.
14.Anna Ahmatova 1966 yılında Moskova yakınlarındaki
Domodedevo’da hayata veda ediyor.
15.Türkçe’ye çevrilmiş çok sayıda eseri bulunan
Ahmatova’nın Ataol Behramoğlu tarafından çevrilen şiirlerinden
biri aşağıda yer alıyor:
Bilmiyorum, yaşamakta mısın, öldün mü?
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni,
Yoksa, akşamın yaslı karanlığında,
Bir ölüyü mü düşünmeli...
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni,
Yoksa, akşamın yaslı karanlığında,
Bir ölüyü mü düşünmeli...
Her şey senin için: Gün boyunca dualarım.
Uyuşturan ateşi uykusuz gecelerin;
Şiirlerimin beyaz sürüsü,
Ve mavi yangını gözlerimin...
Uyuşturan ateşi uykusuz gecelerin;
Şiirlerimin beyaz sürüsü,
Ve mavi yangını gözlerimin...
Hiç kimse daha yakın olmadı bana,
Hiç kimse böylesine üzmedi beni,
Acıya salıp gidenler bile,
Okşayıp bırakanlar hatta.
Hiç kimse böylesine üzmedi beni,
Acıya salıp gidenler bile,
Okşayıp bırakanlar hatta.
KAYNAKLAR:
-Riasanovsky, N. ve Steinberg, M., Rusya Tarihi
-FIGES, O., Nataşa’nın Dansı
-www.wikipedia.org
-www.britannica.com
-www.antoloji.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder