Kaynak
: https://oggito.com/
En büyük edebiyat dehalarından biri olan Tolstoy hem
sıradışı bir kişilik hem de yaşadığı dönemin en ünlü isimlerinden biriydi. Bu
sefer Tolstoy’u Maksim Gorki ile dostluğu sırasında Gorki’nin tuttuğu notlardan
görüyoruz. Gorki bu notlar için, “Lev Nikolayeviç’in Kırım’da Gaspra
dolaylarında yaşadığı sıralarda yazdığım bölük pörçük notları derledim. Notlar
Tolstoy’un ağır hastalığıyla iyileşme dönemini kapsar. Kâğıt parçaları üzerine
çalakalem karalanmış şeylerdir,” diyor.
1 Onu
her şeyden daha çok uğraştıran, açıktan açığa kemiren düşünce, Tanrı düşüncesi.
Gerçekte bir düşünce değil de, kendisinden daha yukarılarda duyduğu bir şeye
karşı çılgınca bir direnme gibi bir şey bu zaman zaman. Dilediğinden daha az
konuşuyor bu konuda, ama hep düşünüyor. Bunu, kocamış olmanın bir belirtisi,
ölüm öncesi bir önsezi saymak çok güç – hayır, bana kalırsa, çok ağır
basan insanca gururundan doğan bir şey bu – biraz da– onuruna
yedirememekten: Lev Tolstoy olarak, bir salgın mikrobu karşısında eğilmeyi
onuruna yediremiyor. Bilgin olsaydı, en başarılı varsayımları ortaya atardı
yüzde yüz, büyük buluşlar yapardı.
2 “Azınlık,
geri kalan her şeyi elde etmiş olduğu için gereksinir Tanrı’yı, çoğunluk ise
hiçbir şeyi olmadığı için.”
Ben daha başka türlü söyleyeyim: çoğunluk ödleklikten
dolayı inanır Tanrı’ya, ruhundaki olgunluktan dolayı inanan, birkaç kişidir
ancak.
3 Balık
olsaydı yalnız okyanuslarda yüzerdi herhalde, dar denizlere, hele yeryüzü
ırmaklarının sığ sularına hiç uğramazdı. Çevresinde, şurda burda duran ya da
ileri geri sıçrayan küçük balıklar: söylediği şeyler onları ilgilendirmez,
onlara gerekli değildir, susuşu ise onları korkutmaz, kımıldatmaz. Ama susuşu
bu dünyadan kovulmuş gerçek bir yalnızınki gibi etkili. Gerçi bellli konularda
bir hayli, hem de göreviymiş gibi konuşuyor ama susuşunun daha da büyük
olduğunu duyuyor insan. Birtakım şeyleri insan başkalarına söyleyemez.
Kendisinin de korktuğu kimi düşünceleri var şüphesiz.
4 Bilim
üstüne: “Bilim, şarlatan bir simyacının yaptığı bir altın çubuktur.
Yalınlaştırıp herkese mal etmek istersiniz: bakarsınız ki bir sürü kalp para
basmışsınız. İnsanlar o paraların gerçek değerini görünce, size bir borçluluk
duymayacaklardır.
5 Bana
okuyayım diye verdiği günlüğünde garip bir özdeyişle çarpıldım: “Tanrı benim
isteğimdir.”
Bugün kitabı geri verirken, bunun ne demek olduğunu sordum.
“Bitmemiş bir düşünce,” dedi, kısık gözlerle sayfaya
bakarak. “Tanrı benim onu bilme isteğimdir demek istiyordum belki… Hayır, hayır
o da değil…” Gülmeye başladı, kitabı durup tomar yaparak gömleğinin kocaman
cebine soktu. Tanrı’yla çok şüpheli ilişkileri var; bu bana “bir inde iki
ayı”yı anımsatıyor hep.
6 Hastalık
daha da kuruttu onu, ondan bir şeyi yaktı tüketti. İçin için daha ışıklı, daha
seçik, her şeyden elini eteğini çekmiş görünüyor. Gözleri daha da keskin, bakışları
işleyici. Can kulağıyla dinliyor, unutmuş olduğu bir şeyi anımsıyor sanki, ya
da yepyeni, bilinmeyen bir şey bekliyor. Yasnaya Polyana’da, her şeyi bilen,
öğreneceği hiçbir şey kalmamış bir kimse gibi görünürdü bana – her sorunun
karşılığını bulmuş bir adam.
7 “Aydın
bir kişi, daha on ikinci yüzyılda yiğitçe, ‘Çağımızda mucize diye bir şey
yoktur,’ diyen Galiçya Prensi Vladimirko gibidir. Bu söz üzerinden altı yüz yıl
geçti, bütün aydınlar birbirlerine hiç aralıksız: ‘Mucize diye bir şey yoktur,
Mucize diye bir şey yoktur,’ deyip duruyorlar. Öte yandan bütün insanlar da
mucizeye inanıyor, tıpkı on ikinci yüzyılda inandıkları gibi.”
8 Bana
Budist yazmaları okumamı salık verdi. Budizmden, İsa’dan aşırı bir içlilikle
söz eder her zaman. Özellikle İsa’yla ilgili konuşmaları her zaman yoksul,
coşkudan uzak şeyler; sözleri duygudan, gerçek ateşin kıvılcımlarından yoksun.
Bence, İsa’yı gösterişsiz, acınmaya hak kazanmış biri olarak görüyor, ara sıra
ona hayranlığını belirtiyorsa da, sevdiğini sanmıyorum pek. Sanki kafasına bir
şey takılıyor hep: İsa bir Rus köyüne gelmiş olsaydı, kızlar onunla alay
ederlerdi belki.
(Tolstoy’dan Alıntılar, Maksim Gorki, Çeviren: Akşit
Göktürk, Adam, 2003)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder