Kaynak:
https://haberrus.ru/
Aleksandr Puşkin, 1799 yılında
Moskova'da doğdu. Babası Sergey, soylu bir ailedendir. Annesi Nadejda Çad’lı
(Etopya’lı olduğuda söylenir) Abraham Hannibal’in neslindendir. Büyük Dedesi
Abraham, Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz oğlu ve çarlık ordusunda seçkin bir
subaydı. Annesi ve babası eğitimli insanlardı. Puşkin, soylu bir aile ortamında
büyüdü. İlk bilgilerini Fransız mürebbiyelerden edindi. Henüz sekiz yaşındayken
Fransızca ve Rusça öğrenmişti. 11 yaşına geldiğinde özgürlükçü ve hicivci
yazarlarını beğendiği Fransız edebiyatından etkilenerek Fransızca şiirler ve
güldürüler yazmaya başlamıştı.
Rusça
çağdaş ve ulusal şekle ulaştı
Puşkin öncesi Rus yazarlarının
ana yönelişleri, romantizm ve klasisizm olmuştu. Daha çok Batı edebiyatının
etkisi altında doğmuşlar, Rus kültürü temeline yeterince oturmamışlardı.
Puşkin, Batı kültürü ve özgürlükçü düşüncesiyle Rus halk duyarlılığını kaynaştırdığı
eserlerinde, Rusçayı gerek sözcük dağarcığı ve gerekse tümce yapısı ve anlatım
özellikleri bakımından arındırmış, zenginleştirmiş, bu dile çağdaş ve ulusal
bir yapı kazandırmıştır. Şiirlerinin yanında Rus ve Dünya edebiyatına katkısı
tartışılmayacak, ”Byelkin’in Öyküleri”, ”Dubrovski”, ”Yüzbaşının Kızı” v.b.
öykü ve romanlarıyla hafızalarda yer etmiştir.
”Büyük
Petro’nun Arabı”
Puşkin'in ilk roman denemesi
olan yarım kalmış uzun hikaye ”Büyük Petro’nun Arabı”, şiirleriyle nam salmış
bir yazarın düz yazıda da gayet başarılı olabileceğini göstermesi açısından çok
önemli bir yere sahip. Adından da anlaşılacağı gibi Büyük Petro'nun, aslen Arap
olan vaftiz edilmiş oğlu İbrahim'in yaşadığı bir aşk sonrası evliliği konu
ediniyor.
Puşkin’in büyük dedesi Arap
İbrahim, Çad Gölü’nün yanında doğmuştur. Daha küçük bir çocukken esir düşerek
köle tacirleri vasıtasıyla İstanbul’a kadar getirilir. İstanbul Kapalı Çarşı’da
zamanın Rus sefiri tarafından satın alınan İbrahim bir müddet sonra Moskova’ya
gönderilir. Çalışkanlığı ve belki esmer sevimli haliyle Çar 1. Petro’nun
beğenisini kazanır. Vaftiz edilerek Çarlık ailesinin içinde büyür. İlerleyen
yaşlarında önemli görevlere getirilen İbrahim Hannibal’ın kıvırcık saçlı torunu
dünyanın en çok bilinen şair ve yazarlarından olur.
Puşkin’in
Erzurum Yolculuğu
Puşkin, 1829 yılındaki
Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rus ordusuyla birlikte Erzurum'a kadar gider.
1836'da yayımlanan ''Erzurum Yolculuğu'' kitabı bu yolculuğun izlenimlerini
yansıtır ve yazarın gezi türündeki başarılı bir eseridir. Batılı
oryantalistlerden farklı olarak, abartısız, Doğu'yu kendi kimliği ve
özellikleriyle anlatmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun o zamanın şartlarında
doğu bölgesiyle İstanbul arasındaki karşıtlık ve çelişkileri dahice sezerek
eserinde konu olarak işlemiştir.
Puşkin Moskova’dan başlayıp
Erzurum’a kadar devam eden yolculuğunu, kitabının özeti gibi olan şu
başlıklarla anlatıyor: Bozkırlar. Bir Kalmuk çadırı. Kafkas suları. Askeri
Gürcü yolu. Vladikafkas. Osetinlerin ölü gömme törenleri. Terek. Daryal geçiti.
Gürcistan'a ilk bakış. Hüsrev Mirza. Tiflis. Halk hamamları. Ermenistan'ın
görünüşü. Çifte geçitler. Gergerler. Maden suyu kaynağı. Gümrü'de geceleme.
Ararat. Sınır. Kars'tan ayrılış. Kont Paskeviç'in ordugâhı. Hakkı Paşa'yla
savaş. Bir Tatar beyinin ölümü. Çoban köprüsü. Hasankale. Ilıca. Erzurum üstüne
yürüyüş. Görüşmeler. Erzurum'un alınması.
Erzurum’da
Puşkin Müzesi
İçinde olduğumuz 2019 yılı,
Türkiye-Rusya Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı olarak devam ediyor. İki ülke
kültürel etkinlikler kapsamında çok sayıda kültür, sanat ve devlet adamlarını
bir araya getirdi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Atatürk
Üniversitesi Rus Dili ve edebiyatı Bölümünün çabalarıyla Erzurum'da, Aleksandır
Puşkin'in kaldığı ve ‘Erzurum Yolculuğu' adlı eserini yazdığı evde bir Puşkin
Müzesi açılacak.
Yerli halk açılacak Puşkin
müzesine ne kadar ilgi gösterir bilmiyorum ama son yıllar Erzurum kayak
merkezine ve ‘Erzurum'a Yolculuk’ kitabında bahsedilen kükürtlü kaplıcalara
gitmeye başlayan Rus turistlerin çoğunluk itibariyle uğrayacaklarını tahmin
ediyorum. Yıllık ağırlanan turist sayısının 45 milyona ulaştığı Türkiye’ye en
fazla ilgi, 6 milyonluk rakamla ilk sırada Rusya’dan gelenler oluşturuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder