Bazen
sevilen filmlerde kullanılan deyişler, ifadeler halkın günlük diline girer. Bu, Rus dili için de söz konusudur. Rusçada da deyim haline gelen film alıntıları
vardır.
Sovyet
sinemasının altın çağını oluşturan çok sayıda filmden gelen halkın yaşam diline
pek çok deyiş girmiştir.Bu
alıntılar, Rusça konuşan herkes tarafından çok iyi bilinir ve sıkça kullanılır.
Buna bir
örnek 1968 yılında çekilen ve 20. Yüzyılın en güzel Rus komedi filmi olarak
kabul edilen efsanevi 'Бриллиантовая рука' (‘Pırlanta Kol’) filminden yapılan
alıntılardır.
Mosfilm’in prodüksiyonu olan bu film, halen pek çok televizyon kanalında ara sıra gösterilmekte ve Rus toplumundaki o dönemdeki Türkiye algılaması açısından da ilginç bir örneği oluşturmakta.
Moskova Sirki'nin efsanevi palyaçosu Yuri Nikulin'in başrolünü oynadığı bu filmin önemli sahneleri senaryoya göre İstanbul’da geçmişti. Senaryoya göre diyorum, zira çekilen sahnelerin bir iki plan dışında İstanbul’la hiç ilişkisi yoktu. Bakü'nün dar sokaklarında çekilen sahnelerde kara çarşaflı kadınlar, develer dolaşmakta, Arapça tabelalar bulunmaktaydı.
Filmde Yuri Nikulin’in canlandırdığı karakter, gemiyle turistik bir İstanbul seyahatine çıkar; ancak kendisini birden bir elmas kaçakçılığı olayının içinde bulur. Dar sokaklarda gezinir, bir dükkanın önünden geçerken karpuz kabuğuna basar ve kayarak kolunun üstüne düşer. Dükkanının önünde bekleyen çete elemanları onun bekledikleri kişi olduğunu zannederler ve içeri alırlar. Kolunu alçıya alırlar, alçının içine de kaçırılacak elmasları gizlerler. Böylece kaçmacası kovalaması bol olan filmdeki olaylar gelişir.
Kahramanımız, güya İstanbul sokaklarında dolaşırken evlerden birinin önünde müşteri bekleyen bir fahişeden davet alır. Kadın, “Sigil, sigil ay lulu” (цигель-цигель-ай-лю-лю) diyerek kahramanımızı içeri çağırır. Bu sözcükler tabii ki Türkçe değildir. Ama Rus seyircisi bunu bilmez.
Filmi defalarca
seyretmiş olan Rusların yaşamına bu filmde kullanılan ifadeler girer.
Bu alıntılar
genelde arkadaşlar arasında şakalaşılırken söylenir.
1.
Шеф, всё
пропа́ло, всё пропа́ло! [Гипс снима́ют, клие́нт уезжа́ет!] – Patron,
yandık, yandık biz! [Kol alçısı çıkartılır, müşteri ayrılır!] (Ruslar bunu
işlerin kötüye gittiğinde, paniğe kapıldığı zaman söyler)
2.
Семёёёён
Семёёёёныч! – Semyon oğlu Semyon! (insanın saf, unutkan veya akılsız
davranışları karşısında söylenir)
3.
Не
винова́тая я! Он сам пришёл!!! – Ben suçlu değilim ki! Kendisi geldi. (Bir
kişi bunu, suçunu kabul etmek istemediği zaman söyler).
4.
-Бу́дете у
нас, [на Колыме́] – ми́лости про́сим! – Bizim memleketimize [Kolıma’ya]
geldiğiniz zaman buyurun, bekleriz.
-Нет, уж
лу́чше вы к нам! – Hayır, siz bize gelseniz daha iyi. (Kolıma,
Rusya’daki bir nehrin adı, ama Stalin döneminde oralarda cezai çalışma kampları
kuruldu, ondan dolayı oranın şöhreti kötü oldu).
5.
Дитя́м –
моро́женое, ба́бе – цветы́. [Гляди́, не перепу́тай, Куту́зов!] – Çocuklara
dondurma, hanıma da çiçekler (al, ver). [Sakın karıştırma, Kutuzov!] (Hediye
vererek güzel bir izlenim bırakmak niyetinde olan bir kişiye tavsiye olarak
söylenir. Kutuzov, Napolyon’u yenen bir Rus general olarak bilinir. Bir gözü
kör olduğu için siyah göz bandı kullanıyordu. Filmdeki kahraman da gözaltındaki
moru saklamak için buna benzer bir siyah bant kullandı)
6.
Ци́гель,
ци́гель, ай-лю-лю́ [вре́мя, вре́мя, това́рищи!] – (Alıntı, Almanca
kelimeleri içerir) Haydi, haydi, çabuk çabuk [vakit vakit (çok önemli),
arkadaşlar!] (Biri, çok acele ettiğinde veya başka insanları acele
etmesini istediğinde söylenir)
7.
Ру́ссо
тури́сто! О́блико мора́ле! Ферште́йн? – (Alıntı, hep yabancı kelime
içerir) Rus turistler! Şeref ve namus! Anlaşıldı mı? (Soviyet döneminde Demir
Perde arkasında yaşayan Rusların yurtdışındayken ahlak dışı şeylerden uzak
olması gerektiği anlamında kullanılır)
8.
Как ты
могла́ поду́мать тако́е? Ты, жена́ моя́, мать мои́х дете́й! – Bunu nasıl
düşünebilirsin? Sen, benim eşim, çocuklarımın annesi! (Bir kişi, bunu
başka bir kişiyi sakinleştirmek ve kişinin suçlamalarını reddetmek istediğinde
söyler).
9.
-Мне на́до
приня́ть ва́нну, вы́пить ча́шечку ко́фе… - Banyo almam, bir kahve içmem
lazım...
-Бу́дет
тебе́ и ва́нна, бу́дет тебе́ и ко́фа, бу́дет и кака́ва с ча́ем, [пое́хали к
ше́фу]!!! – Al sana banyo, al sana kahve, al sana kakao ile çay; [haydi,
patrona gidiyoruz]!
10.
На́ши лю́ди
в бу́лочную на такси́ не е́здят! – Bizim adamlar ekmek almak için markete
taksiyle gitmez (Davranış açısından başkalarına benzemeyen, mesafeli
davranan bir kişi için söylenir).
11.
-Что у тебя́
там?! – Orada neyin var?
-Зо́лото,
брилья́нты! – Altınlar, pırlantalar! (Çok farklı durumlarda
kullanılır. Örneğin, biri, çantanızı alarak çok ağır olduğunu söyler, ‘Neyin
var orada?’ diye sorar; buna karşılık olarak kullanılır).
12.
Е́сли
челове́к идио́т, то э́то надо́лго. – İnsan aptalsa uzun zaman içinde aptal
olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder