Kaynak:
https://tr.sputniknews.com/
Modern
tarihin en etkileyici mühendislik harikalarından ve dünyanın en uzun tren yolu
Trans-Sibirya’nın inşası 100 yıl önce tamamlanmıştı. Brezilyalı editör Lais
Oliveira, Trans-Sibirya demiryolu üzerinde gerçekleştirdiği seyahatiyle ilgili
deneyimlerini Sputnik'le paylaştı.
Yapımına 1891 yılında başlanan Trans-Sibirya demiryolunun inşaatı 5 Ekim 1916’da tamamlandı. 7 yıl önce Rusya’nın başkenti Moskova’ya taşınan Lais Oliveria, Moskova’dan Vladivostok’a uzanan, 9 bin 288 kilometre uzunluğundaki demiryolunda bir Rus ve bir Kolombiyalı arkadaşıyla 'hayalim' dediği yolculuğu bir ayda gerçekleştirdi. Başta yolculuğun kendisini biraz korkuttuğunu belirten Oliveria, Rusya’nın Avrupa’daki kısmını Uzak Doğu’sundaki bölgelerle bağlayan demiryolu üzerinden Moğolistan’a ve oradan da Çin’e de seyahat ettiklerini söyledi.
Yapımına 1891 yılında başlanan Trans-Sibirya demiryolunun inşaatı 5 Ekim 1916’da tamamlandı. 7 yıl önce Rusya’nın başkenti Moskova’ya taşınan Lais Oliveria, Moskova’dan Vladivostok’a uzanan, 9 bin 288 kilometre uzunluğundaki demiryolunda bir Rus ve bir Kolombiyalı arkadaşıyla 'hayalim' dediği yolculuğu bir ayda gerçekleştirdi. Başta yolculuğun kendisini biraz korkuttuğunu belirten Oliveria, Rusya’nın Avrupa’daki kısmını Uzak Doğu’sundaki bölgelerle bağlayan demiryolu üzerinden Moğolistan’a ve oradan da Çin’e de seyahat ettiklerini söyledi.
Yolculuk boyunca her yerde eşsiz bir güzellikle
karşılaştıklarını belirten Lais Oliveria, kendisini en çok Yekaterinburg ve
Baykal Gölü'nün etkilediğini söyledi.
'YOLCULUK
SIRASINDA CAN SIKINTISINA YER YOK'
Yolculukta yerel halkla da iç içe olmak için açık kompartımanlardan
bilet aldıklarını vurgulayan Oliveria, "Yolculuk sırasında can sıkıntısına
yer yok. Kimileri uyuyor, kitap okuyor, kimileri de muhabbet edip şakalaşıyor
veya oyun oynuyor. Tanıştığımız bir Rus nine bize tatlı ve bisküvi ikram etti.
Eski bir asker gitar çalıp şarkı söyledi, bir başkası kızına saç örmeyi
öğretti. Bir adam da bize vodka ikram etti" ifadelerini kullandı.
'YOLCULUĞUN
HER SAFHASINDA EŞSİZ BİR GÜZELLİKLE KARŞILAŞTIK'
Durdukları her yerde eşsiz bir güzellikle karşılaştıklarını
belirten Oliveria, en çok iki yerden etkilendiklerini söyledi: "İlki
Yekaterinburg’du, Asya ve Avrupa sınırındaki bu yer, iki yerde aynı anda olma
imkânı veriyor. İkincisi de Baykal Gölü'ydü." Oliveria, sonunda Moğolistan
ve Çin’e ulaştıkları, yolcuğun unutamayacakları bir deneyim olduğunu da
vurguladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder